GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:27.01.2021

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Kanun teklifinin 7'nci maddesinin birinci fıkrasıyla Meclis yine bir onay müessesesi görevini yerine getirmektedir. 9 Temmuz 2018 tarihli 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle "Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı"nın ismi değiştirilmiş, Bakanlığın adı "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı" olmuştur. An itibarıyla da bir buçuk yıl önce adı değiştirilmiş bir Bakanlığın isim değişikliği kanunla onaylanıyor. Bu tür düzenlemeler AK PARTİ'si iktidarında alışkanlık hâlini aldı hatta bazen önce yönetmelik çıkarılıyor sonra kanun. Bakanlık isminden "bilim" kısmı çıkarılıyor ama ilginç olan Türkiye Uzay Ajansı, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu gibi adında bilim barındıran kurumlar ilgili ve bağlı kuruluşlar olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde yer alıyor.

Yine, aynı şekilde görüşmekte olduğumuz kanun teklifi de bilim, sanayi iş birliği üzerine kurulu bir yapıyı, teknoloji geliştirme bölgeleri diğer adlarıyla teknopark, teknokent gibi araştırma geliştirme faaliyetlerinin baş aktörlerine yönelik düzenlemeleri içeriyor. Bu açıdan bakıldığında Bakanlık adında yapılan değişim mevzuata uygun hâle geliyor ama bağlı kuruluşlar açısından bir çelişki ortaya çıkıyor.

Günümüz dünyasında teknoloji ve AR-GE faaliyetleri devletler için artık vazgeçilmez hâle gelmiştir. Enerji, gıda, tarım ve su kaynaklarının azaldığı dünyada öncelikli hedef kıt kaynakları bilim ve teknolojiyle verimli hâle getirmek kadar bunu kalkınma, baskı ve güç unsuru olarak kullanmak. "Araştır, geliştir, üret, sat" denklemi gelişmişlik formülünün anahtarıdır. Denklem eksiksiz uygulandığında gelişmiş, denklemin ayakları eksik kalınca gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülke statüsü doğrudan kazanılmaktadır.

Görüşülmekte olan kanunla AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi, nitelikli çalışanların yetiştirilmesi amacıyla firmaların istihdam sağlamasının teşvik edilmesi amaçlanmaktadır. "Araştır, geliştir, üret, sat" formülünün ilk etabında yüksek lisans, doktora öğrencileri ile akademisyenlerin AR-GE çalışmalarının ve ülkemizin teknolojik gelişiminin altyapısının oluşturulmasının teşvik, vergi ve muafiyetlerle desteklenmesi gerekli ve doğru bir adımdır ancak AK PARTİ'si iktidarının kronikleşmiş sıkıntıları var.

Öncelikle, kamudaki liyakatsiz atamalar özerk olması gereken üniversitelerde de alışkanlık hâlini almış, hatta bazı üniversiteler aile şirketi hâline dönüştürülmüştür. Ne yazık ki bu konuda da çok fazla örnek var. Pamukkale Üniversitesindeki eski rektör, kendisini 22 fakülteye dekan vekili atamış, eşi için adrese teslim kadro açmıştır. Karadeniz Üniversitesinde 3 kız, 1 damat ve 1 yeğen işe alınmış, Gaziantep Üniversitesinde yönetici konumunda olan personelin eşleri öğretim görevlisi olarak istihdam edilmiş, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi rektörlerinin eşleri işe başlatılmıştır. Mersin Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Batman Üniversitesindeki akraba atamaları, Çorum Hitit Üniversitesindeki 30 personelin birbiriyle evli olması üniversitelerdeki -tırnak içinde- liyakat sisteminin nasıl işlediğini ortaya koymaktadır. Hâl böyle olunca da bilim ve teknoloji iş birliği ilk ayakta yatmaktadır. Bizlerin bilim teknoloji iş birliği üzerinde kalkınma planları yapılırken bu tabloyu kabul edebilmesi mümkün değildir.

Değerli milletvekilleri, yine, iktidarın kronik sıkıntılarından biri de teşvik sisteminin adaletli işleyememesidir. Devletin sınırsız ekonomik imkânları yok, doğal olarak teşvik sisteminden yararlanmak için de iş yapabilirliğinizi bir şekilde kanıtlamak zorundasınız, bu kabul edilebilir bir durum. Öncelikle, AR-GE faaliyetleri maliyeti yüksek yatırımlar, bu nedenle uzun ömürlü bir yatırım maliyet zincirini gerektiriyor. Birçok başvuru, birçok nedenlerden dolayı teşviklerden yararlanamazken bazı meşhur yatırımcılar ise teşvike boğuluyor.

Bu kanun değişikliğinde olduğu üzere Cumhurbaşkanına, firmalara yapılacak desteklerdeki tutar ve oranları sıfıra kadar indirmeye, 5 katına çıkarmaya yetki verildiğinde de ödül ve cezalandırma mekanizmaları da kanuni bir hâle dönüştürülüyor. AK PARTİ'si 2023'te rekor ihracat rakamları hayalleri kuruyor; kursunlar, hayal kurmak serbest ama ayaklarını yere basmaları için bir tavsiyem var: AR-GE faaliyetlerine öncelikle kendi yönetim sisteminizdeki kronik sıkıntıları araştırarak başlayın. Adalet lafta, liyakat rafta bir sistemde bilim filim, kalkınma hayal hâlini alır. Bu hastalıklı hâli ne tahsilinden vazgeçebildiğiniz vergi ne de verdiğiniz destek kurtarır.

Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz maddede teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan girişimcilerin üzerindeki istihdam yükünün azaltılabilmesi için vergi istisnaları getiriliyor. Damga vergisi de istisnalara dâhil ediliyor. Bu kadar vergi yükü altında elini taşın altına koymuş her işverene verilen desteğin arkasındayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bununla birlikte bir talebim daha var, çalışanın üzerindeki vergi yükünü de hep birlikte kaldıralım. Asgari ücret brüt üzerinden SGK pirimi, gelir vergisi, damga vergisi, işsizlik sigortası, işçi payı kesintisi geçen yıl 619 lira iken bu yıl 133 lira artarak 752 lira oldu. Asgari ücretle çalışan bir işçi için 752 lira önemli bir tutar. Gelin, haydi, bir destek de asgari ücretliye verelim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)