| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Tarım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 10.02.2021 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 157 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Tarım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna ve Anlaşmanın Eklerine İlişkin Değişikliklerin Cumhurbaşkanınca Doğrudan Onaylanmasına Dair Yetki Verilmesine İlişkin Kanun Teklifi'ni, Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesiyle, bütün devletlerle düzgün ilişkiler, doğru ilişkiler ve iyi ilişkiler kurulması çerçevesinde bizim de uygun bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz günlerde Amerika'da bir askerî dergide Atatürk'le ilgili tam 7 sayfalık bir yazı yayınlandı. Tam yüz yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk Amerika'da önemli bir askerî dergiye bir başyazı konusu oldu. "Gelibolu Kayası" başlığı altında Atatürk'ün siyasi dehası, askerî dehası, onun yaptıkları anlatıldı; onun ne kadar mükemmel bir dehayla ülkeyi düşmanlardan kurtardığı, savaşlarda kullandığı ayrıntılı taktikler ve ülkenin nasıl bir ulus devlet hâline getirildiği anlatıldı. Daha geçtiğimiz günlerde yayınlandı bu dergi Amerika'da; ne kadar gurur verici bir tablo. Mustafa Kemal Atatürk, bütün dünyada saygın bir lider olarak görülmeye, Türkiye'nin önemli bir siyasetçisi, askerî dehası olarak kabullenilmeye devam ediyor. Bundan gurur duyuyoruz, Mustafa Kemal Atatürk'le. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz Mustafa Kemal Atatürk'le gurur duyarken değerli milletvekilleri, ülkemizde enteresan işler oluyor. Ülkemizde neler oluyor birkaç örnekle sizlerle paylaşmak istiyorum ve bunlar niçin oluyor, sormak istiyorum. Ankara'mızda Macunköy'de İller Bankasının bir ek binası yapılıyor, önünde Atatürk büstü var, yıllardan beri durur; bu Atatürk büstü kaldırılıyor değerli milletvekilleri, değerli yurttaşlarım. Ankara'da Çevre Bakanlığına ait Macunköy tesislerinde -tekrarlıyorum- duran Atatürk büstü idare binasının önünden kaldırılıyor. Niçin? Çevre Bakanına sormak istiyorum: Atatürk'ten bir rahatsızlığınız mı var? Niçin kaldırılıyor? Yıllardan beri duran bir büst.
Sonra, bugün bir bakıyorsunuz, Ayasofya Camisi'nin Başimamı diyor ki: "Türkiye fabrika ayarlarına geri dönmeli." Ne olmalı? "Laiklik Anayasa'dan çıkarılmalı." Öyle mi? Anayasa'dan "laiklik" ilkesi çıkarılacakmış değerli arkadaşlarım. Şimdi, Müslüman ülke olan Sudan'da ilk defa laiklik ilkesinin Anayasa'ya konulması konuşuluyor ve anlaşmaya varılmış vaziyette, bizim Ayasofya Camisi'ne atadığımız Başimam "Laiklik Anayasa'dan kalksın." diye fetva veriyor. E, buna "Dur!" diyecek, buna ses çıkaracak bir iktidar sözcüsü yok mu değerli arkadaşlarım? Nasıl oluyor böyle bir şey?
Bu oluyor, bir yandan da Kuvayımilliye hareketine karşı düşmanca tavırları belgelenen, bu konuda yargılanan ve idam cezasına çarptırılan İskilipli Atıf'ı Çorum Valisi ve devlet erkânı anma cüretinde bulunuyor. Değerli arkadaşlarım, İskilipli Atıf'ın yayınladığı ve Yunan uçakları tarafından atılan bildiriler elimizde. Mustafa Kemal Atatürk'e şuradan söyleyemeyeceğim en ağır hakaretleri içeren bu bildiriyi atanların bir devlet yöneticisi tarafından -ki Cumhurbaşkanının temsilcisi, devletin bir temsilcisi tarafından- anılmasının izahını bana, bize kim yapacak? Nasıl oluyor böyle işler? Türkiye Cumhuriyeti sahipsiz mi? Mustafa Kemal Atatürk'e kimse laf edemezken, bütün dünya saygı duyarken kendi ülkemizde bir yandan büstü kaldırıldı, bir yandan Atatürk'ün en önemli ilkesi olan "'Laiklik' ilkesini Anayasa'dan çıkar." diyen Ayasofya Camisi'nin Başimamı, bir yandan Çorum Valisi devlet erkânıyla Atatürk'e her türlü hakareti yapmış ve Atatürk'ü ve Kuvayımilliye'yi eleştirmiş bir kişinin kabri başında anma toplantısına katılıyor; Türkiye Cumhuriyeti'nde oluyor bunlar ve buna iktidardan da kimsenin ses çıkardığı yok. Saltanata övgü düzen sözler... Bunlar yanlıştır değerli arkadaşlarım, bunlardan kimseye hayır gelmez.
Atatürk bu ülkenin çimentosudur, Atatürk bu ülkenin kurucu lideridir (CHP sıralarından alkışlar) Atatürk tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran liderdir. Saltanatı yıkmıştır, saltanat özlemcilerine söylüyorum, o saltanatın altında ümmet vardı, Atatürk herkesi ümmetten "yurttaş" kavramına geçirdi, tebaadan yurttaş yarattı, ulus yarattı bir saltanatı kaldırırken. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, bakın arkamızda "Millî egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." yazısını Atatürk'e borçluyuz, o kurulan düzene borçluyuz.
Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli dönüşümlerinden biridir. Zaten cumhuriyet başlı başına büyük bir dönüşüm projesidir. Bizim ülkemizde bir yandan yeni açılan Ayasofya Camisi'nin Başimamına bu lafı söylettirecek cüreti veriyoruz, hamiliği veriyoruz "Laikliği Anayasa'dan çıkart." diye; Sudan laikliği Anayasa'ya koymaya çalışıyor ve biz Atatürk'ün bu ilkesinin bu denli eleştirilmesine sessiz kalıyoruz. Hayır, sessiz kalmıyoruz, bizler Atatürkçüyüz. (CHP sıralarından alkışlar) Bizler Mustafa Kemal'in yolundan gidenleriz. Her parti ve herkes kendisini siyasal anlamda bir yere koyabilir, sınıflandırabilir ama bizim yolumuz farklıdır ve şöyledir: Biz saltanata karşı ve yedi düvele karşı tam bağımsızlık savaşını kazanmış Mustafa Kemal Atatürk'ün partisiyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bizler laiklik ilkesini, Müslüman ülkeler içerisinde yegâne olmak kaydıyla, Türkiye'de uygulayan Mustafa Kemal Atatürk'ün yol arkadaşıyız. Bizler insan haklarına dayalı, kadın haklarına dayalı, kadın-erkek eşitliğini savunan, çağdaşlığı savunan ve tam da demokrasiyi savunan Mustafa Kemal Atatürk'ünü savunan Cumhuriyet Halk Partisinin birer neferleriyiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bizler tebaa olmaktan çıkmış, ümmeti bir kenara bırakmış, vatandaş olmuş, yurttaş olmuş, Türkiye Cumhuriyeti'nin birer fertleriyiz. Bu ülkede öyle herkes, her önüne gelen Atatürk'ü istediği gibi eleştiremez. Atatürk'ün elbette ki eleştirilebilecek yanları vardır; siyaseten vardır, askerî olarak vardır ama Türkiye'de herkesin bilmesi gereken unsur şudur ki: Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin lideridir, bu ülkenin kurucusudur; herkes ona saygı göstermek durumundadır. (CHP sıralarından alkışlar)
Devletin bir valisinin, Ayasofya Camisi'nin Başimamının kalkıp da Atatürk'ün ilkeleriyle oynayacak, söz söyleyecek ne bir rolü vardır ne de bir vasfı vardır. Bunlara eğer izin verilirse Türkiye'de hiçbirimiz bir arada yaşama iradesini tutamayız. Bu tutkalla oynamayalım. Bu tutkal bizi birleştiren bir tutkaldır.
Bakın Orta Doğu ülkelerine; hepsinin kavgalar içerisinde olduğu, iç savaşlar yaşadığı bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti'ni her türlü sorunlarına rağmen bir arada tutan ilkeler Atatürk ilkeleridir. Türkiye Cumhuriyeti bir kafatası cumhuriyeti değildir, bir din cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti bunları aşmıştır, din esasına dayalı değildir, kafatası esasına dayalı değildir, mezhep esasına dayalı değildir; Türkiye Cumhuriyeti modern yurttaşlık esasına dayalı laik bir cumhuriyettir. Bu kavramlar o kadar önemlidir ki bunları kaybettiğimiz zaman ancak anlarız bunların değerini. Ama bunları kaybetmeyeceğiz değerli arkadaşlarım.
Ben biliyorum ki ülkemizdeki birçok yurttaşımız, milyonlarca yurttaşımız bu değerlerin farkında ama lütfen iktidar sahipleri de olur olmaz, kendilerine vazife olmadığı hâlde Atatürk'le ilgili, Atatürk'ün ilkeleriyle ilgili söz söyleyenlere de bir çift laf etsinler ve gereğini yapsınlar. Örneğin Çorum Valisi bence derhâl görevden alınmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Ayasofya Başimamı görevinden alınmalıdır. Siyaset camilere sokulur mu değerli arkadaşlarım, siyaset devlet kadrolarına sokulur mu, böyle bir şey olabilir mi? Bunlara sessiz kalmayacağız.
Bu nedenle herkesi uyarıyorum; bütün partiler, Türkiye'nin tutkalı olan, çağdaş uygarlığımızın teminatı olan, Türkiye'mizi kuran bütün değerler karşısında ittifak etmelidir. Bunları tartıştırmayalım. Bunların Türkiye'ye hayrı yoktur. Bunu söyleyenleri de derhâl koltuklarından alalım. Bunlar kendi yandaş oldukları partilere dahi ne yazık ki zarar veriyorlar. Bunları uyarmak görevimizdir. Bunlar büyümeden, bu söylemler daha artmadan herkes gereğini yapmalıdır, herkes aklını başına almalıdır. Cumhuriyeti kurduğumuz bu Mecliste Atatürk'ü bütün benliğimizle bütün partiler sahiplenmeli ve onun ilkeleri etrafında toplanmalıdır. İlerlememizin yegâne yolu budur. Türkiye ilerleyecekse Atatürk ilkelerinden ayrılmadığı sürece ilerleyecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
LEVENT GÖK (Devamla) - Türkiye ilerleyecekse Atatürk'ün ilkelerini sonsuza kadar koruduğu zaman ilerleyecektir ve ben de buradan -ve buraya çıkan her milletvekili, hangi partiden olursa olsun, söz vermelidir- Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatacağımıza ant içiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)