| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 26.12.2020 |
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 247 sıra sayılı Teklif'in 27'nci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Madde ve bunu destekleyen maddelerle yapılan değişikliklerle hamiline yazılı senet nama yazılı senetle aynı duruma geliyor ki bu da hamiline yazılı senedin hiçbir esprisini bırakmıyor. Ticareti zorlaştırmak değil, kolaylaştırmak esas olmalıdır. Amaç, özellikle yüksek tutarlı sermayeyle kurulan, ortak sayısı fazla olan anonim şirketlerce çıkarılan hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığıyla paylaşılmasıdır. Pay senedi devirlerinin vergilendirilmesi, pay senedi sahiplerinin borçlarından dolayı duruma göre pay senetleri ile ortak oldukları şirketleri haczedebilmektir. Bu düzenleme, 1.553 maddelik Türk Ticaret Kanunu'nun ruhuna ve sistematiğine aykırı bir düzenlemedir. Bunun en büyük sakıncası ise hamiline yazılı pay senetlerinin sadece zilyetliğin devri yoluyla piyasaya giren sermayenin, şirket satın almalarından ve yatırımlardan vazgeçmesi sıkıntısına yol açabilecek oluşudur.
Değerli milletvekilleri, teklifin tamamına baktığımızda, ilk 6 maddenin teklife ismini verdiğini görüyoruz ancak devamındaki maddelerde öngörülen değişiklikler, iktidarın "sopalı demokrasi" hevesini gizleme ihtiyacını dahi duymadığının açık göstergesidir. Öyle görünüyor ki özellikle pandemi döneminde derinleşen ekonomik krizin her geçen gün daha fazla yoksullaştırdığı halkın ortaya koyması muhtemel tepkiler saray rejimini önlem almaya itmiştir.
Değerli milletvekilleri "Korku, dağları bekler." diye bir atasözümüz var. Rivayet odur ki dağlarından eşkıya eksik olmayan Bolu'ya 1 zabit ile 3-5 asker yollamış saray. Eşkıya gülmüş, "Bizi bu tıfıllarla mı korkutacaklar? Üç buçuk asker koca Bolu Dağları'nı nasıl bekleyecek?" demiş. Zabit cevaplamış: "Ben beklemeyeceğim o dağları ama öyle bir korku salacağım ki dağları o korku bekleyecek."
Temel hak ve özgürlükleri doğrudan etkileyen değişiklikleri içeren bu yasa teklifi, korkunun dağları beklediğinin göstergesidir. Teklife adını veren düzenlemeler Birleşmiş Milletler Mali Eylem Görev Gücü'nün sipariş ettiği düzenlemeler. Ancak demokrasimiz açısından da son derece önemli olan ve ülkemizde de sıkça tanık olduğumuz nüfuzlu kişilerin iştirak ettiği suçlara ilişkin Mali Eylem Görev Gücü'nün tavsiyeleri kulak arkası edilmiştir. Bu tavsiye, yolsuzlukların önlenmesi ve tespit edilmesi bakımından büyük önem taşıyan yerli ve yabancı siyasi nüfuz sahibi kişiler ile yakınları tarafından gerçekleştirilen işlemlere konu olan fonların ve mal varlığının, mali kurumlarca yakından takip edilerek kaynağının tespiti için tedbir alınmasını gerektirmektedir. Bu konuda sicili pek de temiz olmayanların adım atmasını beklemek tabii ki hayal olurdu. Nitekim, teklifte de bu konu es geçilmiştir. Saray beklenen sonunun yaklaştığının farkında olarak kendisine muhalefet edebilecek her türlü örgütlü gücü susturmanın yolunu arıyor. Demokratik kitle örgütlerine kayyum atayarak siyaseten tükenen ömrünüzü uzatamazsınız.
Vatandaşın kuru ekmeğe muhtaç olduğu günlerde belediyemizin yardım kampanyalarını durdurdunuz, paralara el koydunuz. Hangi terör faaliyetini tespit ettiniz de bunu yaptınız? Şimdi, kanun marifetiyle derneklerin yardım faaliyetlerini de engelleme peşindesiniz. Ne yaparsanız yapın, bu halkın ruhuna işlemiş olan dayanışmayı ortadan kaldıramazsınız. Bu zor günlerde asıl odaklanmanız gereken çiftçinin, esnafın, emeklinin derdi olmalıdır, ülkemizi sağlık yanında ekonomik olarak da çok zor durumda bırakan bu pandemiden bir an önce çıkmaya odaklanmak olmalıdır. Almanya, İngiltere, Amerika vatandaşlarını aşılamaya başladı, biz kargo bekliyoruz. İktidarınızı pekiştirme çabalarını bırakın da biraz da milletimizin dertleriyle dertlenin.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)