GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:49
Tarih:18.02.2021

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'yla ilgili kanun teklifinin 16'ncı maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

Geçtiğimiz hafta acı haberleri peş peşe aldık. Önce 3 kahraman askerimiz Gara'daki operasyon sırasında şehit düştü. Ardından bölücü örgüt PKK'nın yıllardır elinde rehin olarak bulunan 13 savunmasız, silahsız vatan evladımız şehadet mertebesine yükseldi.

Aileleri yıllardır evlatlarını kurtarmak için çalmadık kapı bırakmamışlardı. Jandarma Uzman Çavuş Ümit Gıcır'ın Babası Musa Gıcır da bize ulaşabilenlerdendi. Bana oğlunun durumunu anlatan mektubu uzatırken, gözlerindeki bakışı hayatım boyunca unutmam imkânsız. Tek bir dileği vardı: "Oğlumu kurtarın."

Cenab-ı Allah'tan öncelikle şehitlerimize rahmet, altı yıldır gözyaşlarıyla evlatlarını beklerken şehit oldukları haberini alan kederli ailelerine ve yüce Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum.

PKK, sözde çözüm sürecinin ardından kaçırmıştı bu evlatlarımızı. Neden? Dağılan pazarlık masasına yeniden oturabilmek için. Devletin feda edemeyeceğini düşündüğü askerimizi, polisimizi, istihbarat görevlimizi rehin alarak pazarlık yapmak için. Devlet, teröristle pazarlık yapmaz. Devlet, eşkıyayla masaya oturmaz. Devlet, arkasına milletini alır ve Silahlı Kuvvetleri eliyle operasyon yapar. Her operasyonda Türk milleti olarak gönlümüz Mehmetçik'le, elimiz duadadır.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 16'ncı maddesinde 1993-2007 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığında astsubaylıktan subaylığa geçen ancak kurslarının geç başlaması nedeniyle bir yıl kıdem kaybına uğrayan 40 subayın mağduriyetlerini giderecek şekilde nasıp tarihleri düzenlenmektedir. 40 subayımızın mağduriyetini gidermek, Gazi Meclisimizin bu subaylara karşı bir borcudur. Aynı şekilde, 12'nci dönem kursiyer astsubaylarımızla ilgili vermiş olduğunuz sözü hatırlatmak da bizim borcumuzdur. Bu çocukları, içinde kurusuna yaşına bakmaksızın hepsini birden yok saydınız. Nasıl bir devletiz ki aradan geçen dört buçuk yıla rağmen içinde varsa ayıklayamadığınız kişiler yüzünden, hepsine FETÖ'cü gibi yaklaşılmakta, kuralarını çekmelerine rağmen, İçişleri Bakanının televizyonlarda söz vermesine rağmen kıtalara katılmasına izin vermiyorsunuz.

Yine, sayıları 40'ın oldukça üzerinde olan ve sorunlarını Sayın Cumhurbaşkanına, Millî Savunma Bakanına, Genelkurmay Başkanına mektuplarla duyurmaya çalışan; siyasi parti gruplarına, komisyon üyelerine defalarca mağduriyetlerini anlatmaya çalışan bir grup var: Emekli binbaşılar. Komisyon toplantısında Millî Savunma Bakanlığı adına bilgi veren Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, binbaşılarımızın sorunundan haberdar olduklarını ancak Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi nedeniyle kanun yapma usulünün değiştiğini, AK PARTİ'si milletvekillerinin acil olarak çalışmış olduğu konularla ilgili düzenleme yaptığını söylemiştir yani topu AK PARTİ'si milletvekillerine atmıştır. Ama görülen o ki Silahlı Kuvvetlerimize en az yirmi beş yılını vermiş emekli binbaşılarımızın sorunları AK PARTİ'si tarafından acil bulunmamıştır.

Emekli binbaşılarımızın istedikleri ne? İstedikleri lütuf değil, adalet istiyorlar sadece. Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza emekli maaşı bağlama oranları yüzde 74 ila yüzde 41 arasında değişmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'na göre, binbaşılar yarbaylar gibi üstsubaydır, aynı göreve atanmaktadırlar ve görevlendirmeleri yarbaylarla aynı statüdedir, binbaşılarımız da yarbaylarımız gibi tabur komutanlığı yapmaktadır. 2002 yılında yarbaylara makam tazminatı verilmiş; bu, emekli yarbaylara da yansıtılmıştır ancak bu düzenleme yapılırken binbaşılar düzenleme dışı bırakılmıştır. İlginç olan ise bu maaş oranı yıllar içerisinde düşürülmüştür. 2000 yılında emekli olan bir binbaşı o dönemde maaşının yüzde 60'ını alabiliyorken, tekraren söylüyorum, bugün bu oran yüzde 41 seviyesine inmiştir. Şerefli üniformasını üzerine giydikten sonra en az yirmi beş yıl zorlu koşullarda görev yapan binbaşılarımız, kadro yoksunu kalmamak adına cezalandırılamaz. Kendi sorumluluk bölgelerinde birlik personeliyle üs ve karakollarda yıllarca birlikte canı pahasına yan yana görev yapan, Mehmetçik'le et ve tırnak gibi olan binbaşılarımız sorunlarıyla baş başa bırakılmaktan muzdarip, kendilerini dışlanmış hissetmektedirler. Bu ne ahde vefaya sığar, ne de adalete.

Günümüzde binbaşı rütbesinde emeklilik bulunmamaktadır. 2000'li yıllardan önce emekli olan binbaşı sayısı 2.300 civarındadır. Bu sayı Sosyal Güvenlik Yasası gereği bundan sonra da artmayacaktır. Yapılması gereken, Türk Silahlı Kuvvetleri rütbeleri içerisinde en mağdur kitle durumuna gelmiş binbaşılara da makam tazminatı verilmesi ve bunun emekliliğe de yansımasıdır.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesinin ardından Türk Silahlı Kuvvetlerinin adı nedense değişmiş ve Millî Savunma Bakanlığı olmuştur. Bu doğrultuda, kanun gerekçesinde olduğu gibi, Millî Savunma Bakanlığı kadrolarında görevli personelin özlük haklarıyla ilgili iyileştirilmeler yapılmış gibi gösterilse de bu sadece Maliye Bakanlığının karşılayabileceği kısıtlı ölçüde pansuman değişikliklerdir. Karşılaşılabilecek taleplerin özüne inilmemiştir. Bu konulara da dikkatinizi çekmek istiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)