GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; kanun teklifinin 39'uncu maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günümüzde Türkiye'de sürekli büyüyen bir sorun var: Kutuplaşma. Türkiye son yıllarda siyaseten fazlasıyla gerildi. Özellikle seçim dönemlerinde çok daha fazla hissedilen bu gerilimden insan hayatı ve sosyal ilişkiler de payını alıyor. Kutuplaşma en önemli sorunlardan bir tanesi. Bugünlerde yapılan TurkuazLab Türkiye'de Kutuplaşmanın Boyutları 2020 Araştırması'yla kutuplaşma hakkında çok çarpıcı detaylar ortaya konulmuştur. Araştırma sonucu anlaşıldı ki insanların kendilerini uzak hissettikleri parti taraftarlarıyla aralarında çok ciddi mesafeler var. "Sosyal mesafe" pandemi döneminde sık sık karşı karşıya geldiğimiz bir kavram ancak buradaki kullanılış amacı, farklı insanlara kendilerini en uzak hissettikleri partinin taraftarlarıyla ilgili sorulan sorularda şöyle detaylar ortaya çıkıyor: Araştırmaya katılan insanların yüzde 74,9'unun gönlü çocuklarının o partinin taraftarlarıyla evlenmesine razı değil, istemiyor; yine, yüzde 72'si o partinin taraftarlarının birisiyle iş yapmak istemiyor; yüzde 66'sı çocuklarının o partinin taraftarlarının çocuklarıyla da oynamasına müsaade etmek istemiyor; yine, yüzde 68'i, kendi partisinden olmayan birisiyle de komşu olmak istemiyor; yüzde 38,9'u da kendilerini uzak hissettikleri parti taraftarlarının, ihtiyaçlarına uygun eğitim almaması gerektiği görüşünde.

Araştırmanın çarpıcı detaylarından biri de "ahlaki üstünlük" başlığı altında toplanıyor. İnsanlar yakın hissettikleri partinin taraftarlarının büyük oranda vatansever, ülke yararına çalışan, onurlu, açık fikirli, zeki ve cömert olduklarını düşünüyor; uzak hissedilen partilere ise tam tersi bir durum söz konusu. Uzak hissedilen partinin taraftarlarına yönelik bakış açısı ise şöyle: "Onlar büyük oranda kibirli, bağnaz, zalim ve bencil." Ayrıca, bu kişilerin ikiyüzlü olduğunu ve Türkiye için tehdit oluşturduklarını düşünüyorlar.

Araştırmada çıkan diğer bir sonuç: Başkanlık sistemlerinin, yüzde 50+1 kişinin oyunu alan adayın seçimi kazanması, diğer adayların kaybetmesiyle sonuçlanan ve kaybeden tarafın iradesinin herhangi bir şekilde devlet yönetimine yansımadığı sistemler olduğu ve siyasal ortamı gerdiği söyleniyor. Bu yüzden doğaları gereği kutuplaşmayı artıran sistem olarak değerlendiriliyor. Parlamenter sistemler ise hükûmet kurmak, yasama ve denetleme işlevini yerine getirmek isteyen siyasi partilerin koalisyon kurmalarını yani taviz vermelerini sağlar, böylece kutuplaşmaya bir ket vurur düşüncesi var.

Türkiye'de kutuplaşmanın özellikle siyasi partiler ve siyasi meseleler etrafında döndüğünü görüyoruz. Ekonomi, kadına yönelik şiddet, corona virüsüyle mücadele ve deprem korkusu gibi konularda, siyasi uzantıları olsa da bu konularda insanların birbirlerine yaklaşımları müspet yönde. Bu detaylı araştırmanın en dikkat çeken sonuçlarından bir tanesi de, kutuplaşmaya en çok etkiyi siyasetçiler yapıyor; söylemleriyle, hedef göstermeleriyle ve biz-onlar ayrımı yapmalarıyla toplumdaki kutuplaşmaya doğrudan katkıda bulunuyorlar. Siyasetçilerin yani sizlerin, bizlerin daha birleştirici bir dil tercih etmeleri kutuplaşmayı ortadan kaldırabilir. Dolayısıyla, bizler herhangi bir siyasi partiye mensup olarak karşıdaki insanları sadece bir siyasi rakip olarak görmek, onlara düşmanca davranmamak; ilimizde, çarşıda, pazarda da hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, onlarla el ele, yan yana, camide -ne bileyim- cenazede, bayramda, seyranda bir arada olursak bu kaynaşma, bu barışma topluma da yansır ve deniliyor ya: Hani kişinin güneşi neyse dünyası onun etrafında döner. Eğer bizim güneşimiz hoşgörü, sevgi, barış olursa dünyamız da onun etrafında döner ve gelecek nesillere barış dolu, huzur dolu, karşılıklı hoşgörü dolu bir dünya bırakırız. Biz Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in ifade ettiği gibi, Türkiye'yi bayram yerine çevirmeye, Türk milletini de bayram sofrasında 83 milyon kişiyle birlikte buluşturmaya niyetliyiz.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde yeni yılın tüm milletimize sağlık, huzur, başarı getirmesini diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)