| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
OYA ERSOY (İstanbul) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi bu yasa teklifinin ismi, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi. İçeriğine baktığımızda, çok net ki demokratik halk örgütlerini imha yasası. Karşı karşıya olduğumuz durum, budur.
Şimdi, Birleşmiş Milletler ve Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiye kararlarına uyum sağlıyormuş gibi yapıp demokratik topluma darbe yapıyorsunuz ve OHAL kararnameleriyle aslında, yapamadığınızı, yarım bıraktığınızı, şimdi bu Meclise yaptırmaya çalışıyorsunuz. Bu yasa teklifi, düşünce özgürlüğünü, toplantı özgürlüğünü, bir araya gelme ve örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldıran bir yasa teklifi.
7'nci madde, söz aldığım madde, Yardım Toplama Kanunu'nda değişikliklerin olduğu bir madde. Aynı, beğenmediğiniz o haberleri, işinize gelmeyen haberleri halktan saklamak için getirdiğiniz erişim yasakları var ya, işte, onu şimdi, halkın dayanışmasını ve yardım toplamasını, derneklerin, sivil toplum kuruluşlarının ayakta kalmasını engellemek için getireceksiniz ve burada, İçişleri Bakanlığı bildirecek, valilikler bildirecek, hâkimin yirmi dört saat içinde vereceği kararla da yardım kampanyaları engellenecek. Duruşma yapılacak mı? Yapılmayacak. Yardım kampanyası düzenleyenlerin savunması alınacak mı? Hayır, ona zaten gerek yok çünkü sizin yarattığınız hukuksuzluk düzeninde adil yargılanma hakkına yer yok.
Bu da yetmiyor, yardımları engellemekle de kalmıyorsunuz, üstüne bir de para cezaları getiriyorsunuz. Burada, demokratik kitle örgütlerinin anayasal ve uluslararası hukukta tanımlanmış kaynak arama ve kaynaklarını güvence altına alma hakkı yok ediliyor; umurunuzda mı? Değil. Yine, tüm krizleri halkın sırtına yüklemek için IBAN gönderiyorsunuz ama insanların birbiriyle dayanışmasına tahammül edemiyorsunuz, şu an onu engelliyorsunuz.
Bu maddeyle hem yardım toplamak hem de yardımda bulunmak yasaklanıyor. Yani o tedaviye ulaşamayan SMA hastalarının kendi arasında ve halkla dayanışmasını engelliyorsunuz, tekerlekli sandalye kampanyalarına engel oluyorsunuz ve çocuklar için, kadınlar için, LGBTİ örgütlenmeler için yardım kampanyalarına engel olup yasaklıyorsunuz bu yasa teklifiyle. Yani İçişleri Bakanı kimi beğenmezse onun yardım toplamasını engelleyebiliyor. Çünkü siz kendinizden olmayan, sizin gibi düşünmeyen, kendi ideolojiniz doğrultusunda çalışmayan dernek ve vakıfların yaşamasını istemiyorsunuz; kaynaklarını kurutuyorsunuz, bir de üstüne üstlük İçişleri Bakanınızın "kayyum" sopasını sallıyorsunuz bu yasa teklifiyle. Çünkü siz halkın bir araya gelmesinden, dayanışmasından, bilinçlenmesinden, o iktidarınızın lütuf olarak sunduğu temel hak ve hürriyetleri kullanmasından, onlara sahip çıkmasından ve örgütlü olmasından korkuyorsunuz.
Yıllardır kendi ideolojiniz doğrultusunda bir toplum yaratmak için her alanda neredeyse çeşitli dernekler kurdunuz, vakıflar kurdunuz ve bu dernek ve vakıflara kamu kaynaklarını seferber ettiniz. Bedelsiz kamu arazileri verdiniz, arsalar verdiniz, binalar verdiniz, muhtelif muafiyetler tanıdınız ve kamudan aktardığınız paralarla da ihya ettiniz. Sadece kaybettiğiniz o İstanbul Belediyesinden aktardığınız paralarla Sayıştay raporuna göre, 847 milyon 592 bin 858 lira kaynak aktardığınız ortaya çıktı, kendi dernek ve vakıflarınıza. Yine, Sayıştay raporuna göre, Samsun Atakum Belediyeniz, öğrenci yurdu için 2 tane bina kiralıyor ve bunu vakıflarınıza veriyor; TÜGVA ve TÜRGEV'e devrediyor.
Bir yandan, neoliberal politikaları uygulamak için seferber ederken, diğer yandan da bu tür kurumlarla halkı dilencileştirme politikaları yürüttünüz ve buradan soruyorum: Bu belediyeleri kaybetmeseydiniz acaba bu yasaya, bu maddeyi koymayı düşünecek miydiniz, buna ihtiyaç duyacak mıydınız? Yani kendi vakıflarınız aracılığıyla halka dağıtacağınız, dağıtmayı düşündüğünüz kaynaklarınız mı bitti? Ya da halka gönderdiğiniz IBAN'lara cevap bulamadığınız için yani halk size ve sizin örgütlerinize güvenmediği, kendi dayanışmasını örgütlediği için artık buna tahammülünüz mü kalmadı? Siz, bunlara rağmen başaramadınız.
Şimdi, bu yasayı çıkarıyorsunuz ve demokratik bir toplum değil, kendinize biat eden, saraya kulluk eden bir toplum yaratmak niyetindesiniz ama evdeki hesap çarşıya uymayacak. Biz burada bu yasayı çıkarmamak için elimizden geleni yapıyoruz ama bu, burada bitmeyecek sokakta da birlikte direnmeye devam edeceğiz diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)