| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 27.01.2021 |
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Genel Kurulu ve değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, tarihinin en büyük iş ve istihdam kaybını yaşıyor şu anda. Ekonomik krizin ve pandemi krizinin bütün bedelini işçiler, emekçiler ödüyorlar ve işçilerin, emekçilerin hakları ne yazık ki korunmuyor. Hükûmete sorarsak der ki: "İşten atma yasağı getirdik, daha ne yapalım?" Fakat şunu söylemeliyim ki işten atma yasağı da bir safsata hâline dönüşmüştür. Şu anda, DİSK-AR'ın Ocak 2021 raporu diyor ki: "İşbaşında olanların sayısı son bir yılda 1 milyon 830 bin kişi azaldı." Bunun anlamı, çalışanların tek taraflı olarak ücretsiz izne gönderildiği ya da kod 29'la hukuksuz bir şekilde, geçersiz bir şekilde işten atıldığı bir uygulama hâline dönüşmüştür.
Şimdi, şöyle: Türkiye'nin dört bir yanında direnişler var, çok sayıda direniş var. Bilmiyorum, bu direnişlerden sizin haberiniz var mı? Bu direnişlerde işçilerin ortaya koyduğu şey, sendika haklarını hayata geçirdikleri için ya da işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin alınmasını istedikleri için ya da iş yerleri iflas ettiğini söyleyerek ve mal varlıkları olmadığını söyleyerek işçilerin hem ücretlerini hem de hak edişlerini vermeden işten attıkları için, haklarını aramak için sokaktalar. Ben onları burada anmak istiyorum: Kayı İnşaat işçileri, Bimeks işçileri, AtlasJet işçileri, Ermenek Uyar Madencilik işçileri, Migros depo işçileri, PTT, TCDD, Sinbo, Systemair, Baldur Süspansiyon, Ekmekçioğulları, TÜVTÜRK istasyonları işçileri, Cargill işçileri, Galataport işçileri, Şişecam işçileri; direnen tüm işçiler, size sesleniyorum: Zafer direnen işçilerin olacaktır. İşçiler sokaktalar, direniyorlar çünkü anayasal bir hak olan sendika hakkı ellerinden alınmak isteniyor. Sendikalı oldukları için ya da sendika yetkisi aldıkları hâlde, toplu sözleşme hakkını elde ettikleri hâlde bu işçiler işveren tarafından hukuksuz bir şekilde ya ücretsiz izne çıkarılıyorlar tek taraflı olarak ya da kod 29'la sokağa atılıyorlar arkadaşlar.
Kod 29 ne diye baktığımızda, İş Yasası'nın 25/2'nci maddesini oluşturuyor ve işten atmaların yasaklandığı pandemi döneminde istisnalardan bir tanesi kod 29. İşverenler hiç utanmadan, işçileri yaygın bir şekilde bu, geçersiz kod 29'la işten atıyorlar. Bakın, kod 29'la işten atılmak demek ne demek biliyor musunuz? Örneğin, tecavüz etmek, hırsızlık, küfretmek, hakaret etmek, iş yerinde işverenin iyi niyetini kötüye kullanmak gibi yüz kızartıcı suçlardan dolayı ancak kanıtlanmış bir şekilde işçiler atılırsa işten o zaman kod 29 denilen bu madde 25/2 kullanılabilir ama işverenler sadece işçileri sendikasızlaştırmak için ya da kıdem ve ihbar tazminatlarını vermeyerek işten atıp kâra geçmek için yaygın bir şekilde kod 29'u kullanıyorlar. Ben, Çalışma Genel Müdürlüğünü arıyorum, Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Müdürlüğünü arıyorum, işçilerin kod 29'dan dolayı işten atıldığından haberiniz var mı, yaygın bir şekilde yapıldığından haberiniz var mı diye soruyorum bana doğru düzgün bir cevap verilmiyor. Arkadaşlar, kod 29 damgalayıcıdır. İşçileri siz yüz kızartıcı suçlardan işten atarsanız hem onların hak edişlerini vermemiş olursunuz hem de onların bir daha iş bulamamasını sağlıyorsunuz, ayrıca işsizlik maaşı da alamamalarını sağlıyorsunuz. Bu büyük bir mağduriyettir, bu büyük bir suçtur. Bu suçu işleyen işverenler cezasız kalıyorlar ve yaptıkları yanlarına kâr kalıyor. Kadın işçiler kod 29'la işten atıldıkları zaman eğer yeni bir iş bulabilirlerse dahi o zaman mobbinge uğruyorlar, cinsiyetçi bir ayrımcılığa uğruyorlar. Yeni bir iş bulmakta... Yaftalanmış bir şekilde o işe gittikleri için daha ucuza çalıştırılmak gibi bir durumla karşı karşıya kalıyorlar ve ailelerine de hesap vermek zorunda kalıyorlar. Yani bu kod 29'la işten atmaktan artık vazgeçilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Kod 29 iptal edilmelidir değerli arkadaşlar.
Bunun yanı sıra aynı zamanda Kayı İnşaatta olduğu gibi, Bimeks, AtlasJet ve Ermenek Uyar'da olduğu gibi arkadaşlar işverenler devletten kredi alıyor, devlet bankalarından kredi alıyorlar, işçinin de emeğini kullanıyorlar, daha sonra iş yerinde kâr ediyorlar, sermaye biriktiriyorlar ve iş yerinin içini boşaltıp "Ben iflas ettim." diye işçinin ücretini ödemiyorlar, işçinin kıdemini, ihbarını ödemiyorlar, işçileri sokağa atıyorlar. Kendileri servet sahibiler, kendileri başka işler yapıyorlar, devletten ihaleler alıyorlar fakat bu şirketleri zombi şirkete çevirdikleri için ne yazık ki işçiler haklarını alamıyorlar ve işçiler sokaktalar. Bu uygulama derhâl terk edilmelidir, eğer işverenin serveti varsa o zaman bu işçilere işverenin servetinden ödeme yapılmalıdır. İşsizlik ödeneğinden işçilerin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayalım lütfen, buyurun.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Teşekkürler.
İşten atılan işçilerin işsizlik ödeneğinden hak edişleri ödenerek böylece işçiler mağdur edilmeyebilir ve daha sonra işverenden devlet, SGK bu hak edişleri tahsil edebilir. İşsizlik fonları, sermayeye kolayca teşvik olarak kullanılabiliyor fakat işçilerin işten atılma koşullarında İşsizlik Fonu'ndan işçiler yararlanmıyorlar. Bu nedenle bizim burada çözüm önerilerimiz de var; işçilerin hukuksuzca işten atılmalarına karşı, haklarının gasbedilmesine karşı, işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin iş yerinde alınmasına karşı, pandemide işçilerin korunması için gerekli tüm önlemleri bu Meclis almak zorundadır, herkesi göreve çağırıyoruz.
Teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)