| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 09.01.2013 |
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ikinci bölümde şahsım üzerine söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlarım.
Tasarının komisyona gelme şekli, muhalefetin önerilerinin dikkate alınmaması, tasarının incelenmesi için verilen sürenin kısıtlı olması gibi yanlışlıkları bir tarafa bırakırsak tasarının içeriğinde olumlu düzenlemeler var. Burada tasarı hükümlerinin olumsuz değil, yetersiz olduğunu söylemek mümkün. Bu hususlara birazdan değineceğim.
Tasarının SGK Yönetim Kurulunda esnaf temsilcisine yer verilmesine, şehit ve gaziler ile bunların yakınlarının sevk sistemine bağlı olmaksızın özel hastanelerden fark ödemeden yararlanacak olmalarına dair hükümleri olumlu hükümlerdir. Gençlerimizden lise öğrenimini tamamlayıp aynı yıl üniversiteye girenlere bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamındaki hüküm de olumlu olmakla birlikte, ülkemizin şartları çok fazla göz önünde tutulmadan oluşturulduğundan yetersiz olarak görülmektedir.
Eğitim sistemimizin hükümlerinin hükûmetleriniz döneminde oluşturulan keşmekeş yapısı dikkate alındığında, gençlerimizin sınava ilk girişlerinde üniversiteye yerleşmelerinin neredeyse imkânsız olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekirdi. Burada, üniversite hedefinden ilk şansından sonra vazgeçmeyen, sınavlara hazırlanmaya devam eden, dershaneye giden gençler kapsam içine alınmalıydı. Bu eksikliği gidermek adına Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri tarafından verilen önerinin ve kanun tekliflerinin hem de komisyon görüşmeleri sırasında verilen önergelerinin reddedilmesi de vahim bir hata olarak görülmektedir.
Yine bizleri arayan, emeklilikte "yaş mağdurları" olarak tanımlanan vatandaşlarımızın sorunları bu tasarıyla rahatlıkla çözüme kavuşturulabilecekken göz ardı edilmiştir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, 1999 yılında yapılan düzenlemeyle emeklilik için gereken hizmet süresini dolduran ancak yaş sınırı nedeniyle emekli olamayanların sorunlarının çözümü için bir ara yol bulmak şarttır. Bu insanlara özel sektör artık yaşlarından dolayı "Çalışamazsın." diyor, devlet de "Hâlâ gençsin, çalışmaya devam et." diyor, iki taraflı baskı altında bu insanlar hayatlarını sürdürüyor. Konuyla ilgili her gün yüzlerce, dilekçe, mail, telefon alıyoruz. Eminim bu mağduriyet aynı yoğunlukta sizlere de bildiriliyordur. Burada, hem mağduriyetler hem de devletin bu konuyla ilgili kapasitesi göz önünde tutularak bir ara formül bu tasarı kapsamında bulunabilecekken iktidar soruna duyarsız davranmıştır. Yine, benzer şekilde, ana muhalefetin teklif ve önerileri de görmezden gelinmiştir.
Bu tasarı kapsamında çözümlenebilecekken göz ardı edilen bir diğer husus da, sigortalılığı başladıktan sonra işten ayrılan veya çıkarılanların boşlukları borçlanma yoluyla kapatmasına yönelik düzenlemeye yer verilmemesidir.
Değerli milletvekilleri, bunların dışında mutlaka ama mutlaka düzenlenmesi gereken bir alan da esnafın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek primleridir. Emekli olduktan sonra çalışma hayatına devam eden kişilerden sosyal güvenlik destek primi kesilmesinin amacı iş gücüne katılması beklenen gençlerin önünün açılmasıdır. Yani "Emekli olduktan sonra tekrar çalışma hayatına girenler istihdama katılmak isteyen gençlerin önünü tıkıyor." denilmekte ve bunun karşılığında bu kişilerin maaşlarından "sosyal güvenlik destek primi" adı altında bir nevi caydırıcı bir miktar para kesilmektedir. Bu noktadan hareket edersek, sosyal güvenlik destek priminin esnaf ve sanatkâr emeklilerinden kesilmesinin hiçbir mantığı kalmamaktadır. Bu kesimler, istihdam olanağını engellememekte, aksine, işveren olmaları münasebetiyle istihdam yaratmaktadırlar. İstihdam yaratan bu kesim sosyal güvenlik destek primiyle cezalandırılmaktadır.
Burada, istihdamın önünü tıkayan, emekli olduktan sonra iş yerini açık tutan ve çalışmaya devam eden, aynı zamanda da gençlere iş imkânı sağlayan emekli esnaf ve sanatkârlar değil, bu kesime sosyal güvenlik destek primi adı altında ek maliyetler bindiren, iş yeri giderlerini artıran dolayısıyla da işverenin çalışanını işten çıkartmasına vesile olan devlettir.
SGK verilerine göre, emekli olduktan sonra bir iş yeri açarak çalışmaya devam eden 13 bini aşkın kişi vardır. Yanlarında en az 1, 2 kişi çalıştıran bu insanlar, haklı olarak, yıllardır sosyal güvenlik destek primi uygulamasına son verilmesini beklemektedirler.
Görüşmekte olduğumuz tasarı sadece sosyal güvenlik destek primi borçlarının yapılandırılmasına yönelik bir hüküm içermektedir, bu büyük bir eksikliktir. Sosyal güvenlik destek priminin tamamen kaldırılması gerekmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şeker.