GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanlığının, Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının; bölgede seyreden Türk Bayraklı ve Türkiye bağlantılı ticari gemilerin emniyetinin etkin şekilde muhafazası ve uluslararası toplumca yürütülen deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleriyle müşterek mücadele amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek vermek üzere, Aden Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10/2/2009 tarihli ve 934 sayılı Kararı'yla Hükûmete verilen ve 2/2/2010, 7/2/2011, 25/1/2012, 5/ 2/2013, 16/1/2014, 3/2/2015, 9/2/2016, 8/2/2017, 7/2/2018, 5/2/2019 ve 5/2/2020 tarihli 956, 984, 1008, 1031,1054, 1082, 1107, 1136, 1179, 1207 ve 1241 sayılı Kararları ile birer yıl uzatılan izin süresinin 10/2/2021 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasına, ayrıca denizde terörizmle mücadele harekâtlarına katkı sağlanabilmesi maksadıyla unsurlarımızın bölge ülkeleri kara suları dışında denizde terörizmle mücadele görevi iç
Yasama Yılı:4
Birleşim:41
Tarih:26.01.2021

ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleri ile denizde terörizmle mücadele amacıyla yürütülen uluslararası çabalara verdiği desteğin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken geçtiğimiz günlerde Nijerya'nın Lagos şehri açıklarında saldırıya uğrayan Mozart ticari gemimizde hayatını kaybeden Azerbaycanlı kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum, saygıdeğer ailesine buradan başsağlığı diliyorum. Yine, alıkonulan 15 vatandaşımızın acilen serbest bırakılması ve ailelerine kavuşmalarını temenni ediyorum. Bu yönde de Hükûmetimizin yoğun çabalarının sürdüğünü an itibarıyla belirtmekte yarar var.

Değerli milletvekilleri, aslında, bakarsanız, bu son saldırı bugün görüşmekte olduğumuz Aden Körfezi tezkeresinin ne denli önemli olduğunu; o bölgede ve farklı bölgelerde istikrarı temin etmek adına, özellikle ticari gemilerin seyrüsefer güvenliğini sağlamak adına, hem bölgenin istikrarını sağlamak hem de ülkemizin menfaatlerini, ticari menfaatlerini korumak adına ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Aden Körfezi birçok açıdan stratejik önemi haiz. Öncelikle, belki oranın biraz stratejik önemine, hem bölgesel hem küresel hem de ülkemiz açısından önemine değinmek gerekiyor. Malumunuz olduğu üzere, dünya ticaretinin yüzde 90'ı deniz ticareti yoluyla gerçekleştiriliyor ve dünya deniz ticaretinin yüzde 20'lik bir bölümü ise Süveyş Kanalı üzerinden Kızıldeniz, Aden Körfezi, Somali açıkları ve Arap Denizi üzerinden gerçekleşiyor. Yine, Orta Doğu'daki önemli petrol aktarımının, petrol ticaretinin ve transferinin Aden Körfezi üzerinden de Batı'ya ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yönelik gerçekleştiğini düşünürsek bu açıdan da yine çok önemli bir stratejik ticari su yolu olarak önümüze çıkıyor.

Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde, bölgede her yıl yaklaşık bine yakın Türk ticaret gemisinin seyrüsefer hâlinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu bin ticari geminin, ihracatımızın yüzde 20'si olan yaklaşık 80 milyar dolarlık bir ihracatı gerçekleştirdiğimiz bir su rotası, uluslararası ticaret rotası olması bakımından da bölgeyi ülkemiz açısından önemli hâle getirdiğini söyleyebiliriz.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Deniz Kuvvetlerinin tezkeremizle orada üstlenmiş olduğu, 2009 yılından bu yana icra etmiş olduğu görev, aslında, o bölgede sadece korsanlığa karşı, deniz terörizmine karşı, deniz soygunculuğuna karşı yürütülen bir güvenlik çalışmasının da ötesinde, özellikle bölgedeki fakirliğe müdahale ederek bölgedeki istikrarsızlığı ortadan kaldırmaktır. Sadece askerî yöntemler bölgedeki istikrarsızlığı sona erdirmek için tek başına maalesef ki yeterli olmuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri aslında bunun da ötesine geçerek, askerî tedbirlerin de ötesine geçerek bölgedeki insani yardım misyonunu da üstlenmiş durumda.

Türkiye olarak oradaki birçok altyapı projesine destek veriyoruz. Yine, Somali içerisindeki birtakım istikrarsızlıkların, iç istikrarsızlıkların ara buluculuğu konusunda da ekstra misyonlar üstlenerek sadece denizde değil, aslında karada da farklı misyonlar üstlenmiş durumdayız.

Bu anlamda, bölgenin önemini vurgularken bir noktanın da altını çizmekte yarar var. Aslında, bakarsanız, Covid süreciyle birlikte küresel ekonominin daralması ve küresel gelir eşitsizliğinin daha da derinleşmesi önümüzdeki süreçte bölgesel krizleri ve bölgelerdeki bu tür istikrarsızlık süreçlerini daha da tetikleyecekmiş gibi görünüyor. Görüldüğü üzere, daha önce Somali ve Aden Körfezi civarlarında rastladığımız bu tür deniz korsanlığı ve terörizmi girişimlerinin Afrika'nın farklı noktalarına da kaydığını görüyoruz. Bu anlamda, önümüzdeki süreçte Covid'in de tetiklediği küresel ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte, bölgesel gelir eşitsizliğinin daha da derinleşmesiyle birlikte, aslında, bakarsanız, Hint Okyanusu'ndan, Pasifik'ten alırsak Afrika'nın en uç noktalarına kadar çok farklı noktalarda krizin, bu tür korsanlık girişimlerinin daha da derinleşerek ilerleyeceğini bugünden öngörebiliriz.

