| Konu: | KÖY KORUYUCULARININ SORUNLARI HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; bölücü, yıkıcı, ayrılıkçı terörle mücadelenin önemli bir parçası olan geçici ve gönüllü köy korucularımızın sorunlarını dile getirerek sizlerle paylaşmak üzere huzurlarınızdayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kalkınmayı köyden başlatan genç cumhuriyetin 1920'li yıllarda idari yapısının en önemli unsuru köy yönetimiydi. Nüfusun yüzde 80'inin köylerde yaşadığı tespitinden hareketle çıkarılan 442 sayılı Köy Kanunu, her alana yönelik isabetli düzenlemeler yaparken, köy muhtarını da üst düzey bir devlet görevlisi yetkileriyle donatmıştır. Bu çerçevede köyde yaşayanların ırzını, canını ve malını korumak gayesiyle muhtara emrinde silahlı ve jandarma gibi görev yapabilecek köy korucuları görevlendirme imkânı getirilmiştir. Köy korucuları, köylüyü eşkıyadan ve mahsul zamanı çapulcudan koruyacak bir kolluk kuvvetiydi. Köy korucuları bu görevlerini muhtarlarımızla beraber başarıyla yerine getirmişlerdir.
1980'li yıllara gelindiğinde ise düşman mihraklar tarafından Ermeni terörünün yerine konulan bölücü, yıkıcı PKK terörü ciddileşince devletimiz köy korucularının hizmetine daha fazla ihtiyaç duymuş ve 442 sayılı Köy Kanunu'na 1985 yılında ek 18'inci madde düzenlemesiyle bugünkü koruculuk sistemini ilave etmiştir. 1985 yılında 22 ilde başlatılan geçici köy koruculuğu sistemi, 1987'de ilan edilen olağanüstü hâlle devam ettirilmiş, 1992'de koruculara ücret verilmeye başlanmış, 1993'te sistemin uygulandığı il sayısı 35'e çıkarılmış, 2008 yılında 10 bin ilave korucu alımı daha yapılmıştır.
Bugüne kadar geçici ve gönüllü köy korucuları, asker ve polis silah arkadaşlarıyla beraber terörle mücadelede aslanlar gibi görev yapmışlardır. Geçici ve gönüllü köy korucuları, yaşadıkları topraklarda Türk Bayrağı dalgalansın, Türk devleti egemen olsun istemişlerdir; topraklarımız üzerinde katil ve çakal sürüsü çapulcuların gezmesini önlemek için bugüne kadar 1.696 şehit ve 1.916 yaralı, gazi vermişlerdir. Köy korucularımız, aileleri ve köyleri, dinsiz, imansız, cani, katil PKK'lıların hedefi olmuşlardır.
PKK'lı teröristler, sadece Şırnak'ta 1987'den bu yana 52 katliam yapmışlardır. Kürt kökenli vatandaşlarımızın adına hareket ettiğini söyleyen ama Kürt kökenli olmayan sünnetsiz PKK'lı teröristler, yaklaşık 30 bin insanımızı acımasızca katletmişlerdir. Korucularımız, zaman zaman canlarını, kanlarını, organlarını kaybederken zaman zaman da kundaktaki bebeğini, bahçede oynayan çocuğunu, evinde işini yapan karısını, yaşlı babasını annesini, delikanlı kardeşini, çeyiz hazırlayan bacısını kaybetmişlerdir; zaman zaman da ailesini uzak yerlerdeki akrabalarına gönderip kendileri nöbetlerine, görevlerine devam etmişlerdir. Bölücü terörün karşısında kim varsa ar etmeden siyasi tercihlerini bir kenara koyup onun yanında yer almışlardır. Askerlerimiz gibi, polislerimiz gibi fedakarlık yapan, kanını, canını esirgemeyen köy korucularımız, tüm yaşamlarını görev yaptıkları yerlerde geçirmektedirler çünkü oralar onların memleketi. Bu yüzden 365 gün 24 saat eşkıyanın hedef tahtasındadırlar. Onun içindir ki köy korucularımızın sorunları bir an evvel çözülmelidir. Bu husus öncelikle iktidar partisi için, nihayet hepimiz için bir görevdir.
Köy korucularımızın 810 ile 880 TL arasında değişen ücretleri açlık sınırının altındadır. Bu yıl için ücret artışı da aylık 10 TL gibi komik bir seviyede olmuştur. Bu ücretler, hem gönüllü korucularda hem de diğer korucularda en az sözleşmeli erlere verilen ücret seviyesinde olmalıdır. 365 TL civarında olan emekli aylıkları ise çok komik bir rakamdır. Bu rakamın da en az asgari ücret seviyesine çekilmesi adil olacaktır. Düşük olan operasyon tazminatları askerî personel ile eşitlenmeli, her yerde düzenli ödenmelidir. Operasyonlarda, yol parası ve kumanya özel olarak temin edilmelidir. Sosyal güvenlikle ilgili eksiklikler ve düzensizlikler bir an evvel giderilmelidir. Köy korucuları ve mensubu oldukları aileler, yaşadıkları köyler, AKP'nin dünün ipsiz sapsızı, bugünün PKK'lısını muhatap almasından rahatsızdırlar. Köy korucuları, Büyükşehir Yasası'yla kendilerini terör örgütü ve uzantılarının siyasi anlayışına teslim eden AKP'ye bir ders vermeye hazırlanmaktadırlar. Köy korucuları, AKP-PKK-BDP iş birliğine rağmen Türk Bayrağı gölgesinde yaşamaya devam etme kararlılığındadırlar. Buradan bunları sizlere iletmemi istediler ve "Bu böyle biline." dediler.
Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.