GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:03.03.2021

CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, CHP Grubu olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda ek ders ücreti karşılığında görev yapan personellerin yaşadıklarına yönelik vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerinde söz almış bulunuyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, artık Türkiye'de âdet hâline gelmiş bazı şeyler var; örneğin güvencesiz çalışma, örneğin emekçilerin en temel haklarının gasbı. Ama bu çarpık düzen çalışanların haklarını koruması gereken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde bulunan çalışanlar üzerinde oluyorsa oturup 2 kere düşünmemiz lazım.

Şimdi, dün grup toplantımızda Sayın Genel Başkanımız da dile getirdi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında ek ders karşılığında çalışan personeller var ve bu personeller gerçekten bugünün Türkiyesine, bugünün dünyasına yakışmayacak koşullarda çalışıyorlar. Bu çalışanlar Bakanlık oluruyla göreve başlıyor, görev onaylarının uzatılması için her yıl aralık ayı içerisinde olur veriliyor ve 1 Ocak-31 Aralık tarihleri arasında çalışmaları sağlanıyor. Peki, kim bu personeller? Sosyolog, öğretmen, sosyal çalışmacı, psikolog, hemşire. Nerede çalışıyorlar? Bakanlığın taşradaki sosyal hizmet merkezi müdürlüklerinde, engelli ve yaşlı bakım hizmetlerini değerlendirme heyetinde, kadın hizmetleri biriminde, koruyucu aile biriminde, korunmaya ihtiyacı olan çocuk biriminde, sosyal ve ekonomik destek birimlerinde, şehit yakınları ve gaziler hizmet birimlerinde, il müdürlüklerinde, idari ve mali hizmetler biriminde, personel işleri müdürlüklerinde yani kısacası, Bakanlığın her türlü biriminde görev yapıyorlar. Bu ek ders personelleri, Bakanlığın bünyesindeki kadrolu meslek elemanlarıyla birlikte asıl işleri yani hemen hemen aynı işleri yapıyorlar ve aynı şekilde imza atma yetkisine de sahipler. Ama ne kadar para alıyorlar diye baktığımızda, aldıkları ücretin asgari ücretin altında kalması nedeniyle haftalık çalışma saatleri otuz saatten otuz beş saate çıkarılmış ama fiilî olarak kırk saat çalıştırıyorlar. Peki, hangi koşullarda çalışıyorlar? Bir kere, güvencesizler, hiçbir hukuki güvenceleri yok, amirlerinin bir lafıyla işlerinden olabilmekteler, onaylarının bir yıllık olması nedeniyle her an işsiz kalma tehdidiyle karşı karşıyalar, ücret veya maaş eşitsizliği içerisindeler.

Bakın, İş Kanunu'nun 55'inci maddesine aykırı olarak ek ders personelleri, kendileriyle aynı meslek ve unvana sahip olan personelden veya sözleşmeli personelden çok daha düşük bir ücrete çalıştırılmaktadırlar, diğer yandan, aldıkları ücretler bakımından da kamuda çalışanlar içerisinde en az ücret alan grup içerisinde yer alıyorlar.

Diğer bir konu, bu arkadaşlar en temel özlük haklarından da yoksunlar. Çift taraflı sözleşme akitleri yok, çalışma statüleri belirsiz. Bu nedenle yıllık izinleri, analık izinleri, evlilik izinleri yok; eğlenmeye, dinlenmeye hatta hasta olmaya bile hakları yok değerli arkadaşlar. Tazminat alamıyorlar, işsizlik sigortasına dâhil edilmiyorlar. Bakanlığın öteki personelleri gibi Bakanlıkça düzenlenen eğitimlere, projelere dâhil edilmiyorlar; harcırah gibi, yemek parası gibi, nöbet hizmeti gibi ücretlerini alamıyorlar. Hâlbuki saha görevleri de var bu çalışanların ve ek masrafları oluyor. Kimlik kartları var ama resmî işlemlerde kullanamıyorlar.

Şimdi, değerli arkadaşlar, kadrolu ve sözleşmeli personellerle aynı işi yapıp, aynı imza yetkisine sahip olup bu kadar hak yoksunluğu içerisinde çalışıyor olmak kabul edilebilir bir durum değil. Sonuç olarak ortaya şöyle bir durum çıkıyor: Türkiye'de emekçiler görünmüyor, iktidar gözünde hepsi birer hayalet; çalışıyorlar, emek veriyorlar hatta ölüyorlar ama bir türlü görünmüyorlar. Çünkü ülkeyi yönetenlerin gözü, kulağı, en önemlisi vicdanı kapanmış. Gördüğünüz gibi, bir Bakanlık kendi personeli üzerinde bile bir köle düzeni uyguluyor.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 23'üncü maddesi "Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak, adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır." diyor. Dolayısıyla, söz konusu bu personelimizin özlük hakları sağlanmalı, eşit işe eşit ücret ilkesi hayata geçirilmeli ve maaş iyileştirmeleri yapılmalıdır. Bakanlık içinde ötekileştirilen, her türlü haklarından muaf tutulan, düşük ücretlerle sömürülen bu personelin sorunları derhâl çözülmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Toparlıyorum.

5 bin personeli etkileyen bu uygulamanın örnek teşkil etmemesi ve kurumlar arasında bulaşıcı olmaması için, bu sorunu, Parlamento olarak ele almak durumundayız. Bu sorunun araştırılıp çözüme kavuşturulması lazım. O nedenle, hiçbir parti ayrımı yapmadan hepinizi bu önergeye destek vermeye davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)