| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 232 sıra sayılı Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 21'inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlarım.
Sözlerime başlamadan önce, Sayın Selahattin Demirtaş özelinde tüm siyasi tutsaklara saygılarımı sunarım. Bilindiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi Sayın Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi bir tutukluluk olduğunu belirterek derhâl serbest bırakılmasını talep etti. Şu dakikadan sonra Demirtaş'ın içeride geçirdiği her saniye adalet mekanizmasının daha da zarar görmesine sebebiyet verecektir. Aslında alınan bu karar Türkiye'deki tutuklama faaliyetlerinde siyasetin yargı üzerindeki etkisinin de birer kanıtı niteliğindedir. Öyle trajik zamanlardan geçiyoruz ki hukuk üzerinde siyasi baskılar oluşturanlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını "siyasi" olarak nitelendirmektedir. Yargıyı kendi arka bahçesi olarak gören bu zihniyetin adalet üzerindeki gölgesinin en kısa sürede kalkacağına olan inancımız da tamdır.
Değerli milletvekilleri, 21'inci maddeyle 2872 sayılı Çevre Kanunu'na ek madde eklenerek atık motor yağlarının toplama miktarının artırılması, takibinin sağlanması ve yasa dışı kullanımının önlenmesi amacıyla motor yağı değişimi yapılan noktaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yetkilendirilmesinin ve motor yağı değişimlerinin Bakanlıkça yetkilendirilmiş noktalar tarafından yapılmasının veya bu yerlere teslim edilmesinin zorunlu hâle getirilmesi amaçlanmaktadır. Özü itibarıyla da doğaya ve çevreye kalıcı zararı olan motor yağlarının -hatta her türlü atık yağın- belli bir denetime tabi olması tabii ki olumlu bir durumdur hatta geç kalındığını da belirtmek isterim. Bu hususta bir denetim mekanizmasının oluşturulması ciddi önem taşımaktadır. Fakat bir hususun da açıklığa kavuşturulmasında fayda var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu yetkilendirme sürecinde ekonomik bir talepte bulunacağı anlaşılmaktadır. Bakıldığı zaman, bu işlerle uğraşan birçok küçük işletmemiz var. Zaten, mevcut durumda, birçok esnafımız maalesef, Covid-19 virüsünün yarattığı olumsuz ekonomik tablo karşısında her gün biraz daha fakirleşirken artan maliyetlerle birlikte ekonomik açıdan zorluk yaşamaktadır. İktidar tarafından uygulanan yanlış politikalar devletin de ekonomik göstergelerini olumsuz etkilemiştir. Söz konusu bu madde merkezî iktidarın sıkıştığı nakit açısından faturayı esnafa kesme gayretinin bir ürünü müdür? Dünyada olduğu gibi, ülke olarak da çok zorlu günlerin yaşandığı, artık sadece TÜİK ve iktidar tarafından inkâr edilen bir gerçektir. Burada esnafa yönelik yeni maliyetlerin oluşturulması değil, onların ekonomik canlılığını sağlayacak olumlu adımların atılması gerekmektedir fakat halkın zor gününde IBAN paylaşanların bu maddeyi esnafın yararına getirdiğine olan inancım çok düşük. Kötü bir ekonomik sarmal içine girmiş olan ekonominin pandemi dolayısıyla daha da kötü bir duruma düştüğü bir ortamda "Ekonomi pik yapıyor." diyen anlayışın olsa olsa pike yapan bir ekonomiyi, BMC'yi "bi-em-si" diye okuyan, İngilizce özentisi içinde olan bir zihniyetin okuması olabilir yani "pike"yi "pik" okumadan başka bir şey değildir.
Değerli milletvekilleri, bu maddedeki amacın salt bir çevre duyarlılığı olduğuna inanmayı gerçekten çok isterdik fakat burada amacın yeni bir gelir kapısı oluşturulma çabası olduğu anlaşılmaktadır. Bakıldığı zaman, özellikle, doğaya karşı işlenen bütün suçların altında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bizzat imzası bulunmaktadır. HES, JES, orman katliamları, kum ocakları, madenler bu iktidar ve sermaye iş birliğiyle doğaya geri dönüşü imkânsız zararlar verdi. Umarım yanılırım fakat şu ana kadar gerek merkezî iktidarın gerekse ilgili Bakanlığın pratikleri bizlere bu gerçeği de göstermiştir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)