| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 18.02.2021 |
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, milletin vekilleriyiz ve millet, bizleri sorunlarını çözmemiz için buraya gönderdi. Ben, 2015 yılı Haziran ayında milletvekili oldum; büyük hayallerle milletvekili oldum; halkımın, toplumun sorunlarını çözmek için milletvekili oldum ama üzülerek söylüyorum, üzerinden beş buçuk yıl geçti arkadaşlar, toplumun hiçbir sorununu çözemedi bu Meclis çünkü güvenlikçi bakışa hapsoldu. Bütün toplumsal meselelerin, ekonomik krizin, siyasi krizin, toplumsal krizin üzerini örten güvenlikçi bir bakışa beş buçuk, altı yıldır hapsolduk arkadaşlar. Orada apoletli oturanlar var.
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Türk askeri var.
GARO PAYLAN (Devamla) - Maalesef bu Mecliste de bakıyorum, değerli arkadaşlar... (MHP sıralarından gürültüler)
MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Niye rahatsız oluyorsun, niye rahatsız oluyorsun?
GARO PAYLAN (Devamla) - Bakıyorum Mecliste sanki askerler gibi konuşan siyasetçilerle karşı karşıyayız. Yalnızca güvenlikçi bakışa hapsolmuş bir anlayışla konuşan milletvekilleri var. İşte burada büyük bir sorun var arkadaşlar.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Ne rahatsız etti seni ya?
GARO PAYLAN (Devamla) - Yapmamız gereken, toplumun sorunlarını konuşmak. Ama bakın, beş buçuk yıldır buraya gelen yasalara bakın, bekçi yasasını konuşuyoruz, polis yasasını konuşuyoruz, asker yasasını konuşuyoruz. Elbette konuşalım ama arkadaşlar, bu toplumun bir ekonomik krizi yok mu? Siz illerinize gittiğinizde esnaf "Açım, açıktayım, iflas ediyorum." demiyor mu size?
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Demiyor.
GARO PAYLAN (Devamla) - İşçi "İşsizim, açım, açıktayım." demiyor mu?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Esnaf "Önce şu terörü temizleyin, aç kalalım, ülke bölünmesin." diyor.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Dinle, dinle ya! Dinlemeyi öğren!
GARO PAYLAN (Devamla) - İntiharları görmüyor muyuz arkadaşlar, intiharları görmüyor muyuz?
Bakın, ben çocuktum arkadaşlar, daha şu kadar boydaydım, televizyona çıkıyordu siyasetçiler: "Ya, son terörist ölünceye kadar şöyle yapacağız. Bu kış bitiyor, bu yaz bitiyor." Hep güvenlikçi bakış... (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayenizde, sayenizde.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Öldür, öldür, bitmiyor...
GARO PAYLAN (Devamla) - O günler de kaynaklar silahlara gidiyordu, savaşlara gidiyordu.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sizin kaynaklar nereye gidiyor acaba?
GARO PAYLAN (Devamla) - Kırk yıl geçti, ben 49 yaşına geldim, hâlâ kaynaklar silahlara gidiyor, savaşlara gidiyor.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - PKK'nın silahları nereden geliyor acaba?
GARO PAYLAN (Devamla) - Bu bakıştan dönmemiz gerekir arkadaşlar.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Dönün, dönün!
GARO PAYLAN (Devamla) - Bu ülke; çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı bir ülke ve hepimiz, bu ülkenin vatandaşlarıyız. Aramızda demokrasi sorunlarımız var, birbirimizin kimliğine saygı sorunlarımız var, birbirimizin inançlarına saygı sorunlarımız var ve şuna inanıyorum: Bu Meclisin hazırununun bu ülkenin kimlik, demokrasi sorunlarıyla ilgili çözemeyeceği hiçbir sorun yok arkadaşlar. Bakın, bir arada komisyonlarda oturuyoruz, kulislerde oturuyoruz, sorunlarımızı konuşabiliyoruz ama bu Mecliste maalesef çözüm aklı bir türlü devreye geçemiyor ve yalnızca güvenlikçi bakışı kutsamak üzerine konuşmalar yapılıyor, işte bu bakıştan vazgeçmeliyiz arkadaşlar.