Burada şunu söylemekte de yarar var: Alınmış olan askerî tedbirlerin, Deniz Kuvvetlerinin, birçok ülkenin kendi donanmalarının veya NATO çerçevesinde, Birleşmiş Milletler çerçevesinde yürütülen bu tür operasyonların, aslında bölgesel krizleri ve bölgesel rahatsızlıkları önlemekte tek başına yeterli olmayacağını görüyoruz. Biraz da küresel ekonomide gelir eşitliğinin sağlanması konusunda şapkalarımızı önümüze alıp düşünmemiz gerektiğini söyleyebilirim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri sadece Aden'de değil, Asya'dan tutun, Kafkaslardan Orta Doğu'ya, Balkanlara ve Afrika'ya kadar birçok noktada misyon üstlenmiş durumda. Aslında, bakarsanız, bu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin genetiğinde olan, milletimizin genetiğinde olan bir misyon. Milletimiz her zaman yeryüzünde adaletin tesisi, istikrarın tesisi, mazlumların hamiliği gibi çok ulvi bir misyon üstlenmişti tarih boyunca. 1560'lı yıllarda Sumatra ve Banda Aceh Müslümanlarının orada artan Portekiz zulmüne karşı Sultandan destek istemesiyle, 1569 yılında Banda Aceh ve Sumatra sahillerinde Portekizlilerle yaşanan savaş sonucunda o bölgeye getirdiğimiz istikrardan bu yana, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dünyanın doğusu ile batısı, kuzeyi ile güneyi arasında aslında birçok yere istikrarı getirmek adına, adaleti tesis etmek adına çok önemli misyonlar üstlendiğini söyleyebiliriz. Bu anlamda, sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin kara mensupları değil, deniz unsurları da çok önemli misyonlar üstlendi tarihten bu yana. Sadece Kara Kuvvetleriyle, Deniz Kuvvetleriyle değil, Avrupa'nın içlerinde, yeri geldi ülkemizin, bu milletin aziz askerlerinin üniformasının adaleti tesis ettiğine de çeşitli tarihlerde şahitlik ettik.

Deniz tarihine çok önemli katkıları oldu milletimizin. İşte, Pîrî Reis'ten tutun Barbaros Hayreddin Paşa'ya kadar dünya denizcilik tarihine, Türk denizcilik tarihine kattığı değerleri göz önünde bulundurursak aslında üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak çok daha önemli misyonların bizi beklediğini söyleyebiliriz.

Aslında birçok hatibimiz de burada dile getirdi, "Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur." sözü son derece değerli. Bu anlamda, nüfuz gücü, nüfuz coğrafyası farklı kıtalara kadar uzanmış olan ülkemizin önümüzdeki süreçte kendi deniz potansiyelini ve gücünü artırma noktasında da çok önemli çalışmaları var, yeri gelmişken bundan da kısaca bahsetmek isterim. Mesela, MİLGEM Projesi bu anlamda son yıllarda ülkemizin, milletimizin atmış olduğu son derece önemli bir adım. Türk Deniz Kuvvetleri tarafından yönetilen proje keşif, gözetleme, erken uyarı, denizaltı karşıtı savaş, yüzeyden yüzeye savaş, yüzeyden havaya savaş ve amfibi operasyonlar dâhil olmak üzere bir dizi görevde kullanılabilecek çok amaçlı korvet ve fırkateynler geliştirmeyi hedeflemektedir.

Yine, bu alanda yürüttüğümüz çok önemli çalışmalardan bir tanesi Anadolu TCG gemisi çok yakında, 2021 yılında Türk Deniz Kuvvetlerinin envanterine girmiş olacak. Alanında dünya üzerinde üretilmiş en önemli, en değerli stratejik gemilerden biri, "SİHA gemisi" şeklinde adlandırabileceğimiz; helikopterlerin, SİHA'ların iniş kalkış yapabileceği operasyonel bir gemi olması açısından da Türk Silahlı Kuvvetlerine ve donanmamıza çok önemli katkılar sağlayacağını söyleyebilirim.

Yine, geçtiğimiz aylarda ürettiğimiz ve hizmete almış olduğumuz silahlı insansız deniz aracının Türk Deniz Kuvvetlerinin potansiyelini artırmak adına, bu alanda millî savunma sanayimizi güçlendirmek adına da çok önemli bir adım olduğunu söyleyebiliriz. Bunu ihraç etme noktasında, yine Dostluk Grubu Başkanlığını yürüttüğüm kardeş ülke Pakistan için 4 MİLGEM Projesi'ni başlattık ve 3 tanesinin kızağa alınma işlemi tamamlandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Selamlayacağım.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bu vesileyle, tezkeremizin başta ülkemiz, bölgemiz ve dünya ticareti için hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)