GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BALIKÇILIK SEKTÖRÜ VE BALIKÇILARIN SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:52
Tarih:15.01.2013

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde balıkçılığın ve balıkçıların yaşadığı sorunlar üzerinde gündem dışı söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün büyük ozan Nazım Hikmet'in doğum yıl dönümü. O nedenle, onun güzel bir şiiri ile sözlerime başlamak istiyorum:

"Dört nala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim!

 

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

Ve ipek bir halıya benzeyen bu toprak,

Bu cehennem, bu cennet bizim!

 

Kapansın el kapıları bir daha açılmasın,

Yok edin insanın insana kulluğunu

Bu davet bizim!

 

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardeşçesine

Bu hasret bizim!"

Diyen yüce ozan Nazım Hikmet'i saygıyla buradan anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekili arkadaşlarım, mavi denizlerin giderek rengi griye dönen Marmara'da, Karadeniz'de, Ege'de, Akdeniz'de ekmeğini taştan değil sudan çıkaran balıkçılığımızın çilekeş emekçilerini de saygıyla selamlıyorum.

2013'e tarım ve hayvancılık sektöründe olduğu gibi balıkçılarımız da mutsuz giriyor. 3 tarafı denizlerle çevrili, 8.333 kilometrelik kıyı şeridine sahip ülkemizde ne yazık ki 25 milyon hektar alanı verimli kullanamıyoruz. Bakın, Balıkçılık, Enformasyon ve İstatistik Servisinin 30/11/2012 tarihli verilerine göre Türkiye'de toplam su ürünleri üretim miktarımız 653 bin ton. 2012 yılı hedefimiz de 750 bin ton olarak hedeflenmiştir. TÜİK 2011 verilerine göre toplam bu alanda 38 bin insanımız çalışmaktadır ve avcılık yapan 16.558 de ruhsatımız bulunmaktadır.

Su ürünleri sektöründe ihracatta yarattığı katma değer yönünden çok büyük bir öneme sahip olmasına rağmen, ne yazık ki bu alanda istenildiği hedeflere Türkiye ulaşabilmiş değildir. Kişi başına tüketimimiz hâlâ çok azdır ve yaklaşık 6,5 kilogramdır.

Bu verilerden de anlaşıldığı gibi böylesine büyük bir potansiyel ve hacme sahip bu sektörde, gayrisafi yıllık hasılaya sağladığı katkı sadece binde 4'tür.

Bakın, balıkçılarımız bugün Balıkesir'de, güney Marmara'da, Erdek, Karşıyaka'da ve Çakıl Köyü'nde Şahinburgaz Köyü'nde, Bandırma'da, Marmara'da ve Avşa Adası'nda, bölgemizde Türkiye'yi balığa doyuran ve çok güçlü bir istihdam alanı olan balıkçılarımız, AKP'nin on yıllık iktidarında üvey evlat muamelesi görmüştür.

Demin değerli arkadaşımız uyardı. Ben buradan sormak istiyorum: Ey, AB'den sorumlu Devlet Bakanı, siz Türkiye'de, Avrupa Birliği fonlarından balıkçılarımıza verilen paraları niye onlara vermiyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Mahmut Tanal arkadaşımız az önce ifade etti. Yine buradan soruyorum, tarımda vermediğiniz gibi balıkçılarımıza da vermiyorsunuz.

Bakın, bugün balıkçılarımız plansızlık sebebiyle büyük mağduriyet yaşıyorlar. Türkiye'nin balıkçılık politikası ne yazık ki dört yıllık yapılanmayla yapılıyor ve balığın boyunun yıllara göre değişmesi gerekirken dört yıllık planlamalar yapılıyor; bu, balıkçılarımızı mağdur ediyor.

Balıkçılarımız kendileriyle ilgili bir bakanlık, bir muhatap bulmak istiyor ama bugün bu önemli sektörümüzde balıkçılarımız muhatap bir bakanlık göremiyor, bir bakanlık kurulmasını istiyor.

Yine Marmara'da, iç denizimizde, avlanmada büyük bir salya ve kirlilik sebebiyle balıkçılarımız Marmara Denizi'nde balık değil salya yakalar hâle geldiler. Marmara Denizi'ndeki balıkçılarımızın durumunun özel olarak düzenlenmesi gerekiyor.

Ve balıkçılarımızın SGK problemleri var, hiçbirinin SGK primleri yatırılmıyor.

Marmara Denizi'nde 18 metre olan deniz derinliği ağı ve avlanması 24 metreye çıkarıldı, balıkçılarımıza bir seçenek sunmadan bu yasakların uygulanması, Marmara Denizi'ndeki balıkçılarımıza, "Teknelerinizi gidin vergi dairesine bırakın, gidin bankalara bırakın." anlamına gelmektedir. Buradan, Bandırma Misakça Köyü'ndeki balıkçı kardeşim Ahmet Dağdeniz soruyor, diyor ki: "Bizi AB kriterleriyle karşı karşıya getiriyorsunuz. Peki, bize verirken AB kriterlerini gözetiyor musunuz?"

O nedenle, balıkçılarımızın sorunları çok fazla ama ben buradan onların size seslendiği bir sözle seslenmek istiyorum: "Bakın, denizleri küstürürseniz denizin intikamı çok acı olur. Karada kendini güvende zannedenler denizin tsunamisiyle yerle bir olur." Balıkçıların sesine kulak verin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Havutça.