Ya, atanamayan öğretmenlerin sorunları acaba askerin sorunlarından daha mı az önemli arkadaşlar? Emeklilikte yaşa takılanların sorunu, acaba askerlerin sorunlarından daha mı az önemli arkadaşlar? İntihar eden vatandaşlarımızın sorunları acaba bu Meclisin ne zaman gündemi olabilecek arkadaşlar?
Bize hep şu söyleniyor: "Siz bir merminin kaç para olduğunu biliyor musunuz?" Evet, vatandaş biliyor, yoksul vatandaşlarımız biliyor çünkü bütçeyi geçirdiğimizde, bütçede, efendim, güvenlik politikalarına 200 milyar lira kaynak ayırdık, yandaşlara on milyarlarca lira kaynak ayırdınız, saray inşaatlarına on milyarlarca lira kaynak ayırdınız ama vatandaşın dertlerine para ayrılmadı arkadaşlar. İşte, çözüm siyasetine doğru yürüdüğümüz zaman, hepimiz bu ülkenin demokrasi sorunlarını çözme iradesini koyduğumuz zaman, o zaman savaşa, silaha para harcamamıza gerek kalmayacak arkadaşlar.
2013-2015 dönemi bununla ilgili önemli bir imtihandı, o dönemde kaynaklar mermilere gitmiyordu, S-400 füzelerine gitmiyordu, tanklara, toplara, silahlara gitmiyordu; çözümü konuşuyorduk, barışı konuşuyorduk, demokrasiyi konuşuyorduk arkadaşlar. Bakın, beş buçuk yıldır demokrasiyle ilgili hiçbir şeyi konuşamıyoruz. ( AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, bu ülkenin Meclisinin çözemeyeceği hiçbir sorun yok ama bu Meclisin maalesef bu konuda ortaya koyabildiği bir irade de yok.
Değerli arkadaşlar, kaynaklar silahlara, savaşlara, yandaşlara gidiyor; sonucu ne oluyor? Demokrasi endekslerinde sonuncu sıradayız, hukukun üstünlüğü endekslerinde sonuncu sıradayız, basın özgürlüğü endekslerinde sonuncu sıradayız; siyasetçiler cezaevinde, gazeteciler cezaevinde. Bakın, bir on yıl öncesini hatırlayın -AK PARTİ'li arkadaşlarımıza söylüyorum- on yıl önce bir demokrasi iddiası olan, Müslüman çoğunluklu bir ülkenin de demokratik bir ülke olabileceği konusunda büyük bir örnek ülke olacak bir Türkiye iddiası vardı ama bu iddia kaybedildi, hikâye kaybedildi arkadaşlar. Ortada bir hikâye yok, yalnızca hamaset var, hamaset. Ortada çözüm iradesi yok.
Peki, sonucu ne oluyor bu kadar paralar silahlara, savaşlara gidiyor? Arkadaşlar, Türkiye, tefeciye düşmüş durumda farkında mısınız? Türkiye, tefeci faizi ödüyor, farkında mısınız? Londra'daki tefecilere şu anda tavizler veriyor, farkında mısınız? Dünyada faiz sıfırken Türkiye'nin hazinesi, dolar bazında yüzde 6'yla, yüzde 7'yle borçlanıyor, farkında mısınız? Hazinemiz yüzde 17, yüzde 18'le borçlanıyor, farkında mısınız? Yabancılar 25 milyar dolar getirdiler. Doların düştüğüne seviniyorsunuz, değil mi? 8,5'tan 7'ye düştü, çok güzel, ben de seviniyorum. Ne pahasına? Yüzde 18 faizle tefeciden borç alıyoruz. Ne oldu? 8,5'tan 7'ye düştü. Tefeciler, 25 milyar dolar getirdiler, 25 milyar dolarla 7-8 milyar dolar para kazandılar, biliyor musunuz? Bu ülkenin vergi ödeyen vatandaşları, Londra'daki birkaç tefeciye milyarlarca dolar faiz ödüyor, farkında mısınız?
