| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 23.12.2020 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanunlar öyle alelacele, hesapsız kitapsız yapılıyor ki daha Komisyondan Meclise inene kadar açık veriyor, yeniden düzenlenmeye çalışılıyor.
Şimdi bir ajans düşünün, kendine bir bütçe hazırlıyor; veriler elde, kullanacağı kaynakları belirlemiş, daha doğrusu belirlediğini zannediyor, sonra bir bakıyor yanlış hesap yapmış "pardon" bile demiyor "Değiştirin bu rakamları." diyor. "Yüzde 15 yetmez, kaç yapsak?" diye birbirine soruyorlar, muhtemelen biri "15'i, 25 yapalım." diyor. Hop, kanun değişikliği Meclise geliyor "Nasılsa stajyer ajans. Nasılsa bu da yetmezse 35, 50, 100 yapabiliriz." diyor. Cumhuriyet tarihinde görülmeyen, yeni türetilen ajansların bütçemize kattığı işte tam da bu: Kontrolsüzlük, hesapsızlık, şeffaf olmamanın ve hesap vermemenin dayanılmaz hafifliği. Biz yıllardır, yüzlerce defa değişen ihale kanunlarından bu kürsüde şikâyet ettik, Çevre Ajansını görünce haksızlık etmişiz diyorum. Bu süratle kanun değişme rekorunu ajanslar bir sene içinde egale ederler.
Komisyonda geçici madde düzenlemesi yaparak Gelir İdaresi Başkanlığına gelir olarak kaydedilen geri kazanım katkı paylarının 2021'den önce yüzde 10'unu, 2021'den sonra yüzde 15'ini Ajansa istiyordunuz. Genel Kurula geldiğinizde ise 2020'den alacağınız kamu transferi az olacak ki 2021 itibarıyla katkı paylarından alınacak oranın yüzde 25'e çıkarılmasını istiyorsunuz. Kullanmayı hedeflediğiniz bu kaynak kamunun kaynağı değil mi?
Değerli milletvekilleri, teklif sahipleri ne Komisyonda ne Genel Kurulda bu rakamların boyutunu kamuoyuyla paylaşmadı. Depozito sistemiyle vatandaştan en az 10 milyar lira toplanacak. Depozito sistemine toplanan atıklar ne kadar iade edilmezse o kadar yüksek meblağ Ajansa kalacak. Hâlihazırda halkın cebinden başlangıç olarak 10 milyar lira çıkacaktı, şimdi bu rakamı daha da yukarılara taşıyorsunuz. Yapılan projeksiyonlarda, 2040'da ambalaj atığı miktarı yüzde 150 artacak, yani halkın cebinden çıkan para katlanarak artacak. Şimdi, kimin cebine gidecek bu paralar? Hangi seçkinlerinizi yine ve yeniden ihya ediyorsunuz? Kurulmadan açık veren bir ajans yapılanmasının başarılı olacağına, kendi kendine yeteceğine, devlete, millete fayda sağlayacağına kim inanır? Hesap vermekten uzaklaştıkça, hesap yapma ihtiyacı da ortadan kalkıyor; işte, Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin en büyük ve taşınamaz sorunu tam da budur. Şeffaflıktan uzak, denetlemeden muaf hiçbir sistem başarılı olamaz; devletin, milletin, yoksulun ve yetimin hakkını ziyan eder. O kaynaklar için vatandaş kıt bütçesinden, çoluğunun çocuğunun rızkından kese kese, boş cüzdanından eli titreye titreye harcama yapıyor "Ajans da 15 yetmedi 25 ver." diyor.
Türkiye Çevre Ajansı bir tür kamu-özel iş birliği modelidir. Köprüden, hastaneden farklı olarak bu modelde Türkiye Çevre Ajansı gelir garantili çöplerden bir iş modeli yaratıyor, bu modelin eşi benzeri dünyada yok, bu da övünülecek bir şey değil. Tıpkı vatandaştan geçilemeyen köprülerden, gidilmeyen şehir hastanelerinden alınan paralar şimdi de toplanması ve ayrıştırılması meçhul olan ambalaj atıklarından depozito parası olarak alınacak. Ajans parayı alacak, peki, atık ne olacak? Toplanırsa ne âlâ, toplanmazsa yine çöp dağlarına malzeme olacak. Bu mudur atık yönetimi vizyonunuz, bu mudur çevre vizyonunuz? "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." derler. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi de yanlıştır, bu Ajans yapılanması da yanlıştır. Diyoruz ki: Bağdat'a gittiniz, acele dönün de bu sistemi hep beraber değiştirelim.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)