| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine partim İYİ PARTİ adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
23/6/1983 tarih ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nun 6'ncı maddesine eklenen bir fıkrayla izinsiz yardım toplama faaliyetinin internet ortamında yapılması durumunda uygulanacak önlemler belirlenmiştir. Maddeyle, internet ortamında yardım toplanmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir ancak düzenlemenin daha ayrıntılı yapılmasıyla hem kötüye kullanımın önüne geçilmesi hem de gerçekten toplanan küçük çaplı yardımların engellenmemesi sağlanmalıdır.
SMA hastaları için düzenlenen yardım kampanyaları vardır. Bu tür durumların izne tabi olmaması gerekmektedir. En azından valiliğin erişim engeli değil, şartları sağlaması durumunda izin alınması için süre verilmesi düzenlemeye eklenebilir. Erişimin engellenmesine karar verilmesi için sulh ceza hâkimine yirmi dört saat içinde karara bağlama yetkisi verilmiştir ancak bu süreye uyulmadığında ne olacağı belirtilmemiştir. Yirmi dört saat içinde karar verilmemesi durumunda başvurunun reddedilmiş sayılması hükmünün maddeye eklenmesi hukukun üstünlüğüne uygun olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; coronavirüs salgını nedeniyle başta Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere, bazı belediyeler salgın nedeniyle işini yapamayan, dışarı çıkamayan ve işsiz kalanlar başta olmak üzere, ekonomik olarak zor koşullarda yaşayan yurttaşlarımız için bağış kampanyaları başlatmıştı. Coronavirüs salgını nedeniyle büyükşehir belediye başkanlarının başlattığı bu bağış kampanyaları İçişleri Bakanlığı genelgesiyle yasaklanıp hesapları bloke edilmişti. Bu iyi niyetli bağış kampanyası, maalesef devlet içinde devlet olma olarak nitelendirildi. İşte, bu iyi niyetli, gerçekten vatandaşa yardım amacıyla düzenlenmiş yardım kampanyalarının zorlaştırılması, önünün kapatılması yerine bu tür yardım kampanyalarının kolaylaştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Çok kıymetli milletvekilleri, özellikle AK PARTİ içerisindeki hukukçu milletvekillerine bir baba olarak, bir amca olarak, bir dayı olarak seslenmek istiyorum: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun 5'inci maddesine göre, gözaltına alınanların parmak izi alınmakta, önüne kriminal numaratör konulmak suretiyle sabıkalı fotoğraf çekilmektedir. Şüpheli şahıs daha sonra takipsizlik veya beraat kararı alsa dahi parmak izi ve fotoğraf kişinin ölümünden on yıl sonra silinmektedir. Bu, işleme maruz kalmış masum kişilerin Anayasa'yla güvence altına alınan masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkını ortadan kaldırmaktadır. 2006 yılından önce takipsizlik ve beraat kararı alanların kriminal fotoğrafları ve parmak izleri silinmekteyken 2006 yılından sonra bu kayıtlar silinmemektedir. On binlerce vatandaşımız hukuk karşısında suçsuz olduğu hâlde emniyet kayıtlarına göre suçlu muamelesi görmekte, bu da silinmez bir yara açmaktadır. Bu kayıtlara istinaden güvenlik soruşturmaları, arşiv araştırmaları ve istihbari notlar olumsuz olmakta ve yine binlerce masum insanımız suçlu muamelesi görmekte, işe ve önemli okullara alınmamaktadır. Takipsizlik kararı alan, beraat eden şüphelilerin sabıkalı fotoğrafları ve parmak izlerinin silinmesine imkân tanıyan, daha öncesinde olduğu gibi, bir düzenleme yapılması, hukuk devleti masumiyet karinesi ve lekelenmeme ilkesinin gereğidir.
Yine, gençlerin çokça yaşadığı sorunlardan bir tanesi de lise son sınıfta okuyan öğrenciler o dönem üniversite seçme sınavı stresi nedeniyle aile hekimlerine veya sağlık merkezlerine gittiğinde pratisyen hekimler bu gençleri rahatlatmak adına "Diazem" adını verdiğimiz çeşitli ilaçlar yazmaktaydı. O zaman bunun farkında olamayan insanlarımız daha sonra askerî okullara gitmek için veya uzman çavuş, astsubay olmak için müracaat ettiklerinde bu rapor önlerine çıkmakta, hiçbir işlem yapılmadan bu arkadaşlarımızın talepleri reddedilmektedir. Böyle on binlerce gencimiz mağdur olmaktadır. Bu gençlerin mağduriyetini gidermek de bu Meclisin görevidir.
Yine mesleki teknik Anadolu liselerinde uzaktan eğitim yapılmaktadır. Mesleki eğitimin uzaktan yapılması mümkün değildir. En azından mesleki eğitimin yüz yüze yapılması da gerekmektedir diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)