GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

OYA ERSOY (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, bu yasa teklifinin üzerine çok konuştuk ama AKP'nin, özellikle bu demokratik halk örgütlerine dair tasarrufu yeni değil. İlk iktidara geldiğinin daha ikinci yılında Dernekler Yasası'nda bir düzenleme yapıldı ve eski Dernekler Yasası çöpe gitti. Hemen bir sene sonra Dernekler Yönetmeliği çıkarıldı ve o yıllardan itibaren ikili bir süreç görüyoruz. Bir, kendi yandaşlarına, özellikle tarikat vakıflarına, eş, dost, akraba, damat, çocuk, her birine kurdurdukları vakıflar ve derneklerin tamamen önünü açma ve kamu kaynaklarının hepsini bunlara kullandırarak ihya etme, öbür taraftan da muhalefet gördüğü herkese dönük ciddi anlamda bir baskı sürecini işletme. Hatırlarsınız -sevgili Türkân Saylan'ı buradan bir kez daha anmak istiyorum- bu ülkede cüzzamla mücadele eden bir kadının kanserken evi basıldı ve altı saat arama yapıldı evinde.

Yine, bu sürecin başında ilk hedeflerden biri halkevleriydi. Benim yıllarca yönetim kurulunda yer aldığım ve onurla da bir dönem Genel Başkanlığını yaptığım halkevleri hedef hâline geldi, 2004'te geldi. İlk önce, FETÖ'nün o yayınlarında -birlikte yol yüründüğü dönem- hedef hâline getirildi. Arkasından, AKP Genel Başkanının bizim yaptığımız ulaşım eylemleri karşısında "Bunlar millet değil, illet." lafları oldu ve hakkımızda "AKP karşıtı odak olmak"tan dava açıldı. Sürecin devamını birazdan, konuşmam ilerledikçe aktaracağım.

Neden halkevleri hedefti? Çünkü iktidarın kurmak istediği rejime ve onun oluşturmak istediği topluma aykırı değerleri simgeliyordu halkevleri. Çünkü halkevlerinin tarihi ümmetten yurttaşa geçişin tarihiydi ve halkevleri, kurmak istedikleri rejimin, o neoliberal politikaların tam tersinde, onlara karşı mücadele yürütüyordu. Ve en temel, halkın en temel yaşamsal haklarının -başta eğitim, sağlık, barınma, ulaşım, enerji, kültür olmak üzere- parasız ve nitelikli olması için mücadele ediyordu. Ve AKP'nin özellikle neoliberal politikaları yürütürken yaptığı dilencileştirme politikalarına karşı da halkın dayanışmasını örgütlüyordu. Gericiliğin karşısında laikliği, savaşın karşısında barışı savunuyordu ve hep birlikte eşit, özgür, kardeşçe yaşayacağımız laik ve demokratik bir ülke için mücadele ediyordu.

Süreç davalarla devam etti. Evet, AKP'ye karşıyız, hâlâ karşıyız, AKP karşıtı odak olmak da bizim gerçekten onurla taşıyacağımız bir unvandır. Bu süreç İçişleri Bakanlığı tarafından davalarla halledilemeyince inceleme başlatılarak devam etti. Üç yıl boyunca Türkiye'nin dört bir tarafındaki bütün şubelerimiz didik didik arandı, bütün üyelerimiz çıkarıldı, üyelerimizin şecereleri döküldü; hiçbir şey bulunamadı. Sonunda ne oldu biliyor musunuz? Halkevlerinin kamu yararına dernek statüsü kaldırıldı. Gerekçe: Bu iktidarın çıkardığı Dernekler Yönetmeliği'ne göre kamu yararına uygun faaliyet yürütmeye yetecek kadar mal varlığının ve parasının olmamasıydı. Ama buradan şunu bir kez daha söylemek istiyorum: Bizim kamu yararına çalışma yapmak için oluk oluk paraya ihtiyacımız yoktu, halkın dayanışması yeterliydi bizim için, biz olanaksızlıklar içinde olanak yaratmada üstümüze olmayan bir örgütüz ve evlerimizdeki ayakkabı kutularını biz yoksul halkın çocuklarının fizik öğrenmesi için, fizik deneyleri yapması için kullandık. (HDP sıralarından alkışlar) O nedenle her zaman için AKP'nin karşısında olduk.

Şimdi de bu teklifle o başlattıkları süreci tamamlamak istiyorlar ama şunu hatırlatmak istiyorum: Roboski Derneğini kapattınız, Roboski ailelerinin adalet mücadelesini sona erdiremediniz; OHAL'de kadın derneklerini kapattınız, en büyük korkunuz kadın hareketini bitiremediniz.

Yine, bizim mücadelemiz, bu ülkedeki demokrasi geleneği, siz buradan ne yasa çıkarırsanız çıkarın devam edecek ve bu halk dayanışmasını da derneklerini de örgütlenmeyi de devam ettirecek, kurmaya devam edecek diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)