| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 26.12.2020 |
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 247 sıra sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin 25'inci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlarım.
25'inci maddeyle, 5549 sayılı Kanun'un 19/A maddesine yeni bir fıkra eklenerek askıya alınan veya gerçekleşmesine izin verilmeyen işlemi alınan karara aykırı şekilde gerçekleştiren yükümlülere işlem tutarı kadar idari para cezası verilmesi ve bu cezanın 50 bin Türk lirasından az olmayacağı hüküm altına alınmaktadır. Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı suçlarıyla mücadele sürecinde caydırıcılığın sağlanması amacıyla söz konusu hüküm getirilmiştir. Burada, ayrıca yetki devrine de ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu getirilen kanun teklifiyle tam 7 kanunda değişiklik yapılması isteniyor. Adı "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi" ama teklifin içinde maşallah yok yok; Yardım Toplama Kanunu, Dernekler Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Kabahatler Kanunu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, Türk Ticaret Kanunu, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun, torbaya ne varsa koymuşuz. Şimdi, madem böyle bir kanun teklifi getirdiniz, iktidara sorulması gereken soru şu: Bu kitle imha silahları ve terörizmin finansmanının önlenmesi konusunda, 1991 yılında üye olduğu Mali Eylem Görev Gücü yani kısa adıyla FATF olan kuruluşun 2019 yılı Ekim ayında yaptığı toplantıda bir değerlendirme yapılmış ve kara para aklamanın, terör finansmanının, kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesi konularında ciddi eksikliklerin olduğundan bahisle ülkemiz gerekli iyileştirmeleri yapması konusunda uyarılmış mıdır? Uyarıldıysa bugüne kadar neden beklenilmiştir? Eğer gerekli iyileştirmeler yapılmazsa Afrika ülkelerinin de içinde bulunduğu gri listeye yani stratejik yetersizliği olan bölgeler seviyesine düşürüleceği anlatılmış ve gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması tavsiye edilmiş midir? İktidar yanlısı yazılı ve görsel yandaş basın bunlardan hiç bahsetmedi ve halkımız bu bilgilerden mahrum kaldığı için bu soruları soruyorum. AK PARTİ, ülkeyi gri kategoriye sokma noktası öncesi anca bu kanun teklifini getirdi. Bunu bile yaparken ülkemizin bazı gerçeklerini de saklama gereği hissediyorsunuz. Pes vallahi! Samimiyetsizliği tavan yaptınız artık. Neden böyle diyorum? Aslında ben demiyorum, FATF Değerlendirme Raporu öyle diyor. 12'nci maddeyle FATF şu düzenlemeyi tavsiye etmiş... Siyasi nüfuz sahibi kişiler, bu kapsamda üst düzey kamu görevi bulunan devlet ya da hükûmet başkanı, üst düzey siyasiler, hükûmet görevlileri, adli ya da askerî personel, önemli mevkilerdeki siyasi parti temsilcileri ve kamu kuruluşu niteliği taşıyan kişiler bulunmaktayken işte, bunları, bilinçli olarak ayırmış ve bunlarla ilgili herhangi bir şey getirmemişsiniz. Bu kuruluşlar, bunları gözlüyor ve not ediyor. Siz, bu kişiler hakkında düzenleme yapmazsanız, bizi yine, Afrika ülkeleri düzeyine düşürecekler. Bu da ülkemize, beklediğiniz yerlerden yatırım gelmemesi demektir. Ülke ekonomimizi, hukuk düzenimizi, adalet sistemimizi zaten yerle yeksan etmişken bir de yabancı yatırımcıyı iyice ülkemizden uzaklaştıracaksınız.
Yine, günü kurtarma, istediği şekilde, eksikleri bile bile, kanun yapma becerisi... Pes doğrusu! Biz, milletimize, anlatılmayanları anlatmaya, bilmediklerini bildirmeye, eksik ve yanlışları söylemeye söz verdik. Bu tavsiye kararlarına uyum gösterilmemesi, ülkemizdeki siyasi nüfuz sahibi ile biraz önce belirttiğim kişiler ve birçok yolsuzluk olaylarının ortaya çıkmasına da mâni olmaktadır. Bunun örneği var: Hani, sizce ülkemizin çok kıymetli bir değeri vardı, adı Reza Zarrab, hatırladınız mı? İşte, isteğimiz bu ve bunun gibi adamların bir daha ülkemizde etkin olmaması, bizi rezil etmemeleri için iyi bir fırsattı bu ama 12'nci maddeyi dâhil etmeden, bu maddeye hiçbir vurgu yapmadan getirmeniz, ülkemiz ve milletimizin beklentileri açısından hiç de iyi olmamıştır.
Kanun yaparken istediğiniz içeriği içine alıp istemediğiniz, elzem olanları dışında tutarsanız bu, ülke menfaatlerine değil, sadece iktidarınızın işine yarar. Bu mantıktan vazgeçmeli, ülke yararını gözetmelisiniz.
Evet, ülkemizin menfaatlerinin her şeyin üstünde olduğu, kaliteli kanun yapmak zorundayız değerli arkadaşlar. On sekiz yıllık iktidarınızda artık yandaşları ve partilileri öncelemeyi bırakın diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)