| Konu: | Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 27.01.2021 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok kapsamlı ve hızlı bir küresel dönüşümün içindeyiz. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek için yüksek teknoloji üretmekten başka çare de yok. Dünya piyasasına baktığımızda en büyük ilk 6 şirketin tamamı teknoloji ve iletişim şirketleri. Biz de bu alanda millî markalarımızı ve küresel firmalarımızı yaratmak zorundayız. Dünyadaki inovasyon yarışından kopmak demek Türkiye'yi sadece ham madde pazarı ve teknoloji âşığı tüketiciler ülkesi yapmak demektir ki bu, kesinlikle kabul edilemez.
Artık jeopolitik üstünlük, yer altı kaynakları, yer üstü kaynakları, kalabalık nüfus, gelişmiş ekonomiler yaratmak için yeterli değil. Ekonomide refah yaratan birinci lige çıkmanın yolu bilim, teknoloji, eğitim ve üretim arasındaki ilişkiyi doğru kurgulamaktan geçiyor. Beton rant gözlüğüyle iş merkezi gibi planlanmış üniversitelerin ve teknoparkların sayısını artırmaksa görüyoruz ki fayda üretmiyor.
2020 WIPO raporuna göre Güney Kore'nin 219 bin, bizi kıskanan Almanya'nın 67 bin, 6 milyonluk Singapur'un 14 bin patent başvurusu varken -rakam vermek istemiyorum- sizin çok daha azıyla övünüyor olmanız, en nazik ifadeyle vizyon, teknoloji ve bilime bakış yetersizliğidir. Patent sayılarındaki başarısızlığın kaynağına bakalım. OECD ülkelerinin AR-GE'ye ayırdığı pay, gelirlerinin ortalama yüzde 2,4'ü; hayali 2023 hedefiniz bile yüzde 1,8; şu anda ayırdığınız paysa yalnızca yüzde 1. Bu bütçelerle birinci ligde değil sadece amatör ligde oluruz. Üst düzey ülkelere baktığımızda yüzde 4'ü, hatta yüzde 5'leri görüyoruz. Lafın özü; bu yolun sonunda diğer ülkelere göre emeği yoğun, geliri düşükler arasında kalmaya devam edeceğiz, dijital çağı ve nimetlerini asla yakalayamayacağız.
Kıymetli milletvekilleri, hatırlatmak isterim ki küresel ticaret çok hızlı değişiyor, rekabetse gittikçe zorlaşıyor. Küresel Rekabetçilik Endeksi başta olmak üzere birçok çalışma, ülkemizin rekabet etme yeteneğini geliştiremediğini ortaya koyuyor. Zira sadece bu endekste 61'inci sıradayız. Yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payı yalnızca yüzde 3,7 yani çok düşük. Bugün tekrar yönümüzü çevirdiğimiz Avrupa Birliğine baktığımızda bu oran yüzde 15'i buluyor. Ortak ve yüksek teknolojili ürünlerde TÜİK'e göre 2020'de yaklaşık 25 milyar dolarlık dış ticaret açığımız var.
Sürekli ihracatımızın arttığını söylüyorsunuz ama bir şeyi kaçırıyorsunuz: Ülkemizin ihracatı son beş yılda yüzde 20 oranında artarken kilogram başına ihracat birim fiyatı 1,6 dolardan 1,09 dolara geriledi, Japonya ve Almanya'da bu rakam 4 dolarlar seviyesinde. Yani küresel ticarette marifet, sadece çok miktarda satmakta değil, kilogram başına katma değeri de artırabilmekte. Bu iki veri bile Rekabetçilik Endeksi'nde neden geri kaldığımızı açıkça ortaya koyuyor. Hızla dijitalleşen dünyada yaklaşımınızın sürdürülebilir olmadığının artık farkına varın. Dünya makine öğrenmesi, nesnelerin internetiyle değer zincirini çok farklı bir boyuta, Sanayi 4.0'a taşırken bizim hâlâ düşük teknoloji sarmalına hapsolmamız dijital dönüşüm trenini kaçırmak demek.
Sayın milletvekilleri, özellikle pandemi döneminde dijitalleşme, artık bir tercih değil, oyunda kalmanın tek yolu. Dijital dünyada önümüzdeki engellerin belki de en önemlisi bağlanabilirlik sorunu. İnternet hızı açısından G20 ülkeleri arasında orta sıralarda, geniş bant internet yayıncılığı açısındansa OECD ülkelerinin bile çok gerisindeyiz. Seçim meydanlarında "5G'ye geçen ilk ülke olacağız." demekle olmuyor, sonra şirketler altyapı için BTK'den izin alamayınca "Yerli 5G altyapısı kurmadan 5G'ye geçmeyeceğiz." demeye başlıyorsunuz. Teknolojik gelişmelerin temelinde yüksek hızlı internet hizmeti yattığını herkes biliyor. Mesela, Mersin Teknopark'ta fiber altyapı bile yok, Mersinlilere "Kısıtlı imkânlarla dünyayla rekabet edin." diyorsunuz, o zaman size ne gerek var?
Teknoloji yarışında kaybedecek tek bir saniyemiz dahi kalmadı. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in işaret ettiği gibi ülkemizi bir yazılım ve teknoloji üssü hâline getirmeliyiz; beyin göçü veren değil, beyin göçü alan bir ülke olmalıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Bunun için de gençlerin kaçtığı değil, gençlerin tüm dünyadan koşarak geldiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün serbestçe yaşandığı, demokratik kurumların kusursuz şekilde çalıştığı, hukukun üstünlüğünün ve kuvvetler ayrılığının tesis edildiği bir ülke olmalıyız. Bunu siz yapamıyorsunuz belli oldu da biz gelince yapacağız.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)