| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 25.02.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Anayasa'mızın 38'inci maddesinde "Suçluluğu sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." denilmektedir yani masumiyet karinesi bir haktır. Oysa 29'uncu maddeye baktığımızda işçinin, işveren aleyhindeki ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri nedeniyle işten çıkarmanın karşılığı olarak Sosyal Güvenlik Kurumunun kodları arasında 29'a denk gelmektedir. Yani işveren, işçinin gözünün üstünde kaşı var bahanesiyle 29'uncu maddeyi uygulayıp işten çıkarabilmektedir. Sigortada böyle bir durumun varlığı, gerçekten var mıdır yok mudur araştırması yapılmaksızın işçinin siciline bir kara leke olarak işlenmekte ve daha sonra iş başka bir yere müracaat ettiğinde de, işten çıkış bildirgesine bakıldığında, iş akdinin Sosyal Güvenlik Kurumunun 29 koduyla feshedildiğini görünce işe almakta tereddüt etmektedir. Burada yapılması gereken hadise, eğer gerçekten işçinin, işverenin iyi niyet ve ahlakına karşı bir eylemi söz konusuysa, bu, mahkeme kararıyla ispat edildikten sonra iş akdi feshedilmelidir. Davalar, ara buluculuk süreci, iş mahkemesindeki süreç yaklaşık dört-beş yılı bulmakta ve bu nedenle de -kod 29 nedeniyle- işçiler perişan olmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilmeli, her nedenle olursa olsun bu dönemde iş akdinin feshedilmesi yasaklanmalıdır diye düşünüyoruz.
Biz, İYİ PARTİ olarak, tabii ki işçilerimizin yanında olmakla birlikte, Anadolu'da gezerken işverenlerin de bir talebi var: "Yirmi beş sene, otuz sene çalışan işçinin bir anda kıdem tazminatını ödemek bize çok zor geliyor. Dolayısıyla, sosyal sigortalar primi gibi işçinin kıdem tazminatı her ay buraya eklensin, devlet bunu bir yerde işçi adına değerlendirsin. Otuz sene sonra 50 işçinin kıdem tazminatını ödemek için iş yerini satsak bu parayı karşılayamıyoruz." diyorlar. Bu konuda bunun tarafları olan işçiler, işverenler ve sendikaların bir araya gelerek makul ve mantıklı bir çözüm bulması gerektiği inancındayız.
Yine, devlete iş yapan firmalar aralık ayında yüzde 19 oranında bir ödeme almışlar, şubat ayında yüzde 25 oranında bir ödeme bekliyorlarmış ancak stopaj oranının yüzde 3'ten yüzde 5'e çıkmasından dolayı ve bu da 1 Martta uygulanacağından dolayı devletin ödeme yapmadığını söylüyorlar. Bu firmalar sadece bir mal satıp karşılığında para beklemiyorlar; çalıştırdıkları işçinin, kullandıkları akaryakıtın, yemek yedikleri lokantanın, sanayide aracını tamir ettirdikleri sanayicinin parasını ödemek için böyle bir talepleri var. Sadece firma sahipleri değil tedarikçiler, işçiler ve emekçiler perişan bir hâldedir, bunu da işverenler adına duyuruyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)