| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 232 sıra sayılı Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 21'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubum adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar "Çoğunluğumuz var, istediğimizi yaparız." mantığıyla hareket etmenin bedeli ağır olmakta. Muhalefetin uyarı ve önerilerini dikkate almadan, komisyonlarda ilgili STK'lerin görüşlerini dinlemeden çıkarılan yasaları bazen bir yıl geçmeden tekrar Genel Kurula getirmenize şahitlik ediyoruz, on dokuz yılda 192 defa İhale Yasası değiştirdiğiniz gibi. Tüm bu sıradanlaşan olumsuzluklar bir kenarda dururken iktidar Genel Kurula yeni bir torba kanun teklifi getirmiştir. Söz konusu kanun teklifinin esas amacı Türkiye Çevre Ajansının kurulmasıyla ilgiliyken geri kalan maddeleri ise elektrikli skuterlardan alınacak işgal harç bedellerinin uygulanması, atık motor yağlarının yönetimi, yerel yönetimler ile Karayolları Genel Müdürlüğüne bisiklet yolları ve şeritleri, bisiklet park istasyonları, elektrikli şarj istasyonları ve gürültü bariyerlerini yapma görevi verilmesi gibi oldukça farklı ve teknik konulardan oluşan bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Pandemi sürecinde, çevre dostu olan kamp ve karavan alanı yapılması yönünde Karayolları ve belediyeleri görevlendirme konusunda da bir düzenleme olmalıydı; bu konuda eksik kalındığını görüyoruz.
Biz İYİ PARTİ milletvekilleri olarak, milletin kürsüsünde konuşma yapmak için buraya her geldiğimizde büyük Türk milleti adına AK PARTİ iktidarına gördüğümüz eksiklerini, yanlışlarını, milletimizin yapılmasını istediği taleplerini bütün açıklığıyla dile getiriyor ve çözüm önerilerini de sunuyoruz. AK PARTİ kurulduğunda "Önce milletim ve devletim, sonra partim ve ben." diyordu. Şimdi, devlet ve millet gitti, sadece parti ve ben kaldı. Ne yazık ki bugün acı da olsa gerçek budur değerli arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21'inci maddeyle 2872 sayılı Kanun'a ek 15'inci madde eklenerek motor yağı değişimlerinin Bakanlıkça yetki verilen işletmeler tarafından yapılması veya atık motor yağlarının bu yerlere teslim edilmesi zorunlu hâle getiriliyor. Akaryakıt istasyonlarına, tamirhanelere, servislere, kamu kurum ve kuruluşlarına, belediyelere, şantiyelere, kısaca, motor yağı değiştiren büyük küçük tüm firma ve işletmelere 1 Ocak 2021 tarihine kadar motor yağı değişim noktası izin belgesi alması zorunlu hâle getiriliyor. "Buradaki maksat, aynı araç muayene istasyonları gibi tekel oluşturmak, insanları işlerinden güçlerinden ederek kuyruk oluşturmak mı ya da birilerine bu işleri tekelleştirin diye imkân mı sağlamak istiyorsunuz?" sorusu insanın aklına gelmiyor değil.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bundan böyle Atık Yönetimi Yönetmeliği'nin 13'üncü maddesindeki hükümler doğrultusunda, yukarıda saydığımız işletmeler geçici depolama alanı kurmak zorunda. Tabii, bunun için öncelikle ilinizdeki Çevre ve Şehircilik il müdürlüğüne başvurarak motor yağı değişim noktası izin belgesi alacaksınız. Tabii, bu kadarla bitmiyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının çevrim içi programlarına kayıt yaptıracaksınız. AK PARTİ'nin getirdiği bu Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesiyle, bu kurallara uymayan tüm işletmelere 10 bin Türk lirası idari para cezası kesilecek, özellikle sanayilerdeki tamirhane sahibi kardeşlerime önemle duyurulur. Buradan, şimdi, özellikle küçük tamirci atölyesinde evine ekmek götürmek için ter akıtan kardeşlerimin, serzenişlerini duyuyor gibiyim. AK PARTİ yakında işletmelerinize kamera takma zorunluluğu getirip sizleri merkezden kontrol etmeye kalkarsa lütfen şaşırmayın.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkenin çevresel ve doğal kaynakları artık bitme noktasına gelmiştir. Milletimiz, AK PARTİ iktidarı tarafından, üretmeyen ve sadece satan, tüketen bir toplum hâline getirildiğinden ekonomi de durmuştur. Kısa vadeli pansumanlarla bu doğa katliamındaki yara kolay kolay kapanmayacaktır. Bunu göz önünde bulundurarak iktidardan talebim, artık satmadan fabrika kurun, ithal etmeden üretim yapın, tarımı bitirmeden çiftçimizin girdi maliyetlerini düşürün ve bu kesimi güçlendirin diyor, heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)