GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:43
Tarih:28.01.2021

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Türkiye, teknoloji alanında katma değeri yüksek ürün geliştirmekte zorlanan bir ülke görünümünde. Ekipman ve yazılım ürünlerinde yurt dışına bağımlıyız. Doğal kaynak eksikliğine dayalı, yurt dışında bağımlı olduğumuz enerji ithalatımız ile insani eğitim ve üretime bağlı olan teknolojideki ithalat miktarlarımız neredeyse aynı. Kendi kendimize vurduğumuz bu darbe ne doğanın bir azizliği ne de yabancı parmağı; modern eğitim ve üretime uyumsuzluk sebebiyle kendi kendimizi küresel rekabetin dışında bıraktık.

Ülkemizin ihtiyaç duyduğu fiber altyapı uzunluğu 5 milyon kilometre iken şu anda en iyi ihtimalle 400 bin kilometre fiber altyapıya sahibiz. 4 milyon 600 bin kilometrelik fiber altyapı eksikliği tam anlamıyla bir iktidar ayıbıdır. Sadece şanslı yerlerde 3G ve az sayılı yerde 4,5G var. GSM şebekelerinin genel durumu değerlendirildiğinde Türkiye ortalaması 2G'dir. Komşumuz Yunanistan bile Ege Denizi'ndeki adaların tamamı dâhil 4,5G ülkesi. İktidara ve sayın AK PARTİ milletvekillerine sesleniyorum: Lütfen kendinizi ve halkımızı kandırmayın.

Değerli milletvekilleri, bugün ABD ve Çin arasında yoğun şekilde yaşanan ticaret savaşında Türkiye'ye büyük bir fırsat doğdu. Batılı ülkelerin Çin'de yoğunlaşan teknolojik ürün üretimine alternatif yeni bir ülke aranırken Türkiye altyapısıyla, yetişmiş genç insan gücüyle, pazara yakınlığıyla en ideal ülkedir. Hem istihdam yatırımı hem de teknoloji transferi olarak düşünecek olursak büyük bir fırsat önümüzde duruyor. Bir Doğu, bir Batı arasında bocalayan iktidarın doğru bir siyasetle bu yatırımları Türkiye'ye çekmesini dilerim.

Bugün kullandığımız internetin hem ekipman altyapısı hem de yazılım altyapısı millî değildir. Ekipmanda büyük oranda Çin'e bağımlıyken yazılımda da Batı'ya bağımlıyız. Ülkemizde yirmi beş yıldır internet kullanılmasına rağmen hâlâ yeni bir internet trafik değişim noktasına sahip değiliz, oysa dünyada 849 farklı internet trafik değişim noktası var. Bu değişim noktalarının fonksiyonu internet veri transferindeki trafiği rahatlatmak, ucuzlatmak ve güvenli hâle getirmek. Tüm uzmanlar İstanbul'un ideal bir internet trafik değişim noktası olduğunda hemfikirler ancak buna rağmen ülkemizde bir değişim noktası kurulmuyor. Dünyanın verilerinin geçtiği bir nokta olmak stratejik olarak eskinin İpek Yolu yerine dijital İpek Yolu hâline de gelmektir aslında. Bu gereklilik On Birinci Kalkınma Planı'nda mevcut, ayrıca 2019 yılı Temmuz ayında değişim noktalarının kurulacağına dair bir Cumhurbaşkanlığı genelgesi de var fakat her ne hikmetse yapıldığı takdirde internetin hem güvenli hem de ucuz hâle gelecek olmasına rağmen bu fikir bir türlü fiiliyata geçirilemiyor. Gerçekleştiği takdirde şaibeli TÜRK TELEKOM'un vatandaşlarımıza şimdiki kadar yük getirmeyeceğini de belirtmek isterim. Ülkemizde kurulacak değişim noktaları aynı zamanda dünya operatörlerinin trafiklerini taşıyacakları ve kira ödeyecekleri kavşaklar olurlar. Bugün dünyada 25 kadar global taşıyıcı var. Bunları ülkemize çekmemiz durumunda, bırakın maliyet tasarrufunu, aynı zamanda Türkiye olarak para kazanmak da mümkün olacak. Diğer yandan, internet değişim noktaları, siber saldırıların durdurulabileceği bir ön savunma görevi de görüyorlar, böylesine güçlü saldırıların engellenmesinde ve yönünün değiştirilmesinde önemli bir görev üstleniyorlar. Ülkemizde internet değişim noktası olmaması, siber saldırılara açık olmamıza ve veri güvensizliğine de imkân sağlıyor. Siber saldırı altında kalan şirket ve kurumlar, çözüm olarak veri akışlarını ister istemez yurt dışındaki değişim noktalarına yönlendirerek ani gelen istek yükünü hafifletmek yoluna gidiyorlar. Bu da yerli mahrem verileri, siber saldırılara karşı kurtarıcı gibi gözüken yabancı üçüncü kurumlara ve mümkün ki istihbarat kuruluşlarına teslim etmek demek oluyor.

Değerli milletvekilleri, dikkatlerinize sunmak istediğim diğer bir konu ise sayılarının 15 milyon olduğu raporlanan ilkokul ve lise öğrencelerinin pandemi süresince eğitimsiz kalmaları. Sayın Millî Eğitim Bakanından öğreniyoruz ki 15 milyon öğrenciden yalnızca 1 milyonuna EBA canlı yayını yapma kapasitesine sahibiz. Geri kalan 14 milyon çocuğumuz nasıl eğitim alacaklar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İYİ PARTİ olarak e-eğitim konusunda uzmanlarımızla hazırladığımız önerilerimizi Meclis kürsüsünden kamuoyuyla özet hâlinde paylaşmak isterim. Öğretmen ve öğrenciler için bilgisayar, internet bir eğitim aracı olarak doğal ihtiyaçlarıdır. Devletimiz, bedava ders kitabı dağıttığı, ücretsiz eğitim altyapısı sağladığı gibi bilgisayar, internet erişimi maliyetlerini de karşılamalı. Bu maliyetin karşılanması için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörden almakta olduğu 6 milyar liralık katkı payı kullanılmalı. Altyapı kurmak ve EBA içeriğini geliştirmek için yapılması gereken harcamalar Evrensel Hizmet Fonu'ndan karşılanmalı. Dünya Bankasının 2023'e kadar ayırdığı 160 milyon dolar da hizmetler için tahsis edilmeli. EBA verilerinin, Sağlık Bakanlığının turkuaz tablosu gibi günlük paylaşılması gerekmekte. Kaç öğrencinin derslere katıldığı, kaç saat ders yapıldığı, kaç kişinin bağlanamadığı gibi verilerin günlük açıklanması gerektiğini ifade eder, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)