GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" olduğu söylenen bu yasa teklifine bütün dernekler itiraz ediyor, burada bütün muhalefet itiraz ediyor ama eğer sizler, iktidar partisi olarak, dönüp "Neden böyle, ne yapabiliriz?" diye düşünmüyorsanız burada sizin iyi niyetli olduğunuzu söyleyemeyiz.

Bu yasa teklifini bir fırsata çevirmeye çalışıyorsunuz ve toplumu sessizleştirmek için yeni bir darbe girişimi içerisindesiniz. Devletin her türlü imkânını bir avuç zümreye ve onun etrafında bulunanlara peşkeş çeken bir mekanizma kurdunuz ve burada iktidarınızı korumak için her yolu mübah görüyorsunuz. Oysa siz iktidara gelirken inanç özgürlükleriyle ilgili sıkıntıları, kimlik özgürlükleriyle ilgili sıkıntıları ve genel olarak hak ve özgürlüklerle ilgili sıkıntıları, istismarları fırsata çevirmiştiniz ve bütün bunları çözmek için iktidara geldiğinizi söylemiştiniz. Yoksullukla mücadele edecektiniz ve bu hakları gerçekleştirecektiniz. Fakat iktidarı belli bir zümre için kullanmaya başladığınızdan bu yana iktidarınızı korumak için her türlü yola başvuruyorsunuz, darbelere başvuruyorsunuz.

Arkadaşlarım söyledi, ben de söylemeliyim; bugün PTT işçileri direnişte; BALDUR işçileri grevde; Atlasjet işçileri sokakta hak arıyor; Ermenek işçileri, madenciler yürüyor; Bimeks işçileri hak arıyor; Cargill, TÜVTÜRK, Migros işçileri hak peşinde koşuyor. Bunlara vereceğiniz herhangi bir cevap bulunmuyor.

"Öğretmen işsiz, siz sessiz." diyorlar, sesiniz çıkmıyor. EYT'lileri kandırıyorsunuz, 3600 ek göstergeye bir cevabınız yok. Yoksulluk o kadar büyüdü ki 30 milyon insan açlık sınırında yaşıyor ve bu insanlara söyleyecek bir sözünüz yok ve onların mücadeleyi yükseltmesi, onların sokakları doldurması sizi korkutuyor ve korkularınızı işte bu toplumu bastırarak, sindirerek; onların sivil toplum örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, hak mücadelelerini sindirerek bastırmaya çalışıyorsunuz. Bu yasanın anlamı bu. Eğer farklı olsaydı o zaman biz bu yasada başka şeyler görecektik. Mesela 12'nci maddeyi görecektik. 12'nci madde, siyasi nüfuz sahibi kişilere, üst düzey kamu görevlerinde bulunan devlet ve hükûmet başkanlarına ilişkin yolsuzlukların önlenmesi ve tespit edilmesi. Kim bunlar diye baktığımızda dönüp kendinize bakmanız gerekiyor.

Arkadaşlar, hangi demokraside Man Adası iddialarına "İftira." diyerek dosyalar açılmadan, soruşturma yapılmadan kapatılabilir; bu hangi demokraside olabilir? Tabii ki hiçbir demokraside olmaz. Rıza Sarraf olayı, Halk Bankası olayı, MİT tırlarının üstünün kapatılması, uluslararası raporlarda Suriye'deki kirli savaşa akıtılan kaynaklar ve silahlar, bütün bunlar bu raporlarda ortaya çıkan şeyler, hepsi, hepsinin okları dönüyor, sizi işaret ediyor. Dolayısıyla, aslında, böyle, gerçek anlamda kitle imha silahlarının yayılmasıyla ilgili, onların finansmanlarının önlenmesiyle ilgili bir yasa yapılabilse bu, sizin kendi kendinizi sorgulamanız anlamına gelecektir ama tabii ki sizlerden böyle bir şey bekleyemeyiz.

Demokrasilerde insanlar, kurumlar, dernekler masum olduklarını ispatlamak zorunda değildir. Eğer bu böyle isteniyorsa o zaman bunun adı "faşizm"dir ve faşizmin panzehri cesarettir. Biz buradan bütün halklarımızı, işçileri, emekçileri, yoksulları faşizmle mücadelede cesareti büyütmeye, cesareti yaygınlaştırmaya davet ediyoruz ve sizin bu yasa teklifiniz ve birazdan ellerinizin çoğunluğuyla yasa hâline dönüşecek olan, bu -demokratik kitle örgütleri ve sivil topluma yönelik olarak- kayyumcu yasanızı tarihin çöp sepetine atacağız.

Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)