| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pamuk üreticilerinin sorunları ve çözüm önerilerinin araştırılması ve alınacak önlemlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılması konusunda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet her ne kadar "Tarımımız iyi, üreticimiz iyi, şu kadar destekleme veriyoruz, bu kadar hoplatıyoruz, bu kadar zıplatıyoruz." dese de çiftçimiz başını ellerinin arasına almış, devamlı olarak düşünmekte ve hesap yapmaktadır. Çiftçimiz mazotu, gübreyi, tohumu ve birçok girdi maliyetini düşünmektedir. Çiftçimiz sadece düşünmekle de kalmamakta, aynı zamanda, kendi aralarında toplantılar düzenleyerek sorunları ve çözümlerini tespit etmeye çalışmaktadır.
26 Eylül 2012 tarihinde, Aydın'ın Söke ilçesinde gerçekleştirilen toplantıda yukarıda sözünü etmiş olduğum konular masaya yatırıldı. Bu toplantıda, özetle, Yunanistan pamuğu ve ABD pamuğunun ithalatından kaynaklanan sorunlardan, ABD tarafından sağlanan GSM 102 kredilerinin zararlarından, bir öz eleştiri olarak çırçırcının pamuğu işlemesinden kaynaklanan sorunlardan ve pamuk ekim maliyetlerinin çok fazla olmasının yarattığı sorunlardan söz edildi ve bu konular her yolla Hükûmete iletildi ama bir çözüme kavuşulamadığı için, Söke Ticaret Borsasının öncülüğünde tekrar toplanarak pamuğun geleceği bir kez daha masaya yatırıldı. Üretici temsilcileri, çırçır sektörü, iplik sektörü ve pamuk ajan ve simsarları bir araya gelerek sorunlar ve çözüm önerilerini tekrar kaleme aldılar, deklarasyonla da kamuoyuna duyurdular. Deklarasyona, pamuk ile geçimini sağlayan 80, 8 değil, 80 sektör temsilcisi imza koydu, Hükûmeti göreve çağırdılar.
Peki, bu temsilciler neler istemekte? Girdi maliyetlerinin aşırı yüksek olmasının yanı sıra, düşük pamuk fiyatının üretimin sürdürebilirliğini ortadan kaldırması, destekleme primlerinin yetersiz kalması, çırçır işletmelerinde yaşanan işletme standartları sorunu, pamuk hasadının uygun zaman ve şartlarda yapılmasında karşılaşılan denetim sorunu, çiftçinin ve çırçırcının emanet usulü satış yapmasının yol açtığı sorunlar, tarım birliklerinin ve lisanslı depoculuğun istenilen düzeye gelememesi, pamukta kirlilik ve kontaminasyon sorununun devam ediyor olması, pamuk pazarlama sistemi ve mali mevzuattaki eksiklikler. Temsilciler, sadece sorunları tespitle kalmayarak bir de çözüm önerilerini dile getirdiler. Pamuğun bir an önce stratejik ürün ilan edilmesi -bunlar 80 sektör temsilcisinin stratejik önerileri arkadaşlar- havza bazlı uygulama sisteminin bir an önce hayata geçirilmesi, pamuk destekleme priminin dekarda 400 kilogram baz alınarak 1 Türk lirası olarak tespit edilmesi, Tarım Kanunu'nda açıkça ifade edilen üründe fiyat farkı uygulamasına bir an önce başlanması, pamuk hasadının uygun zaman ve şartlarda yapılmasının denetim altına alınması, lisanslı depoculuğa uygun kalitede üretim yapılarak depoculuk uygulamasına geçilmesi, tarım birliklerinin desteklenmesine devam edilmesi, pamukta kirliliğin önlenebilmesi için, eğitim çalışmalarıyla birlikte iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, lif pamukta KDV'nin yüzde 1'e indirilmesi ve tevkifat uygulamasına son verilmesi, çırçır işletmelerinin de TARSİM sigorta kapsamına alınması. Pamuk üreticisinin bu taleplerini karşılamak çok mu zor? Bu talepler arasında yapılamayacak ya da çok aşırı bir istek mi bulunmakta? O zaman pamuk sektörünün tüm sektör temsilcileriyle bu haykırışına neden kulaklarınızı kapamaktasınız.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet ve Tarım Bakanlığı konunun ciddiyetinden o kadar habersiz ki, işte size bir örnek: Tarım Bakanına, Söke'de düzenlenen 26 Eylül 2012 tarihli "Ege Bölgesi'nde Pamuğun Geleceği ve 2012 Sezonundan Beklentiler" konulu toplantıda 2011 yılına göre pamuk ekim alanlarının yüzde 25-30 oranında azaldığının söylendiğini, bunun nedenleri olarak da yüksek girdi maliyetleri, yetersiz kalan desteklemeler ile ithalat oranının fazla olmasının gösterildiğini belirttim ve Bakanlıktan pamuk ithalatına yönelme nedenlerini ABD'nin GSM 102 kredilerini 700 milyon dolara çıkarmasının nedenlerini, başta pamuk olmak üzere tüm tarım ürünlerinin her yönleriyle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında toplamayı düşünüp düşünmediklerini, oda ve borsaların belirlemiş oldukları pamuk maliyetleri 1,91 Türk lirası iken Bakanlık tarafından belirlenen maliyet rakamlarını sordum. Gelen cevapta destekleme miktarlarının ayrıntısıyla dökümü verilmiş -ki ben bunu sormadım- diğer sorularıma ise cevap yok. Bu soruların cevabını da Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verebilirmiş. Onlar veremiyor.
