GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:49
Tarih:18.02.2021

BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Gara'da terör örgütü tarafından haince katledilen şehitlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır diliyorum. Terörü bir kez daha milletin kürsüsünden lanetliyorum.

Değerli milletvekilleri, pandemi döneminde en çok konuşulan, en önemli gündem maddesi toplum sağlığı, bireysel sağlığımız oldu. Hepimiz bu konuda gerek televizyonda yorumcuları dinledik gerek hekimlerimizle gerek Sağlık Bakanlığımızla "Bu süreci nasıl atlatabiliriz?" diye konuştuk ve bu arada da sağlık emekçileri önemli bir özveride bulundu, hepimiz onlara "Hakları ödenmez." diye haklarını teslim etmeye çalıştık.

Ama bir başka alan daha var: Eczacılar. İlaç alanı da bu anlamda çok önemli. Bizler Mecliste, işte ilk sıralarda görüyorum Milliyetçi Hareket Partisinden bir eczacı arkadaşım, meslektaşım var, Adalet ve Kalkınma Partisinde keza öyle, Grup Başkan Vekilimiz eczacımız; hepimiz gurur duyduk eczacılarla. Bu pandemi döneminde önemli bir görev aldılar ve önemli sorumluluklar yerine getirdiler. Bazen kaostaki sorunları çözdüler -maske gibi- ama her seferinde de halk sağlığında birincil görevlerini yerine getirdiler.

Türkiye'de ilaç, eczane dünyada örnek gösterilen bir hâlde. Özellikle ilaç takip sistemi keza aynı şekilde, ilacın tüm kontrolü üretiminden tüketimine kadar Türkiye'de var. Türkiye'de sahte ilaç yok denecek kadar az. Dünyada sahte ilaçtan ölüm sayısı 1 milyona varıyor ama Türkiye'de yok. Bu, bizim gurur duyduğumuz konulardan biri.

Ancak, son dönemde halk sağlığı açısından ciddi bir sıkıntı ortaya çıkmaya başladı. "İlaç dışı ürün" diye tarif ettiğimiz, halk tarafından "doğal ürünler" diye bilinen ürünlerde ciddi bir sorun yaşanıyor. Pandemi döneminde çokça başvuruldu; vitamin eksikliği, bağışıklık sistemine ilişkin önerilerde bulunuldu, toplum da doğal olarak bu ürünleri almaya çalıştı. Ama pazara baktığımızda eczanede, bu ürünlerin pazarında çok az bir artış olmasına rağmen dışarıda bu ürünlerde 4 katına, 5 katına bir sarfiyat oluşmuş durumda. Hâl böyle olunca bu alanın ne şekilde gittiğini topluma anlatmak ihtiyacı doğuyor. Bu alan herkesin bahsettiği gibi insanların daha iyi yaşamı için bir ihtiyaç ancak baktığınızda denetimsiz, promosyonlarla giden, reklamla giden, hatta bu alanda özel televizyonlar açılan bir alan. Özellikle sosyal medyada, keza, aynı şekilde benzin istasyonlarında bile bu ürünler satılıyor. Bunlara ilişkin yapılan araştırmalarda, çalışmalarda mesela Türk Eczacılar Birliği birkaç kanaldan aldığı ürünleri bir denetime tabi tutmuş, incelemeye. Örneğin, bir firmanın ürününü incelemiş, bu ürünün içerisinde vitamin C, vitamin D, çinko sülfat olması gerekirken -çokça kullanılan bir ürün- miligramlarına bakıyorsunuz C vitamini 1.000 miligram yazıyor ama içerisinde 500 miligram var; D vitaminine bakıyorsunuz, 1 miligram yazılıyor ama içinde hiç tespit edilmiyor, bunun yanında çinko sülfat keza aynı şekilde. Bazılarında bazı ürünler daha fazla çıkmış, bazılarında daha az. Nedeni şu: Bunlar Tarım Bakanlığında ruhsatlanıyor, denetimi yok, merdiven altında satılıyor ve merdiven üstünde yani internet üzerinden daha doğrusu, alabildiğine -merdiven altı çalışmasının bir benzeri- sahtekârlıkla internet üzerinden satılıyor. Tabii, bu arada da bu işin sağlık otoriteleri var, bir numaralı isim Seda Sayan. Hemen hemen üç ayda bir bu ürünlerin satışı için televizyon karşısına çıkıyor. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, burada bir Seda Sayan örneğini gösterelim. Seda Sayan ve ekibi -hepsi birbirine benziyor- örneğin geçen yıl "No Attack" diye bir ürünü paylaştılar. "Ben kullandım, çok iyi geldi, bağışıklık sistemimizi onardı, eğer hastaysanız bununla iyileşiyorsunuz, virüse karşı tek çözüm." Bunu bir hekim bile söyleyemiyor ama sağ olsun bu arkadaşlarımız söylüyor. Sonra ne oluyor? Bunlar şikâyet ediliyor, denetleniyor, para cezası alıyorlar. Muhtemelen aldıkları reklam bedelinin onda 1'ini ceza olarak ödüyorlar, bu işten kurtuluyorlar. Sonra dönüyorlar, hemen başka bir reklama, yine tanıdığımız sanatçılarımız, daha doğrusu ünlüler. Sanatçı mı diyelim bunlara? Maalesef bu sistem alabildiğine gidiyor. Bunlara karşı yapılması gereken çok basit, tümünü Sağlık Bakanlığı bünyesine alıp denetime tabi tutmak gerekiyor.

Devam eden bir şey daha var, ikinci el ilaç, internette yeni satış usulü ikinci el ilaç. Maalesef bu da şu anda Türkiye'de internet sayfalarında var, yine denetlenmeyen alanlardan bir tanesi.

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)