GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılamasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, rejim karşıtı yobazlar tarafından katledilen, cesaretiyle hepimize örnek olan cumhuriyet sevdalısı devrim şehidimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay'ı saygı ve minnetle anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Depozito yönetimi ve işletmesi başta olmak üzere elektrikli skuter kullanımıyla ilgili kurallar getiren, yerel yönetimlere bisiklet yolları yapmayı, şarj istasyonları yapmayı öngören düzenlemeyle Türkiye Çevre Ajansı kurulması teklifi karşımızda duruyor. Ne kadar sempatik değil mi? Özellikle büyük kentlerdeki genç nüfusa hitap eden birtakım düzenlemeler var. Depozito uygulamasının zorunlu hâle getirilmesi, çevremizi kirleten insanlara karşı ağır cezaların öngörülmesi sempatik geliyor fakat öyle değil. Yine bir torba yasa. Anayasa'mıza göre torba yasa yapma mantığı aykırıyken sizin bakanlıklarınız da torba hâline geldi. Çevre Bakanlığının torbasına da bu Ajans giriyor değerli arkadaşlar.

Anayasa'ya göre devletin çevre kirliliğini önleme, çevreyi koruma ve geliştirme ödevi vardır. Çağdaş devletlerin yükümlülüğü çevreye saygı göstermek, korumak ve geliştirmektir değerli arkadaşlar. Bu anlamda ÇED süreçlerinin ortadan kaldırılması değil, güçlendirilmeye ihtiyacı vardır. Çevre kirliliğini önlemek, ulusal ölçekte depozito yönetim sistemi kurulması, işletilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla, sorumluluk almadan fazlaca yetki, kadro ve bütçe alan, mali muafiyetleri olan, denetim yetkisiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına rakip, hatta paralel bir yapı kurulmak isteniyor; iç ve dış denetimden muaf olan yeni bir kamu kurumu kurulmak isteniyor.

Çevre Ajansı bir kamu kurumu mudur peki? Çevre Ajansı organlarının bilimsel ve objektif kriterlere göre değil, siyasi saiklere göre belirlenecek olması, organ ve birimlerin nasıl denetleneceğinin belli olmaması ve kendi bütçe mali muafiyetleri ve denetim yetkisi olan depozito yönetim sistemini kuran, işleten, işlettiren, izleyen, denetleyen bir yapı. Yalnız, Çevre Ajansı Kamu İhale Kanunu'na tabi değil. İhale Kanunu'na tabi olmayan kamu kurumu olur mu değerli arkadaşlar? Ajansın faaliyet görme biçimiyle şirket görüntüsünde olduğunu ve muafiyetleriyle bir rant paylaşım sistemi yaratacağı aşikârdır. Dolayısıyla kamu kaynaklarının peşkeş çekileceği yeni bir kurum oluşturulacaktır.

Değerli arkadaşlar, iki konuya değinmek isterim. Bugün bazı basın organlarında GÜBRETAŞ'ın Bilecik Söğüt'teki maden ocağında 6 milyar doların üzerinde bir kaynak bulunduğu söyleniyor. Bu kaynak yeni değil, 2008'den önce bulunmuş bir kaynaktır. Türkiye'nin kaynaklarının nasıl peşkeş çekildiğine bakalım. 2008'de bu kaynak o zamanın prensi, bugünün teröristi Akın İpek'in şirketi olan Kozaya devredilmiş, bugün mahkeme kararlarıyla geri dönmüş. Söylendiği gibi 6 milyar dolar değil, bahsedilen kaynağın üçte 1'i üretilebilme kapasitesine sahip kaynaktır.

Değerli arkadaşlar -sürem kısıtlı- "Yeter artık." diyoruz. Huzurdaki kanun teklifi, çevre denetimi süreçlerinin özelleşmesinin önünü açacak bir adımdır; sempatik, faydalı maddeler arasında serpiştirilmiş vahşi rant maddeleri çevreye ve memlekete ihanet gibidir.

Yine, değerli arkadaşlar, son günlerde Sayın Genel Başkanımızın konuşmalarından mal bulmuş Mağribî gibi cımbızlanan, seçilen kopyala yapıştırla bir şekilde partimize saldırılmaya başlandı partinizin her kademesinden, Genel Başkanınızdan yöneticilerine kadar; en son pergolacı Fahrettin de -bunu kullanmaya- mal bulmuş Mağribî gibi saldırdı.

Ben size bir şey okumak isterim -bu, devlete bir ait tutanak- değerli arkadaşlar. 8 Aralık gece 20.25'te Hamzabeyli Gümrük Kapısı'na bir araç girer 34 plakalı, şoförünün adı Veysel Filiz. Şahıs aranmak istemez, diplomatik dokunulmazlığı olduğunu söyler fakat pasaport ibraz edemez, kimlik gösterir, o kimlikle birlikte itibar etmez gümrük görevlileri. Tam tespiti aldıklarında zula yakalanır; zulada 182 paket içerisinde 98.740 gram eroin yakalanır.

Şimdi, pergolacı Fahrettin, dersine iyi çalış. Her şeyi bilecek durumda olan devletimiz bu zulanın kaç defa kullanıldığını, 8/12 tarihinden bugüne bunun neden açıklanmadığını, bu vatandaşı kimlerin koruduğunu ve sonra kimlerin uyuşturucuyu sakladığını, savunduğunu bize bir anlat diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)