GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:39
Tarih:25.12.2020

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 247 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 12'nci maddesiyle 5253 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesine, suçtan kaynaklı mal varlığı değerlerinin aklanmasını ve terörizmin finansmanını önlemek ve uyuşturucuyla mücadele etmek gerekçesiyle yeni bir fıkra eklenmektedir. Buna göre "Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesindeki süreler geçmiş olsa veya affa uğramış olsa da Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki suçlar ve Türk Ceza Kanunu'nda bulunan uyuşturucu suçlarından mahkûm olanlar dernek genel kurullarında görev almasına rağmen organlarında görev alamayacaklar veya almışsa istifa edecekler." hükmü getirilmiştir. Buna göre, kişi derneğe üye olabilecek hatta genel kurulunda görev alabilecek ama organlarında görev alamayacak. Böyle bir çelişkili düzenleme olabilir mi?

Değerli milletvekilleri, ülkemiz, terörden en çok zarar gören ülkelerin başında gelmektedir. Bu nedenle, terörle mücadele bizim açımızdan büyük önem taşımaktadır. Terörle ulaşılmak istenen hedef ne olursa olsun, tüm terör örgütleri, faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için finans kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Bunlar, gerek yasa dışı faaliyetler gerekse yasal görünümlü faaliyetlerden sağlanan gelirler ile teröre destek veren ülkelerce yapılan yardımlardır. Çıkar amaçlı suç örgütleri de yaptıkları yasa dışı faaliyetlerle teröre zaman zaman kaynak sağlarlar. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, tehdit, şantaj, haraç, gasp, soygun ve adam kaçırma bu faaliyetlerin başında gelir. Terörle mücadelenin en önemli yöntemlerinden biri, terörün finans kaynaklarının kurutulmasıdır. Finans kaynakları kesilen ve kurutulan terör örgütlerinin ayakta kalmaları da mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, şimdi gelelim Türkiye'ye. Terörün finansmanının önlenmesi, terörün ortadan kaldırılması yıllarca terörle iç içe yaşamış, bu uğurda binlerce şehit verip yüz milyarlarca dolar para harcamış olan ülkemiz için çok önemlidir. Ayrıca, uluslararası yükümlülüklerimiz, uluslararası terörizmin finansmanının önlenmesi için anlaşmalarımız vardır. G7 ülkeleri tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü'nün bu konuda ülkemize de dayatmaları olduğunu biliyoruz. Bu, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi ve daha önce çıkan Terörizmin Finansmanın Önlenmesi Hakkında Kanun mutlaka gereklidir ancak hem Birleşmiş Milletlerle imzalanmış sözleşmeler hem de Mali Eylem Görev Gücü'nün bize ve bütün ülkelere yüklemiş olduğu sorumluluklar ne diyor? "Kendi iç hukukunuza göre, teröre finansman sağlayanların mal varlıklarının dondurulmasıyla ilgili en çabuk şekilde karar alabilecek mekanizmaları oluşturun." Yani "Cumhurbaşkanı kararıyla" demiyor. Ne diyor? "Hukuki ve adli, hukuki ve idari birimler kurun." diyor. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Hukuk birimlerini ve yargıyı bir kez daha göz ardı ediyorsunuz. Siz kendinizi, bugün, mutlak güç olarak görüyorsunuz. Kendinizi idari birimlerde de yargıda da güçlü görebilirsiniz ancak bağımsız yargının denetlemediği bir sistem, bizi hem uluslararası toplumda hem de ülkemizde ciddi anlamda hem demokrasi sorunlarıyla hem de tazminat sorunlarıyla karşı karşıya bırakacaktır. Biz ne diyoruz? Ülkemizde gerçekten bağımsız ve tarafsız bir yargı kurumu olsun diyoruz. Siz, şimdi, bunların hiçbirini önemsemiyor olabilirsiniz. "Nasıl olsa güç bizde, bize kimse dokunamaz." diyor olabilirsiniz ama her karanlık dönemin sonunda mutlaka bir aydınlık vardır ve bu aydınlık dönemde siz de mutlaka bağımsız bir yargıya ihtiyaç duyacaksınız.

Güçler ayrılığı ilkesinin ve yargı bağımsızlığının yeniden sağlandığı günleri görebilmek dileğiyle yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)