GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:43
Tarih:28.01.2021

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 229 sıra sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesiyle ilgili İYİ PARTİ Grubumuzun verdiği önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bu maddeyle 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu'nun 21'inci maddesinde bir düzenleme yapılarak elektronik sertifika hizmet sağlama faaliyetini yerine getiren kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik ilgili kanunun 8'inci ve 15'inci maddesinde yer alan muafiyetlerin kaldırılması teklif edilmektedir, bu teklif, grubumuzca uygun bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, bu torba kanunda görüşülen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile araştırma geliştirme ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi konularını ülkemizin rekabet gücünü ve toplumsal refahını etkileyen çok önemli konular olarak görmekteyiz. Ancak, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki yüzde 3,4'lük payına bakıldığında, yaklaşık yirmi yıldan bu yana faaliyete geçirilmiş 72 teknoparkta faaliyet gösteren firmaların yüksek teknolojili ürünler bakımından istenilen düzeye geldiklerini söylemek mümkün değil. Ülke içindeki üretim dinamiklerinin gelişmesinin, tasarrufların etkin yatırıma dönmesinin, nitelikli eğitim sonucu nitelikli iş gücünün istihdam edilmesinin, AR-GE faaliyetleri sonucu elde edilen yeniliklerin yüksek teknolojili ürün ihracat kapasitesini artırmada önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Üretimin niteliği ve katma değerinin yüksek olabilmesi için beşerî sermaye düzeyinin yüksek olması da önemli gereklerdendir.

Değerli milletvekilleri, bir durum tespiti yapacak olursak, 2017 Yılı Beşerî Sermaye Endeksi sıralamasında Almanya 6'ncı sırada, ABD 4'üncü sıradayken Türkiye 130 ülke arasında 75'inci sıradadır. Beşerî sermayeyi temsilen yüksek lisans ve doktoralı öğrencilerin toplam nüfusa oranına bakıldığında, yüksek teknolojili ürün ihracatçısı ülkelerle Türkiye arasında yine büyük farklar vardır. Almanya'da bu oran yüzde 12,3 seviyesindeyken Türkiye'de yüzde 2,1 seviyelerinde kalmıştır.

Türkiye, 2020 yılında Küresel İnovasyon Endeksi'nde 131 ülke arasında 51'inci sırada yer alırken Üniversite-Sanayi Araştırma İşbirliği Alt Endeksi'nde ise 70'inci sıradadır. Dünya üniversiteler sıralamasında neredeysek İnovasyon Endeksi'nde ve Araştırma Endeksi'nde de oralardayız. Nitelikli insan gücünü yetiştirmekten sorumlu üniversitelerde rektör atamalarından tutun üniversitelerimizin dünyanın en iyi üniversiteleri sırlamasındaki yerlerini, yaşanan kadro ve bütçe sorunlarını, aralarındaki farklılıkları, akademisyenlerin ve mezun edilecek öğrencilerin niteliklerini burada defalarca anlattım. Detaylara girmeyeceğim ama şurası bir gerçektir ki birçok bakımdan üniversitelerimiz yıllar içerisinde geriye gitmektedir.

Değerli milletvekilleri, akademisyen nitelikleri açısından bir örnek vermek gerekirse Türkiye'de profesör olmak için 1973 yılında en az 2 yabancı dil bilme şartı vardı. Bu, 1981'de tek yabancı dile indirilmiş, 1983'te yabancı dil sınavından 100 üzerinden 70 almak gerekirken 2018'de baraj 55'e kadar indirilmiştir. Sadece bu değil tabii, her alanda geriye gidiş var, erozyon var.

Değerli milletvekilleri, beşerî sermayenin en önemli araçları olan lisansüstü tezlerin sayıları artıyor ama nitelikleri içler acısı. Daha da önemlisi, mezun olma garantisi veren tez yazma şirketleri var. İstanbul'da sayı 100'e yaklaşmış, naylon tez yazma sektörünün 2020 cirosunun 200 milyon TL olduğu iddia ediliyor.

Akademik kadrolara atamalar daha vahim. Üniversitelerin birçoğunda adrese teslim, kişiye özel kadro ilanları Sayın YÖK Başkanının yazılı uyarısına rağmen hızını kesmeden devam ediyor.

Nitelikli üniversitelerimizi bir kenara koyarsak böyle üniversitelerin teknoparkların hâkim ortağı olması, hatta ömründe hiç uluslararası yayın yapmamış ya da atıf almamış rektörün ve etrafının yönetimde bulunması gibi sebeplerle, bilim üretme ve teknoloji yaratma konusunda sorumluluklar yerine gelmeyecek, üniversite-sanayi iş birliği kültürü gelişmeyecek ve sonuç olarak teknoparklar kuruluş amacını tam anlamıyla yerine getiremeyecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, gelişmiş ülkeler teknolojide dev adımlarla ilerlerken, Japonya Endüstri 5.0'i telaffuz ederken, ülkemizle ilgili olarak bahsettiğim konular gerçekten moral bozucu ancak çözüm o kadar da zor değil: Şeffaflığı ilke edinerek her alanda liyakatli ve ahlaklı kişilerin adalet gözetilerek istihdamı sağlanır, her türlü israfa son verilir ve yüksek katma değerli alanlar seçilerek daha fazla kaynak ayrılırsa, herkes işini ciddi yaparsa Türkiye'nin belirli alanlarda uluslararasında söz sahibi olması, ekonominin gelişmesi ve halkımızın refah seviyesinin artırılması her zaman mümkündür. Bunun için de potansiyelimiz vardır diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)