| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 17.02.2021 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sözlerime başlarken kar ve kış demeden, her şeye rağmen demokratik bir üniversite için direnen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve hocalarına buradan selam göndermek istiyorum ve onları selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Onları baş tacı yapmamız gerekirken ne yazık ki şu anda 9 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi cezaevinde ve yaklaşık 10 öğrenci de ev hapsinde. Yani Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Türkiye'nin en iyi eğitim almış en iyi beyinlerinden, değerli arkadaşlarımız. Onlar burada "çocuk" diye ifade edildiler, onlardan "çocuklar diye bahsediliyor, anne babaları üzerinden tanımlanmaya çalışılıyor. Bu beni çok üzdü gerçekten çünkü Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri düşünceleriyle, iradeleriyle bizlere aslında pek çok ders veriyorlar. Onlardan buranın öğreneceği çok çok şey var fakat burada sanki yetersizlermiş gibi bahsedilmelerini ise siyasi bir tavır olarak değerlendiriyorum.
Taleplerini hatırlatmak istiyorum. Talepleri: Şu anda "kayyumluk" dedikleri rektörlük binasının tekrar rektörlük binası olmasını istiyorlar yani demokratik bir rektörlük seçimi istiyorlar. Üniversiteden polislerin çekilmesini istiyorlar, özel güvenlik istemiyorlar ve yine, demokratik rektörlük seçimlerinden sonra özellikle kulüplerinin tekrar devam etmesini istiyorlar. Başta Boğaziçi LGBT Kulübü olmak üzere, kulüpleri üzerindeki baskıların kaldırılmasını istiyorlar. Demokratik, özerk bir üniversite neden burada bazı grupları rahatsız ediyor? Bunu anlamak mümkün değil. Onlar kayyum rejimine karşılar diye mi acaba? Gerçekten de kayyum rektör istemiyorlar çünkü kayyum rejiminin Türkiye'yi antidemokratik bir süreçte gerçekten geriye götürdüğünü düşünüyorlar ve bu sürece müdahale ediyorlar. Onlar Türkiye'yi demokratik bir Türkiye'ye taşımak istiyorlar. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin görüşleri, mücadeleleri bizim de görüşlerimiz ve mücadelemizdir.
Türkiye uzun bir zamandır büyük bir ekonomik krizle mücadele ediyor -tabii ki ekonomik krizle mücadele eden halkımız, halklarımız- ve pandemi kriziyle mücadele ediyor. Ne ekonomik krizle ne de pandemi kriziyle Hükûmetin doğru bir şekilde ilgilendiğini, yönettiğini söyleyemeyiz. Tam tersine, Hükûmet, yaptığı yanlış politikaların üstünü örtmeye çalışıyor.
Ben burada emeklilikle ilgili bir madde üzerine konuşuyorum şu anda, o madde tartışılıyor şu anda, emeklilerden bahsetmek istiyorum. Yani eğer Anayasa'nın eşitlik ilkesi varsa emeklilikle ilgili konuşmamız gerektiğinde bütün emeklilerle ilgili konuşmamız gerekiyor. Pandemiye ve ekonomik krize karşı korunmayan bir emeklilik dönemi geçiren emekçilerden bahsetmek istiyorum. İş ve aş buluşmalarımız çerçevesinde gittiğimiz İzmir'de Emekliler Sendikasında bize emeklilerin gerçekten gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda olduklarını, birden çok şekilde emeklilik ücreti olduğunu, hâlâ emeklilik ücretlerinin asgari ücretin çok çok altında olduğunu ve kiralarını dahi ödeyemediklerini söylüyorlar. Dolayısıyla emeklilik konusunda getireceğimiz yasa teklifleri tüm emeklilerin yaşam kalitesini yükselten ve özlük haklarını geliştiren şekilde olmalıdır ve yine İzmir'de iş ve aş buluşmaları çerçevesinde esnaflarla buluştuğumuzda, sokak satıcılarıyla buluştuğumuzda, sendikalarla, işçilerle, emekçilerle buluştuğumuzda her biri geçinememekten bahsettiler ve geçinememenin temel gerekçesi olarak da pandemi sürecinin özellikle son derece kötü yönetilmesi olduğu söyleniyor; bunu bizler de yaşıyoruz. Bugün pandemi sürecinin emeklileri, emekçileri, işsizleri, yoksulları kendi başlarına bıraktığı ortadadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - İzmir'de esnaf sokağa çıktı, sokağa döküldü, yürüyüşler yapıyor ve sesini duyurmaya çalışıyor. Yine emeklilikle birlikte sokaktaki bu esnafın yürüyüşleri, emekçilerin, işçilerin direnişleri... Kod 29'dan tutalım da -ücretsiz şekilde- iş akitleri feshedilen, ücretsiz izne çıkarılan işçiler aynı şekilde bu sürecin ağır şartlarında ayakta kalmaya çalışıyorlar ve bu tabloyu değiştirecek bir Parlamentoyu, Meclisi talep ediyorlar; kendi gerçek gündemlerine, halkın gerçek gündemlerine dokunan bir Meclisin faaliyetlerini talep ediyorlar fakat ne yazık ki biz buradan oldukça uzak bir noktadayız. Bir an önce halkın geçim sorunlarına çare üretecek, pandemi sürecinde halkı doğrudan destekleyecek, esnafı, işçiyi, emekçiyi, emekliyi doğrudan destekleyecek bir program planlama içerisinde olmalıyız. (HDP sıralarından alkışlar)