| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanuna muhalefet eden sivil toplum örgütlerini saymaya devam ediyoruz: Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği, Dünya Evimiz Uluslararası Dayanışma Derneği, Mardin Şahmaran Kadın Platformu, Ege Kadın Buluşması Platformu, Açık Veri ve Veri Gazeteciliği Derneği, DİSK Genel İş, Agrida Tarım ve Turizm Derneği, EĞİTİM SEN Mersin Şubesi, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Çukurova GÖÇDER.
Değerli milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi kararına Bremen Mızıkacıları gibi, daha doğrusu "mızıkçıları" gibi, her taraftan sesler gelmeye başladı. (HDP sıralarından alkışlar) İnsana sorarlar: "Sizin kıbleniz neresi?" Pusulanız, manyetik fırtınaya kapılmış saatin yelkovanı gibi 360 derece, fırıldak gibi dönüyor. (HDP sıralarından alkışlar) Yüzünüzü sabah Brüksel'e, öğlen Washington'a, ikindide Pekin'e, akşamda da Moskova'ya dönüyorsunuz. Bu pusulayla ne bir rota çizebilmeniz ne de bu gemiyle yol alabilmeniz mümkün değildir; bu şaşkınlık içinde ancak gemiyi batırırsınız.
Bu ülkede uygulanan tüm politikalar, giderek otoriterleşen devlet yönetiminin bir tezahürü hâline gelmiştir. En temel insan hakları ve özgürlükler kısıtlanmış, adalet sarayları adaletsizliğin merkezi hâline dönüşmüştür. Her çıkan yasa bir öncekinden biraz daha katı, biraz daha acımasız, biraz daha insafsız bir şekle bürünmüştür. İşte bugün görüşülen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi de bunun bir örneğidir. Normal şartlarda, kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesi hususu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu önerisi ve Viyana Mutabakatı çerçevesinde, dünyada para transferinin uyuşturucu ve silah tüccarlarına gitmesinin önlenmesi amacı için hazırlanmıştır. Söz konusu taslağa göre, bu aktiviteler içinde olan sivil kurumların mal ve paralarına el konulacağı düzenlenmektedir. Eğer bu hususu Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ve Viyana Mutabakatı çerçevesinde düzenlerseniz bunda hiçbir sorun yok fakat siz bunu kendi lehinize bir baskı aracına dönüştürerek, âdeta Ali Cengiz oyunuyla "sivil toplum kuruluşu" olarak genişletiyorsunuz. Bu kanun teklifiyle, İçişleri Bakanlığının kirli kayyum politikasının çemberini genişletme hevesindesiniz. Ülkeyi tam bir kayyum çöplüğüne çeviren yönetim şekliniz, şimdi de dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarına kayyum atama hakkını kendinde görecektir. Yarattığınız hukuksuzluk ortamında adalete olan inancın son kırıntılarını da yok ettiniz. "Cezaevlerinde çıplak arama var." diyenin FETÖ'cü, "barış" diyenin terörist, "adalet" diyenin propagandacı, "özgürlük" diyenin örgüt üyesi olduğu bu ülkede; "savaş" "kan" "hukuksuzluk" "tek adama biat" diyene "vatan sevdalısı" "milliyetçi" denilmesi kabul edilemez. 17-25 Aralığı Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası ilan edenlerden bugün, hafta boyunca ne bir ses çıktı, ne bir nefes. Dilinizi mi yuttunuz, yoksa barutunuz mu bitti, yoksa bu kervana siz de mi katıldınız? (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, halka ekonomide, istihdamda, iç ve dış politikalarda hesap vermeyen iktidar, tüm kesimleri kriminalize eden bir dil, bir üslupla toplumu kutuplaştırmayı sürdürüyor. Özellikle bütçe süresince bazı bakanlar saldırgan bir ruh hâliyle bu kürsüden konuşmalar gerçekleştirdi. Bizlerin sözleri aslında çok açık. "Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller." diyerek yediğinin hesabını belediyeye ödetenlerin hesap vereceği günler yakındır. (HDP sıralarından alkışlar) Devlet malı deniz, yemeyen ayıp eder diye düşünerek ve bu halkın vergilerini kendilerine katık eden, 3-4 hatta 5 maaş yiyenlerin hayır hasenata değil de hak sahiplerine bu parayı iade edecekleri gün yakındır. (HDP sıralarından alkışlar) Halk için toplanan yardımları haksız iç edenlerin hukuk karşısında cevap vereceği gün yakındır. Umutla bekleyen esnafa verilmesi gereken desteği keyifle zenginlere peşkeş çekenlerin gözyaşı dökeceği günler yakındır. Adalet çığlığına kulakları tıkayarak adaletsizliği meşru kılanların "adalet" diye kıvranacağı günler yakındır. "Oh, Oh!" diyerek göğsünü ovalayanların "of, of" diye kafalarını vuracakları gün yakındır. (HDP sıralarından alkışlar)
Son olarak da bu fani dünyadan göç eden birinin mezar taşına yazdığı bir dörtlüğü sizlerle paylaşmak istiyorum. "Bir zamanlar ben de Süleyman idim. / Ateşe, rüzgâra hükümran idim. / Sanmayın Sultan Süleyman idim. / Tersanede körükçü Süleyman idim." (HDP sıralarından alkışlar)