GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba yasa görüşüyoruz ama torba değil, bildiğiniz çorba.

Bakınız, özellikle yandaşlar eliyle enerji, maden, ulaştırma ve inşaat sektörü Türkiye'de yağmalanıyor. Barajlarla ekosistem değişiyor, HES'lerle akarsular kuruyor, RES'lerle ormanlar kesiliyor; gelmişiz burada Çevre Ajansının kurulmasıyla ilgili kanunu konuşuyoruz. Hangi çevreyi bıraktınız ki neyi konuşacağız?

Değerli milletvekilleri, İstanbul'a ihanet ettiklerini itiraf ederek şehirleri betona gömen, rant için orman katleden, "Yerli ve millîyiz." diyerek Kaz Dağları'nı Kanada'ya, Mersin Akkuyu'yu Ruslara, Artvin'i beşli çeteye yağmalatanlar mı çevreye duyarlı olacak? Bu ülkenin toprağını, havasını, suyunu Kanada'ya satmanın adı ne zamandan beri yerli ve millî oldu. "Mavi boncuk takışına, ırmağının akışına ölürüm Türkiyem." diyerek, ırmağı Kanadalı bir şirkete kurutturmanın neresi yerli ve millî? Vatan sevgisi sadece lafta; orman yeşilini sevmiyorlar, sevdikleri tek şey doların yeşili.

Hele o Salda Gölü, hele o Salda... Kuldan utanmıyorsanız Allah'tan utanın diyorum. Dünyada eşi ve benzeri yok. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) diyor ki: "Tek benzeri Mars'ta." Herhâlde bunu tekrar görmek için Mars'a gitmeniz gerekecek. İnsan bakmaya, dokunmaya kıyamıyor, beylerin yaptığı rezilliğe bakın arkadaşlar. Dünyada Salda Gölü'nün eşi benzeri yok. Gitmişler, bu kumlara evler ve bir şeyler inşa ediyorlar. Arkadaş, siz güzel olan her şeye mi düşmansınız? Güzel bir ağaç, su, göl görünce dayanamıyor ve hemen onu yok mu etmek istiyorsunuz?

Bakınız, Alpler'den sonra oksijenin en fazla olduğu yerler arasında bulunan Kaz Dağları Kanadalılara peşkeş çekildi. 200 binden fazla ağaç kesildi, bunu düşman bile yapmaz.

Bakın, devam edelim. Cennet vatanım, cennet şehrim, cennet memleketim Mersin Akkuyu, yemyeşil bir koydu. Şimdi, atom bombası düşmüş gibi, çöle dönüşmüş. Ruslara peşkeş çekildi. Bu yetmiyor, bize bir de elektrik satacaklar ve biz de buna yerli ve millî diyeceğiz.

Peki, bu fotoğrafa bakınca içiniz acımıyor mu? 12 bin yıllık Hasankeyf, tam 12 bin yıllık. Bakın, vicdanınız kaldıysa bakın. Bir de utanmadan Anadolu Ajansı haber yapıyor, bu fotoğrafla haber servis ediyor: Yeni yüzüyle misafirlerini bekliyormuş efendim! Alay mı ediyorsunuz siz Allah aşkına? Şu liyakatsiz bürokratlarınızı da alın, bir gidin.

Peki, bu, ihanetin resmî: bu, dünya güzeli, Avrupa ve Asya'nın incisi İstanbul Boğazı'nın hâli. Ne istiyorsunuz İstanbul'dan? Dünyada eşi ve benzeri yok. Ne diyor sizin beşli çetenizden biri: "Meyve veren ağaç taşlanır." Allah aşkına, taşlayacak ağaç bile bırakmadınız.

Değerli milletvekilleri, Avrupa'da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 20 metrekare, Türkiye'de ise sadece 5 metrekare. Türkiye AKP döneminde Arnavutluk büyüklüğünde tarım alanını, Çanakkale büyüklüğünde de orman alanını kaybetti. Biz böyle söyleyince diyorlar ki: "Biz kestik ama bilmem kaç tane de ağaç ektik." Milletin aklıyla alay ediyorsunuz. Belediyelerimizin 12 bin dolara aldığı ve sonra da kuruyan ağaçlardan mı bahsediyorsunuz? Almışlar yurt dışından paravan şirketlerle yüz binlerce fidan; kurumuş, bir daha almışlar; kurumuş, bir daha almışlar, dolarları basmışlar. Ey yerli ve millî AKP vekilleri, sizin Orman Bakanlığınız yok mu Allah aşkına? Hem ucuz hem de Türk lirasına fidan veriyor. Neden yerli ve millî Türk lirası üzerinden ve ucuz fidan veren kendi Bakanlığınızdan fidan almıyorsunuz? Niye yabancılardan alıyorsunuz?

Peki, son söz, hakkınızı yemeyelim: Sizin de diktiğiniz bir ağaç var, evet, kesinlikle; bu güzelim vatanın vatandaşlarının, halkımızın ocağına incir ağacı diktiniz.

Teşekkür ederiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Saygılar sunarım.