| Konu: | Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 28.01.2021 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, Meclise getirilen bu kanun teklifi üzerinde değil, maalesef son günlerde çok ciddi bir şekilde hak ihlaline neden olan, AKP ve MHP hükûmetinin bu Meclise, bu halka dayatmış olduğu infaz yasasının ortaya koymuş olduğu hukuksuzlukları dile getirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu İnfaz Yasası'yla bir taraftan uyuşturucu tacirlerinin, suç örgütlerinin, uyuşturucu kullanan insanların, katillerin, kadın cinayeti işleyenlerin cezaevinden çıkarılmasına neden olurken diğer taraftan siyasi tutsakları, cezaevindeki kadınları, gençleri, avukatları, siyasetçileri, iş insanlarını, gazetecileri, düşünce suçlarında yer alan insanları ve bilim insanları olmak üzere -tırnak içerisinde- terör yansımasıyla, terör suçu adı altında -cezaevinde yatan insanların önündeki mevcut olan bu engelle- tahliyelerine engel olacak nitelikte bir yasayla karşı karşıyayız değerli arkadaşlar.
Bakın, cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleye karşı altmış üç gündür açlık grevleri yaşanmaktadır. İnsanlık suçu olan tecride ve işkenceye karşı başlatılan cezaevlerindeki açlık grevleri, aynı zamanda uygulamada hukuksuzluklara ve adaletsizliklere yol açan ve işkenceye dönüşen infaz yasasına da karşı bir çığlığa dönüşmüştür. Bu sebeple, bütün yoldaşlarımıza, cezaevlerindeki bütün siyasi tutsak olan arkadaşlarımıza buradan güzel bir selam göndermek istiyorum değerli arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)
Bakın, bu mevcut olan değerlendirme kurulları, cezaevleri değerlendirme kurulları neden bu insanların tahliye olmalarının önünde bir engel teşkil ediyor? Suçundan pişman olmayan... Yani düşünce suçuna diyor ki: "Pişman ol, pişman, ondan sonra seni bırakacağım." Öte taraftan, özel hayatın gizliliğini ihlal eden kameraya karşı koyan kişilere de bu tahliye olma yolunu kapatıyor. Diğer taraftan, ceza infaz kurumlarında insan onuruna yakışmayan çıplak aramaya tepki gösteren insanların önünde bir engel teşkil ediyor.
Bakın, bu Hükûmete defalarca "Çıplak arama vardır." denildi fakat çoğu zaman da inkâr etti. Ben size bir karar getirdim, o karardan sadece bir kısım okumak istiyorum. Patnos Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair vermiş olduğu bir kararı var. Bakın, 62 kişi cezaevinde şikâyette bulunmuş "Hukuksuz üst arama çıplak arama vardır." diye. Bunun karşısında, Patnos Cumhuriyet Başsavcılığı vermiş olduğu kararda diyor ki: "Makul bir sebep olması hâlinde öncelikle çıplak arama yapılır. Önce, elbiselerinin üst kısmı iç çamaşır üzerinde kalacak şekilde aramasının yapıldığı, üst kısım giyildikten sonra da iç çamaşırı üzerinde kalacak şekilde alt kısmının aranmasını sağlayacak üst ve eşya aramalarının tamamlandığı..." İşleyişin bu şekilde gerçekleştirildiğine dair kararı var. Patnos Cumhuriyet Başsavcılığının tespiti buradadır. Siz şimdiye kadar bunu inkâr ettiniz. Maalesef şu andaki hukuksuzlar bu şekilde devam ediyor. Buna karşı koyan cezaevindeki mahpusların bu şekilde önünde engel olarak "Sen cezaevinin kurallarına uymadın." şeklindeki kararıyla bu mahpusların tahliyesinin önündeki engeldir değerli arkadaşlar bu mevcut olan infaz yasası.
Bakın, haksız ve keyfî uygulamalara karşı koyan herhangi biriyle ilgili bu cezaevindeki kurullar buna benzer bir rapor tutuyor ve bu insanların tahliye hakkı kapatılıyor maalesef. Bakın, ben bununla ilgili, bu gözlem kurullarının son dönemlerde vermiş oldukları kararlarla ilgili sadece bir iki tane örnek vermek istiyorum: İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde, örgüt üyeliği iddiasıyla 2016 yılından bu yana tutuklu bulunan Merve Nur İşleyici, Didar Bozan ve Ceylan Bozkurt, 9 Ocak tarihinde cezaları bitmesine rağmen, tahliye edilmediler. Tek sebep, değerli arkadaşlar, bu hukuksuzluğa karşı koymalarından ve bu şekilde mevcut olan, işkenceye dönüşmüş olan bu uygulamalara ses çıkarmış olmalarından kaynaklı. Buna karşı bir rapor tutuluyor ve bu insanlar, süreleri geçmiş olmasına rağmen, daha önce 3/4 cezasını çeken bu siyasi mahpuslar tahliye edilmeleri gerekirken bu uygulamalarla tahliye edilmiyorlar. Bakın, çıplak arama var ve mevcut olan, insanlık dışı olan o uygulamaya karşı oldukları için rapor tutuluyor ve tahliye edilmiyor bu insanlar. Bu bir işkencedir. Burada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına, eşitlik ilkesine çok aykırı bir şekilde uygulamalarla biz karşı karşıyayız.
Bakın, çıplak arama, gerçek anlamda bu ülkenin yüz karasıdır. Derhâl, bundan vazgeçilmesini biz talep ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Öte taraftan, değerli arkadaşlar, bir diğer husus ise şu: Bakın, Terörle Mücadele Yasası'nda "suç" tanımı çok geniş bir şekilde yapılıyor. "Suç" tanımı o kadar geniş bir şekilde yapılıyor ki bütün bilim insanları, bütün düşünürler, kadınlar, gençler, siyaset yapan herkes bu Terörle Mücadele Yasası'nın kıskacına girmiş durumda. Bakın, bunu yapmakla siz toplumsal barışı zedeliyorsunuz, bu toplumda iç barışı zedeliyorsunuz. Gelin, bu Terörle Mücadele Yasası'nı, bu kanunu yeniden düzenleyelim ve bütün düşünürlerin, Türkiye halklarının önündeki barışa engel olabilecek olan mevcut bu yasayı ortadan kaldıralım.
Bu vesileyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum ve teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)