GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:39
Tarih:25.12.2020

AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; umarım 6'ncı maddeye ilişkin düzeltme önerimiz dikkate alınır. Her hâlükârda teklifin bütününden memnun değiliz. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi, kitle imha silahlarının finansmanıyla ilişkili kişilerin mal varlıklarının gerektiğinde iktidar tarafından dondurulmasını öngörüyor. İktidarın kararıyla mal varlıklarının dondurulabilecek olması çok vahimdir; bu, tek adam rejimini tahkim etmeye yönelik bir girişimdir. Terörle mücadeleye katkı sağlayacağı düşünülen bu düzenleme, iktidarın terörle o ya da bu şekilde iltisaklandırabileceği herkesin bu kapsama alınmasını mümkün kılabilecektir.

Kitle imha silahlarının yayılması elbette engellenmelidir. Teröristlerin eline geçmesi tehlikesi gerçekten vardır; terörizm, her hâl ve şekliyle sadece ulusal değil, bölgesel ve küresel barış ve güvenlik için ciddi bir tehdittir. Terörle mücadelenin finansmanının kontrol altına alınması fikri doğrudur, bu mücadeledeki uluslararası mekanizmalara uyumu sağlamamız keza doğrudur ancak teklifte öngörülen düzenlemelerin birçoğu, hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmıyor. Örneğin, iktidar isterse şüpheli kişi ve kuruluşlarla dolaylı olarak ilişkisi bulunan ya da onun adına hareket eden kişilerin ve kurumların da hesaplarını dondurabilecektir.

Mal varlıklarına el konulabilmesi süreci, münhasıran mahkemeler tarafından deruhte edilen bir süreç olmalıdır. Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Bakanlar doğrudan mahkemelerin alanına giren konularda davalar hakkında konuşmaya çekinmemekte, yargının bağımsızlığı ilkesine riayet etmemektedirler. Yargılaması devam eden şahıslar hakkında fikir açıklamakta, onlara sıfatlar yakıştırmaktadırlar. Teklifte öngörülen türden yetkiler, prensip olarak yürütme erkine, onu temsil eden şahıslara verilmemelidir; kuvvetler ayrımını hiçe sayanlara asla verilmemelidir. Amacı, siyasetin ve sivil toplumun alanını daraltmak olan bir iktidara hiç mi hiç verilmemelidir. Bu kanun teklifiyle kurulacak olan Denetim ve İşbirliği Komisyonu, makul şüphe duyulan kişi ve kurumların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi listesine eklenmesi için iktidara öneride bulanabilecektir. Makul şüphe tanımı, Güvenlik Konseyi listesine eklenme sürecinin başlatılması açısından yetersiz bir tanımdır ve çok ciddi mağduriyetlere yol açabilecektir.

Görüşmekte olduğumuz ve başlığı "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" olan 43 maddelik bu teklifin birçok maddesi, kitle imha silahlarıyla ilgili değil. "Hibrit yasa" mı diyelim, "torba yasa" mı; bilemedim. Torba yasa sayısındaki artışla demokrasimizdeki gerileme, otoriterleşme, hatta totaliterleşme eğilimindeki artış arasındaki paralellik çok dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte parlamenter kazanımlarımızın nasıl bir bir ortadan kalktığını yaşayarak görüyoruz. Onun için de bu gidişe "Dur" diyeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokrasimizin merkezine tek bir kişiyi değil, milletin iradesini koyacak şekilde güçlendirilmeli, itibarı ve işlevleri iade edilmelidir. Şekillendirdiğimiz iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem sayesinde özgür ve iradesini kullanabilen milletvekillerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisini yeniden tesis ve tahkim edeceğiz. Kuvvetler ayrımını demokrasiye, demokrasilere ve Türkiye'ye yakışır şekilde teminat altına alacağız.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)