GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına görüşülmekte olan 247 sıra sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin 21'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesine, uluslararası bir suç kaydı olan kişinin ekonomik faaliyetleri sırasında müşterinin kimliğini "tespit etmek" ibaresinin yanına, bir de "kimliği tespit etmek ve gerekli diğer tedbirleri almak" ibaresi eklenmektedir. "Gerekli diğer tedbirler" kısmı muallaktır. Yükümlülerin alacağı tedbirlerin de sınırlarının tespit edilmesi ve yönetmelikte belirtilmesi gerekmektedir. Teklif metninin geneli dolayısıyla madde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kararlarının uygulanması amacına ve demokratik gerçeklere uygun değildir.

Değerli milletvekilleri, AKP döneminde Meclise getirilen kanun teklifleri, daha önce de olduğu gibi 2 temel kaygıyla hazırlanıyor. Birincisi, yandaşa ve yakına rant sağlayan kanun teklifleri; ikincisi ise muhalif tüm kesimleri susturmaya yönelik kanun teklifleridir. Biz bugün burada aslında, ikinci şekliyle bir kanun teklifini görüşüyoruz yani susturma temelinde oluşturulan bir kanun teklifini. AKP'nin yaratmaya çalıştığı Türkiye modelinde, kimsenin konuşmadığı, kimsenin aleyhlerine tek bir söz söylemediği, aslında kimsenin düşünmediği bir Türkiye yaratma sevdası bulunmaktadır çünkü AKP'ye göre sivil toplum kuruluşlarının, vakıfların, derneklerin ve hatta toplumun tamamının yerine bir kişi var, düşünen bir kişi var. Asla ve asla tek bir aykırı sese dahi tahammülü olmayan, yapılan her yasayı en iyisi, kendilerini toplumun diğer tüm kesimlerinden üstün gören ve savunan bu ruh hâli ancak narsisizmle açıklanabilir.

Değerli milletvekilleri, bakıldığı zaman, aslında derneklere, vakıflara, sivil toplum kuruluşlarına ilk kez bu yasayla müdahale edilmiyor. Hepinizin de hatırlayacağı üzere, 2020 yılının başında "dernekleri fişleme yasası" olarak bilinen 196 sıra sayılı Kanun Teklifi bu Meclisten geçirildi. Dernekler Kanun'unda yapılan değişikliklerle, dernek yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeliğine seçilenlerin yanı sıra, üyelere de üyeliklerini bildirme zorunluluğu getirilmişti. "Dernek üyeliği kabul edilen ya da sona eren vatandaşların kırk beş gün içerisinde bildirimleri yapılacak ve dernekler, altı ay içinde, üyeliği devam edenlerin adını, soyadını, doğum tarihini ve kimlik numarasını mülki idare amirlerine bildirecek. Bu bildirimi yerine getirmeyen dernek yöneticileri hakkında 500 lira idari para cezası uygulanacak." gibi ibareler eklenmişti. O gün, muhalefet şerhimizde "Dernek üyeliklerine dair bilgi edinme isteği iktidarın kendisine muhalif olarak gördüğü sivil toplumu yönetme ve ona hükmetme isteğinden kaynaklanmaktadır." demiştik. Bugün görüşülen kanun teklifi de haklılığımızı ortaya koymaktadır. Aslında, bugün görüştüğümüz kanun teklifi, mart ayında görüşülen ve AKP-MHP tarafından kabul edilen dernek fişleme kanununun meyvesini toplama çabasıdır. Zaten nereye kayyum atanacağı, hangi derneklere müdahale edileceği önceden hazırlanıyor, burada sadece bunun meşru zemininin oluşturulması hazırlanıyor.

Değerli milletvekilleri, dünya bu yeni tip coronavirüsle mücadele hususunda eylem planları oluştururken sizler burada muhalif kesimlerle mücadeleyi planlıyorsunuz. "Sizin bu gidişiniz, gidiş değil." diye uyarmak isterdim ama artık, yolun sonu gözüküyor. Bu gidişiniz, iktidardan gidişiniz olacak. Ülkeyi sürüklediğiniz bu korku ve polis devletine zannediyor musunuz ki herkes -sessiz ve sedasız bir şekilde- yapılan her haksızlığa sessiz kalacak ve kabul edecek. 600'ün üzerinde demokratik kitle örgütü bir deklarasyon yayınladı ve yasanın geri çekilmesi için bu onurlu mücadelelerini sürdürüyor ve sürdürecek. Hepsini buradan saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)