GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:37
Tarih:23.12.2020

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 232 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 34'üncü maddesi üzerinde söz aldım.

Şuna her zaman inanırım ki bu yüce Meclis çatısı altında her zaman birbirimizin yüzüne bakacak şekilde konuşmak ve davranmak durumundayız.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifiyle...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Biz MHP'yle 2011 yılında oturduk, Anayasa çalıştık ya, 66 madde kabul ettik, masada değil miydiniz? Ne oluyor yani!

BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekilleri, bakın, hatip kürsüde, lütfen...

LEVENT GÖK (Devamla) - ...çevre kirliliğini önlemenin, yeşil alanların korunmasına, iyileştirilmesine, geliştirilmesine katkı sağlanmasının amaçlandığı belirtiliyor. Bir Ankara Milletvekili olarak içimi acıtan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum, biraz da sükûnet olursa ilgilerinize ve dikkatinize sunmak istiyorum, önemli bir konu. Çevreyi konuşuyoruz, Çevre Ajansı kuruluyor...

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, biraz sessiz lütfen...

LEVENT GÖK (Devamla) - ...bir yandan da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ankara'da Saraçoğlu Mahallesi'yle ilgili bir restorasyon çalışması yapıyor. Saraçoğlu Mahallesi 1946 yılında tamamlanan bir mahalle; o zaman memurların konut ihtiyacı için yapılan ve memur mesken yasası uyarınca Alman Mimar Paul Bonatz'ın yaptığı bir konut alanı. Alman Mimar Paul Bonatz ünlü bir mimar, cumhuriyetimizin o yıllarında çok önemli binaları Ankara'mıza kazandırmış bir mimar. Neler var? Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünü yapan mimar, eski Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünü yapan mimar, Anıtkabir'in tasarlanmasında ve yapılmasında jürinin başkanı yani önemli bir mimar. Paul Bonatz 1956 yılında vefat ediyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı 21 Ekimde projeyi tanıtırken yaptığı konuşmada Saraçoğlu Mahallesi'ndeki taşınmazlara restorasyon çalışması yapıldığını ifade etti. Ben de Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tartışmalarına katıldım ve Sayın Bakana şu soruyu yönelttim: Sayın Bakan -bu aşağı yukarı bir buçuk ay önce olan bir konuşma- bu Saraçoğlu Mahallesi'nin mimarı Paul Bonatz önemli bir mimar ve siz bir restorasyon çalışması yapıyorsunuz; bu mimarın mirasçılarından Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre izin aldınız mı? O gün bana cevap verilmedi, daha sonra Sayın Bakan yazılı bir cevap verdi ve dedi ki: "Biz orada -daha önce restorasyon çalışması yapıldığını söyleyen Sayın Bakan-rölöve çalışması yapıyoruz ve mimarından izin almadık."

Değerli arkadaşlarım, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre bir eserin mimarı ölürse onun koruma hakkı tam yetmiş yıl devam ediyor varisleri tarafından. Paul Bonatz 1956 yılında vefat ettiğinden bunun korunması, Saraçoğlu Mahallesi'nin korunması 2026 yılına kadar mirasçılarının iznine tabi ve Sayın Bakanın verdiği cevapla burayla ilgili izin alınmadığı ortaya çıktı ve "Bakın, bu, vahim bir gelişme yani sonradan bir tazminat davasıyla karşılaşmayalım. Niçin böyle yaptınız?" dediğimde aydınlatıcı bir cevap alamadık ve nitekim arkadaşlarım, geçtiğimiz günlerde Mimar Paul Bonatz'ın mirasçıları Ankara Mimarlar Odasına vekâletname vererek buranın restorasyon çalışmalarıyla ilgili dava sürecini başlattılar.

Niye böyle yapıyoruz değerli arkadaşlar? Yani hukuk bir yanda duruyor; kanun bize diyor ki: "Mirasçılarından izin alın." Niçin almıyoruz değerli arkadaşlar? Yani burayla ilgili restorasyon aslına uygun yapılırsa biz onlara karşı çıkmıyoruz ama hukuka uygun niye davranmıyoruz? Yani ben Ankara Milletvekili olarak -Ankara'nın toplanan vergilerinden- eğer karşımıza ileride bir tazminat konusu çıkarsa niye mükellef olalım değerli arkadaşlar? Niçin bunun üzerine biz gitmiyoruz? Durup dururken... Kanunu yapıyoruz ama mimarından izin almıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde, burada, saç baş yolduran bir hadise oldu. Buraların hepsi tescilli binalar, koruma altındaki binalar. TRT'nin bir dizisi var. Neymiş o dizi? "Teşkilat" dizisi. Ya, "Teşkilat" dizisinin çekimleri 19 Aralık günü bu binalarda yapıldı arkadaşlar. Ne çektiler, biliyor musunuz? Yangın sahnesini. TRT'nin bir dizisinin yangın sahnesinin çekimleri bu koruma altındaki binalarda yapıldı, çekim bitti, yaktıkları yeri söndürmeyi unuttukları için bina gerçekten yandı değerli arkadaşlarım. Şu kara mizaha bakın. Korumaya çalıştığımız binaları kendi elimizle yakıyoruz. Kimden izin aldınız çekim yaparken, kim izin verdi? Anıtlar Kurulundan izin aldınız mı, Koruma Kurulundan izin aldınız mı? Tam saç baş yolduran bir hadise.

Değerli arkadaşlarım, işimizi doğru yapalım. Hepimiz ciddi olmak durumundayız, devlet yönetiyoruz, tarihimizi korumak durumundayız. Ben Ankara Milletvekili olarak Saraçoğlu'ndaki olayları yakından izliyorum, bundan sonraki gelişmeleri de sizlerle paylaşacağım.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)