| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 02.03.2021 |
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk Tabipleri Birliği geçtiğimiz dönem bir yayın çıkartmıştı "Aşı Pazarı Can Pazarı" diye. Gerçekten sağlık ve savaş, sağlık ve silah atbaşı gibi ilerlerse aslında insanlık kaybediyor ve o yüzden, aşı gibi hepimizin kurtarıcı bir şeyini bir meta gibi ele almak, ticari bir kavram gibi ele almak dünya için başlı başına bir felaket. Neden? Bir aşı dünyada hastalığ önleyebilecekken -nasıl ki çiçekte bir başarı kazanmışken, dünyada çiçek hastalığından söz edilmemişken- sağlık giderek bir biyolojik savaşa dönüşmüş, tehdide dönüşmüş. "Şu ülkeden şunu alacağız, bu ülkeden bunu alacağız; şu kadar fiyata alacağız." Önemli olan, herkese eşit, erişilebilir sağlık hizmeti sunmak ve o yüzden HDP, Halkların Demokratik Partisi gerek içeride, ülke düzeyinde gerek de tüm dünya için eşit, erişilebilir sağlık hizmetlerinin olması gerekir...
Şimdi, pandemiyle beraber, Covid-19'la beraber, testler, işlemler, yapılan yatışlar ve tedavi edip etmediği hâlâ belirsiz olan kullanılan ilaçlar ciddi bir maliyet getirirken bir rekabet de getirdi. Nasıl ki sağlık bir ticari kavrama dönüştü, rekabet de öyle. Ne oldu? Dünya Sağlık Örgütü şöyle bir şey dedi: "Artık aşı meselesi ahlak dışı bir meseleye dönüştü." Dünya Tabipler Birliği ne dedi? Dünya Tabipler Birliği dedi ki: "Aşıda bencillik, milliyetçilik, dünyayı bir yere götürmez, ülkeleri bir yere götürmez."
Şimdi, aşı ne peki? Korur, önler, olmazsa olmaz. Her aşı olan, çok önemli ama, her aşı olan toplumu korumaz; aşı olanın sayısı fazla oldukça toplumun diğer riskli kesiminde de korunma sağlanmış olur. Uzun bir süredir Türkiye'de aşı meselesi tartışılıyor. Çin'den geldi mi, gelmedi mi, üretildi mi, üretilmedi mi? Pandemi ilk başladığında "Aşı üreteceğiz." deniyordu "Üç ay sonra faz 1, iki ay sonra faz 2." hâlâ yok. Yerli, millî kavramı o kadar kullanılıyor, buna o kadar söz atılıyor ama aşıda hiçbir şey yok, ithalata dönüştü.
Peki, ben size bir şey söyleyeyim: 1928'de Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünde aşı üretiliyordu ve ta 1980'lere kadar, 12 Eylülden sonra dahi 18 aşı ve serum üretiliyordu. Geçmişe baktığınızda -şimdi Çin'den aşı geliyor ya, Sayın Bakan da burada, çok iyi biliyor- geçmişte, kolera salgınında Türkiye Çin'e aşı göndermiş. Peki, ne oldu? Dünya Sağlık Örgütü diyor ki: "Sizin yaptığınız tesislerin artık güncellenmesi lazım, geliştirilmesi lazım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Peki, ne yapıyor o zamanki Hükûmet? Diyor ki: "Biz bir maliyet çıkaralım. Biz, Türkiye'nin ihtiyacı olan aşıyı getirirsek 13 milyon dolara getiririz ama yatırım yaparsak 40 milyon dolara mal oluyor." Üç yıllık bir maliyete vazgeçiyor. Arkadaşlar, şu anda Türkiye, "Nasıl getirilecek?" diye bunları konuşurken, aşı üreten ülke, aşı ithal eden bir ülkeye dönüştü ve yapılan şeyler de montaj.
Arkadaşlar, unutmamamız gereken bir diğer şey, Almanya'da 2 Türkiyeli yurttaş aşıyı buldu. Niçin onlar Türkiye'den gitti? İşte, barış akademisyenleri dediğimizde, özerklik dediğimizde, bilime yatırım dediğimizde, kaçınılıyor. Neden? Çünkü bu ülke şirket gibi yönetilmek isteniyor, yandaşa peşkeş çekilmek isteniyor. 12 milyon dolarlardan, farklı fiyatlardan yola çıkanlar şunu bilsinler: Türkiye, İstanbul Havalimanı için 1 milyar 45 milyon euroyu, bir yıllık kirayı sildi pandemi nedeniyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - İki yıllık kirası için de "Almayacağız." diyor.
SALİH CORA (Trabzon) - Ne zaman gittiler Türkiye'den?
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Selamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Peki, selamlayalım lütfen.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
1 milyar 45 milyon euroyu siliyor. Var mı milat? Siz bunu yapamaz mısınız gerçekten ya? Bu ülkede yatırım yapamaz mısınız? Aşı üretemez misiniz? İşiniz rahat. "Ben şirketim, ben patronum, şirket gibi yönetirim." Böyle olduğu sürece hastalık da artar, gelişme de artar ve siz sadece hastaya bakarsınız, korumaya, önlemeye bakmazsınız. Önemli olan, herkesin erişebileceği, eşit, ücretsiz sağlık sistemidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)