Merkez Bankasının başına atanan Başkan diyor ki: "Faizleri yüksek tutacağım. Ey tefeciler, para getirin bana." Tefeci faizleriyle borçlanıyoruz, farkında mısınız?
Niye böyle yapıyoruz? Çünkü arkadaşlar iç meselelerimizi çözemiyoruz, kaynaklarımızı silahlara ayırıyoruz. S-400 füzesi aldınız, ne oldu? Depoda çürüyor, değil mi? "Biz Amerika takmayız, kurarız S-400 füzelerini." Neredeler? Depoda çürüyen 2,5 milyar dolarlık S-400 füzesi var. 2,5 milyar dolarlık S-400 parasıyla 200 bin öğretmen atayabilirdik. Geçenlerde yine bir öğretmen arkadaşımız, atanamayan bir öğretmen intihar etti arkadaşlar. Hepsinin vebali bizim boynumuza, sizlerin boynuna. Her bir intiharda bizlerin sorumluluğu var, her bir ölümde bizlerin sorumluluğu var. Atanamayan öğretmenlerin vebali de bizim boynumuzadır arkadaşlar. Bunları düşünmeliyiz, çözümü düşünmeliyiz. Birbirimize bağırarak, birbirimize hamaset nutukları atarak bu ülkeye huzur ve refah getiremeyiz arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, zamlar, iflaslar, intiharlar bizim gündemimizde olmalı, Meclisin gündemi olmalı. Ya, bakın, pandemi dönemi oldu. Biliyor musunuz, OECD ülkeleri içinde dünyada vatandaşına doğrudan gelir desteği olarak en az destek veren ülke Türkiye, en az destek veren ülke. Gayrisafi yurt içi hasılasına oranla en az doğrudan gelir desteği veren ülke. Peki, hasılaya göre vatandaşına en çok borç veren, onu borçlandıran ülke hangisi? Yine Türkiye. Vatandaşımıza doğrudan gelir desteği vermemişiz pandemi döneminde, aç açıkta bırakmışız -ne yapmışız- onları borçlandırmışız. Geçen sene yüzde 7-8'le alınan borçlar şimdi kredi faizleri yüzde 25, yüzde 30'la yenileniyor, biliyor musunuz arkadaşlar? Çoğu esnaf, KOBİ, bu borçları yenileyemiyor, bireysel krediler yenilenemiyor. Bankalarda, hacizler, şu anda icra dairelerinde milyonlarca dosya artıyor arkadaşlar.
İşte, bu Meclisin gündemi bunlar olmalı. Elbette askerlerin sorunları da konuşulmalı ama bu Meclisin gündemi, vatandaşın huzuru ve refahı olmalıdır arkadaşlar ama bunlardan son derece uzaktayız.
10 milyon vatandaşımız işsiz ya, biz 10 milyon vatandaşımızın işsizliğini gündeme almayacak mıyız arkadaşlar? Milyonlarca vatandaşımızı kısa çalışma ödeneği altında bir yıldır sefalet ücretine mahkûm ettik. 1.500 lira, 1.200 lira, 1.600 lira ücrete kaç gün aç kalmazsınız, kaç gün ayakta kalırsınız Allah'ınızı severseniz! 1.500 lirayla bir ay yaşadınız, üç ay yaşadınız; altı ay ayakta kalabilir misiniz, her gün ekmek peynir yeseniz hayatta kalabilir misiniz arkadaşlar? Biz bunları gündemimiz yapamadık maalesef, yapmadık.
İşte, bu Meclisin gündemi, değerli arkadaşlar, bu toplumun huzuru ve refahı olmalı. Bunun için de temel meselelerimizi oturup konuşabilmeliyiz. Birbirimizi yok etme, birbirimize düşman hukuku uygulama, birbirimizi rakip değil de düşman görme siyasetinden vazgeçmeliyiz değerli arkadaşlar; hepinize çağrım budur.
Bakın, Müslüman halkın da bu anlamda Regaip Kandili'ni kutluyorum, bütün vatandaşlarımızın ve Müslüman vekillerin Regaip Kandili'ni kutluyorum ve herkesi de bu anlamda bir adalet muhasebesine bu akşam çağırıyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)