| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 17.02.2021 |
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; selamlarımı sunarak sözlerime başlıyorum.
Şehitlerimiz için üzüntümüz büyüktür, öfkemiz var; şüphesiz, bu vahşetin sorumlusu PKK'dır. Türk milleti bu vahşetin hesabını mutlaka görecektir. Bu terör örgütüyle hangi şekilde olursa olsun ilgisi, sempatisi ve desteği olanları veya o terör örgütünün başındaki bebek katilini insan yerine koyarak ondan medet umanları lanetliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Gülümsemekte sakınca görmeyenlere de Mehmet Akif Ersoy'un mısralarıyla cevap vermek istiyorum: "Evladımızdır doğranan/Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan!" (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifi, Türk Silahlı Kuvvetleri personeliyle ilgili bir tekliftir. Bu teklif içinde olumlu bazı düzenlemeler var ama birçok olumsuz tarafının olduğunu da söylemeliyim. İktidarın FETÖ'yle beraber yürüdüğü yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerini okullardan başlayarak onlara nasıl teslim ettiklerini ve sonuçlarını bu millet 15 Temmuzda gördü. Tarihî geçmişe sahip bütün askerî okulları kapatıp uyduruk okullarda eğitim vermek, esasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesine karşı çıkma hamlesidir. AKP iktidarı döneminde tarihe intikal edecek en olumsuz gelişmelerden biri hiç şüphesiz Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan operasyonlar olacaktır.
Eğitim sisteminden başlayarak yargı ve sağlık sistemleri bozulmuş, liyakat sistemi biat esasına dönüştürülmüş, birlik, bütünlük sarsılmıştır. Biz, getirilen kanun tekliflerinde iyi niyet görmek istiyoruz ama göremiyoruz. Yapılmak istenen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu yapısal sorunların çözümü değildir. Aslında sadece askerî okulları değil, Türk millî eğitiminin kökten değiştirilmeye çalışıldığını her aydın insan takip etmektedir.
On binlerce üniversite mezunu gencimiz işsiz dolaşırken geçen hafta yeni fakültelerin açıldığını öğrendik. Yeni fakültelerin açılması ne işe yarayacak? Mezun olmak bir işe yarıyor mu? Bazı kamu kurumlarında açılan kadrolar için işe alımlarda uygulanan metotları ibretle takip ediyoruz. KPSS'ye büyük ümitlerle girip yüksek puan alanlar mülakatta başarılı olamazken alt sınırı 70'ten 60'a düşürerek mülakata çağrılanlar ne hikmetse hep yüksek puan almakta ve onlar işe girmektedir.
Değerli milletvekilleri, dertlerine çare bulmak için çırpınan işsiz gençlerle çok sık görüşüyoruz. Son zamanlarda inşaat mühendisleri, şehir plancıları, mimarlar, jeoloji, jeofizik, harita kadastro ve gıda mühendisleri platform kurmuşlar, çare arıyorlar. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Aileleri zor şartlarda, geçimlerinden kısarak çocuklarını okuttular, geleceklerini kurtarsın istediler. Şimdi bu çocuklar ailelerinden de harçlık istemeye utanıyorlar, asgari ücretle bile iş bulamıyorlar; yazık değil mi bunların emeklerine.
Hukukçu gençlerimiz cemaatlerden herhangi birine dâhil olmadan devlette görev alamıyor. Binlerce avukat asgari ücretle bile iş bulamazken siz Boğaziçi Üniversitesine hukuk fakültesi açsanız ne olacak? Amacınız nedir? Bu fakültenin açılmasında kamu yararı yoktur. 82 adet hukuk fakültesi var, buralarda ders verecek öğretim üyesi eksikliği var. Hukuk fakültelerinin önemli bir kısmında hukukçu dekan bile yoktur.
Devleti yönetenlere sesleniyorum: Dilediğiniz her şeyi, dilediğiniz gibi yapamazsınız; bu devlet sizin değildir, Türk milletinin devletidir. Sizler, millet adına, milletin verdiği emaneti yönettiğinizi anlamak zorundasınız. Bu emanete sahip çıkmak farzdır. Devlet kadrolarına iyi ahlak sahibi, devlet ciddiyetine sahip, liyakatli kişileri getirmek asli görevinizdir. Bu görevi kötüye kullanıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Milletvekili.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ülkemizi yönetenler de yönetmeye talip olanlar da şunu iyi bilmelidir: Her insanımız, güven içinde, gelecek endişesi taşımadan mutlu yaşama hakkına sahiptir. Görevimiz, çalışmak isteyene iş imkânlarını sağlamak, üretmek isteyene engel çıkarmamak, bilime saygı göstermek ve herkese adil ve eşit davranmak olmalıdır. Ayrıştırmaktan, kamplaştırmaktan, hakaret dilinden vazgeçilmelidir. 21'inci yüzyılın 21'inci yılında konuşmalarımız ve çalışmalarımız devlet ciddiyetiyle bağdaşır bir tavırla sürdürülmelidir.
Bu düşüncelerimin gerçeğe dönüşmesini temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)