| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle, ben de Türk sporuna çok büyük hizmetleri olan, Trabzonspor'un hem futbolcusu hem hocası Sayın Özkan Sümer'i ve üniversiteden hocam olan, çevre adına da çok büyük çalışmaları olan Sayın Orhan Kural Hocamızı rahmetle ve minnetle anıyorum.
Şimdi, burada çok değerli milletvekili arkadaşlarımızın çevresel sorunlarla alakalı, Çevre Ajansıyla alakalı yapıcı eleştirileri oldu. Ben hepsine teşekkür ediyorum ama burada gördüğüm hep eleştiriler; yapılanlarla ilgili de bir teşekkür etmelerini beklerdim esasında.
Şu anda Türkiye'de çevresel sorunlara baktığımız zaman AK PARTİ iktidarından önce, 2002 öncesine baktığımız zaman, 90'lı yıllarda çöplerin, çöp dağlarının patladığı bir İstanbul'u görüyoruz. Bunu da geçmişe bir baktığımız zaman, o dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde soru önergelerinde ve milletvekillerimizin de burada bunu gündem yaptıklarını, aylarca gündem yaptıklarını, hatta 39 kişinin rahmetli olduğunu, 12 kişinin cesetlerinin bile bulunamadığı bir dönemi hatırlıyoruz. Yani, burada gazete manşetlerine baktığımız zaman "Çöp Yanardağı" "Bu ayıp bize yeter!" diye böyle yüzlerce gazete manşetleri var.
Diğer konuya baktığımız zaman, Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994 yılında İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman Haliç'in durumu burada, resimde görülüyor.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ergene ne oldu?
CAVİT ARI (Antalya) - Bugüne bakın, bugüne.
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI MUHAMMET BALTA (Trabzon) - AK PARTİ dönemine baktığımız zaman Haliç burada, tertemiz olmuş. Yani, havanın solunamadığı, suyun içilemediği, suyun kirlendiği bir dönemde, insanların maskeyle dolaştığı bir dönemde... (CHP sıralarından gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) - Mahvettiniz...
ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANI MUHAMMET BALTA (Trabzon) - Değerli arkadaşlar, sizin görüşlerinizi dinledik. Ben görüşlerimi burada ifade ediyorum.
Suyun içilemediği bir dönemde, şimdi, bu döneme bakıyoruz, 2002 sonrasına bakıyoruz: Patlayan çöplükler park olmuş, çocuklarımızın rahatça yürüyebileceği, insanların rahatça gezebileceği bir yer hâline gelmiş, katı atık düzenli depolama sahaları yapılmış. 15 tesis vardı, şu anda 90 tesise çıktı, yani şu anda 65 milyon insanımıza hizmet veriyoruz. Artık, sular arıtılarak doğaya bırakılıyor. 145 tesis vardı, 1.170 tesise çıktı. Yani, yüzde 35 nüfusa hizmet verirken, şu anda yüzde 89 nüfusa -belediyelerin yaşadığı yerlerde- hizmet veriyoruz. Yani, 5 ilde, 5 büyük ilimizde doğal gaz vardı, şu anda 81 vilayetimizde ve ilçelerimizde bile doğal gaz var. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanınca havayı, suyu, toprağı artık rahatlıkla temiz hâle getirdik. Plastik poşet kullanımıyla alakalı bir kanun, yine bütün arkadaşlarımızın desteğiyle bir kanun düzenlemesi yaptık. Bununla birlikte, plastik tüketimi yüzde 80 azaldı. Yani, 1,5 milyar tasarruf sağlandı, bu da çevresel sorunlara harcanıyor. Şu anda da Çevre Ajansıyla da bizim çöplere attığımız esasında ekonomik değeri olan ham maddeleri ekonomiye kazandırmak için sıfır atık yönetim sisteminin bir altlığını oluşturuyoruz. Burada da amacımız esasında bu çöpleri ekonomik değeri olan bir ham madde hâline getirip çevresel sorunları da çözüp çevreye bırakmadan ekonomiye kazandırmak. Yani burada 20 milyar civarında olan içecek ambalajlarının yüzde 90'ınını geri dönüşüme kazandırıp geri dönüşüm oranını da yüze 13'ten yüzde 35'e çıkaracağız. 20 milyar bir tasarruf yani çöpe attığımız paradan 20 milyar tasarruf yapacağız, 100 bin kişiye de iş, aş sağlayacağız.
Yani 2002 yılında Türkiye'de 8 olan hava ölçüm istasyonu bugün 355. Yani bütün bunlara baktığımız zaman; atık su arıtma tesisleri, katı atık düzenli depolama sahaları, hava ölçüm istasyonları, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte kullandığımızda yani Türkiye geçmişe göre çevresel sorunlar açısından çok çok iyi bir seviyede, bunu söylemek isterim. Yani insanlarımızın bütün şehirlerimizde havasının, suyunun, toprağının temiz olduğunu rahatlıkla görüyoruz. Bu yeterli mi? Yeterli değil, yeterli olmadığı için de işte gerekli olan yasal düzenlemeleri yapıyoruz.
Ben bu konuyla alakalı Çevre Ajansına özellikle Komisyonda destek veren, bu kanun teklifine destek veren bütün milletvekillerimize teşekkür ediyorum; yine Bakanlığımıza, Bakanımıza, bütün bürokratlara teşekkür ediyorum. Burada sizlerin desteğiyle, milletvekillerimizin desteğiyle bu Çevre Ajansı kurulduğu zaman, inşallah, ülkemiz daha temiz olacak. Temiz bir Türkiye hayaliyle beraber bu kanun çalışmalarını yapıyoruz.
Ben tekrar, destek veren, eleştirileriyle beraber destek veren bütün milletvekillerimize teşekkür ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.