Ey çiftçi kardeşlerim, televizyonları başında beni dinleyen çiftçi kardeşlerim; sizler de duyun. Tarım Bakanlığının tarımla ilgisi sadece adında kalmış. Ben soruyorum: "Üreticilerin sorunlarının çözümü için tek bir elde toplamayı düşünüyor musunuz?" diye. Cevap veriyorlar: "O bakanlık, şu bakanlık, bu bakanlıklara sor." Sizler hani bürokrasiyi kaldırmıştınız, hani hantal yapıyı ortadan kaldırmıştınız, hani sizler -bir haber kanalının reklamlarındaki gibi- ülkeye bir güneş gibi doğup yerde ve gökte görünen her şeyi tek başınıza yapmıştınız? Sizler bir milletvekiline bile bürokratik yokuş çıkarıyor iken vatandaşım ne yapsın değerli dostlarım, vatandaş ne yapsın? Koskoca Tarım Bakanlığı GSM 102 kredilerine cevap veremiyor, başka bakanlığı gösteriyor "Onlara sorun." diye. İyi de, konusu tarım olmayan bir bakanlık üreticilerin sorunlarına nasıl cevap verecek değerli dostlar?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; anladım ki Tarım Bakanlığı derde deva olma hissini kaybetmiş. Ben de devam ettim, bu sefer de Sayın Başbakana sordum, dedim ki: "Sayın Başbakan, Hükûmet olarak çiftçileri ve taşıma sektöründe çalışanları rahatlatmak için akaryakıttan KDV ve ÖTV'yi kaldırmayı düşünmekte misiniz? Ülkemizde KDV ve ÖTV'siz akaryakıt kullanan sektörler var mı? KDV ve ÖTV alınmamasının nedeni nedir bunlardan? İhraç edilen akaryakıt ürünümüz var mıdır, varsa ihraç fiyatı nedir?" diye sordum. Gelen cevabın ikinci paragrafı, giriş cümlesi: "Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki?" 2 sayfalık cevabın aslında bir şey ifade etmediğini bu cümlenin girişinden anlıyorsunuz değerli dostlarım. Ve cümlenin devamında, Hükûmetin bütçe imkânları doğrultusunda çiftçilere her alanda destek olmaya çalışıldığı gayet davudi bir tonda belirtiliyor, destekleme miktarları anlatılıyor. Hükûmete hatırlatırım: Bütçeyi siz hazırlıyorsunuz. Çiftçiye bütçeden az pay ayırırsanız, cümlenize de "Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki?" diyerek yani suçluluğunuzu kabullenerek başlarsınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gelen cevaba devam edelim: "Akaryakıt teslimleri, 2007 sayılı Kararname'de 1 sayılı listede yer almadığı için yüzde 18 KDV'ye tabidir." Kararname yılı 2007, kararname sahibi AKP. Devam edelim: Yük ve yolcu taşıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine verilen akaryakıtın ÖTV oranı sıfırdır değerli dostlarım. Hangi kararla sıfıra indirilmiş? 1/7/2003 tarih, 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı. Yıl 2003, Hükûmet AKP. Ama Hükûmetin bir nedeni var: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçesinden yapılan desteklemeler dolayısıyla ÖTV mevzuatı kapsamında kullananlardan vergi indirimi ve istisnası bulunmamaktaymış. Çiftçi kardeşlerim, Hükûmet size diyor ki: "Destek aldığınız için ÖTV'yi kaldırmam." Siz nasıl bir hükûmetsiniz? Siz nasıl çiftçinin yanındasınız? Kulaklarınızı tıkadınız, gözlerinizi kapadınız, ağzınızı da kapadınız, artık konuşmuyorsunuz.
Bu nedenle, bu Meclis araştırmasının açılmasını destekliyor, hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Baydar.