GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:49
Tarih:18.02.2021

MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 250 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerine İYİ PARTİ Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken, Gara'da bölücü hain PKK terör örgütünün şehit ettiği 16 vatan evladına Allah'tan rahmet diliyor, kederli ailelerine sabrıcemil niyaz ediyorum; milletimizin başı sağ olsun.

Ecdadımızın bizlere emanet ettiği bu cennet vatan topraklarımızda ve yurt dışında huzur ve barışı sağlamak için yüreklerini ortaya koyarak hain terör örgütleriyle kahramanca mücadele veren askerlerimizin, polislerimizin Cenab-ı Allah güçlerini artırsın.

Bugün Regaip Kandili, milletimizin Regaip Kandili'ni de kutluyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; madde gerekçesinde, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na ek 38'inci madde ilave edilerek Millî Savunma Bakanlığında görev yapan sağlık sınıfı; tabip, eczacı, sağlık idarecisi, fizyoterapist gibi yedek subayların ihtiyaç hâlinde öncelikli olarak gazilere ve güvenlik güçlerine hizmet veren Sağlık Bakanlığı teşkilleri ile sınır ötesi ve teröristle mücadele harekâtını destekleyen Sağlık Bakanlığı sağlık teşkillerine görevlendirilebilmelerini amaçlıyorsunuz. Aslında, geçmişte yanlış yaptığınızı itiraf ediyorsunuz değerli arkadaşlar. Askerî hekimlik alanında eğitim veren ve askeriyenin ihtiyaçları doğrultusunda sağlık personeli yetiştiren GATA'nın yapısını bozmayacaktınız, askerî hastanelerin işleyiş düzenini değiştirmeyecektiniz.

AK PARTİ iktidarında, 2016 yılında 6756 sayılı Kanun'un 5'inci maddesiyle Milli Savunma Üniversitesi adıyla yeni bir üniversite kurmuşken, aynı kanunun 106'ncı maddesiyle, Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı eğitim hastaneleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi ile askerî hastaneleri, dispanser ve benzeri sağlık hizmet birimleri ile Jandarma Genel Komutanlığına ait sağlık kuruluşlarını, Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı yükseköğretim birimlerini Milli Savunma Üniversitesi yerine Sağlık Bakanlığına bağlı Sağlık Bilimleri Üniversitesine devretme yanlışını yaptınız.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi bünyesinde yürütülmekte olan kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı savunma, hava ve uzay hekimliği, su altı hekimliği, harp cerrahisi gibi özellikli askerî sağlık hizmetleri, aynı zamanda askerî eğitim almış, uzmanlaşmış hekimler tarafından yürütülmekteydi. Türk ordusunun askerî sağlık sistemini bozdunuz.

Gülhane Askeri Tıp Akademisinin ve askerî hastanelerin tekrar eski konumlarına döndürülmesi ordumuz için hayati öneme sahiptir. Tekrar ediyorum: Burada en büyük hata, Gülhane Askeri Tıp Akademisinin Sağlık Bilimleri Üniversitesine devriyle yapılmıştır.

15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından askerî hastanelerin kapatılması nedeniyle savaş cerrahisi uzmanlığında doktor sayısı 2.043 iken büyük bir oranda azalma meydana gelmiş, 347'ye düşmüştür. Bu hatadan bir an evvel dönülmelidir. Savaş cerrahisi çok özel bir konudur. Askerî tıp eğitimi ve uygulaması normal tıp eğitimi ve uygulamasından farklılıklar taşımaktadır. Askerî bir doktor, her türlü askerî harekât, savaş gibi durumlarda çalışmaya hazırlıklıyken, sivil bir doktorun savaş ortamında mesleki bilgisini tam olarak kullanabilmesi beklenmemelidir.

Bir başka husus da Türk Silahlı Kuvvetlerinin belkemiği olan astsubaylarımızın emekliliğine yansıyacak şekilde makam ve görev tazminatını alamıyor olmalarıdır. Bunlara ilişkin, kanun teklifine 2 madde eklenmesi yönünde İYİ PARTİ milletvekillerimizin önergesi ne yazık ki Komisyonda reddedilmiştir.

Yine, öğretmenlerimize, hemşirelerimize, personelimize, din görevlilerimize verdiğiniz söz gibi, uzman çavuşlara da söz vermiştiniz. Sahi, ne oldu arkadaşlar uzman çavuşlarımızın 3600 ek göstergesi? Unuttunuz mu? Siz unutsanız da biz unutturmayacağız, iki buçuk yıldır hatırlatmaya devam ediyoruz. Siz, verdiğiniz sözü tutmamakta ısrar ediyorsunuz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet etme sistemiyle hukuk sistemimiz daha çok bozulmuş, Anayasa kararları uygulanmaz hâle gelmiştir. Uluslararası her kategoride gerilere düşmüş vaziyetteyiz ne yazık ki. Ekonomimiz daha da kötüye gitmiş, açlık ve yoksulluk ayyuka çıkmıştır. Çarşı pazar yangın yeri olmuştur. Üreticimiz üretimden uzaklaşmış, çalışanlarımız daha da fazla geçim derdine düşmüştür. Emeklilerimiz karın tokluğuna iş arama derdine düşmüş, esnafımız iş yapamadığı için kepenk kapatmak zorunda kalmıştır diyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)