| Konu: | Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 03.03.2021 |
ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8'inci madde üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken değerli meslektaşlarımın da Muhasebe Haftası'nı kutluyorum.
Düzenlemeye konu olan tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi, bugün karşımıza ilk kez çıkan bir durum değil. Türkiye'de 1991 yılından beri bu finans modeliyle çeşitli şirketler faaliyet yürütüyor. Bugüne kadar denetlemeyen alan, teklifle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun denetim ve gözetimine dâhil ediliyor. Düzenleme "faizsiz finans" diye tabir edilen sisteme bir çekidüzen verilmesi anlamında aslında geç kalınmış bir düzenlemedir.
Teklife genel olarak olumlu bakıyoruz ama toplanan paranın nasıl kullanılacağı, geri ödenmemesi durumunda doğacak risklerin neler olacağının daha net tanımlanması gerektiğini düşünüyoruz. Görüştüğümüz maddeyle finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri müşterilerden topladıkları kaynakları, yani şirket fon havuzunu kendi operasyonel hesaplarına ayıracak. Fon havuzundaki paralar amacı dışında kullanılamayacak, bu kaynaklar haczedilemeyecek, buna bir itirazımız bulunmamakta.
Değerli milletvekilleri, benim burada asıl dikkat çekmek istediğim nokta, bu kurumlara müracaat eden, çoğunluğu orta ve alt gelir grubuna dâhil vatandaşlarımızın durumudur. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa'mıza göre bir sosyal devlettir. Sosyal devlet, vatandaşların refah durumlarıyla ilgili olan, onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamakla görevli devlet olarak tanımlanmıştır. Kuşkusuz ki bir devletin sosyal devlet olma derecesi Anayasa'daki sosyal ve ekonomik hakları gerçekleştirme gücüne bağlıdır. Ama bence devletin, bu gelir grubundaki vatandaşlarımızın konut ihtiyacını karşılaması temel görevlerinden biri olmalıdır. Konut sahibi olmak isteyen bu dar gelirli vatandaşlarımızı devlet, bankaların ve finans kurumlarının kucağına atmamalıdır. Bu nasıl gerçekleştirilebilir? Tabii ki vergi gelirleriyle. Vatandaşlık bağıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlı olan her Türk vatandaşının temel ödevlerinden biri devletine vergi ödemektir. (CHP sıralarından alkışlar) Bu vergilerin yol, su, elektrik ve konut gibi sosyal hizmetler olarak bize geri dönmesi gerekmektedir. Peki, pratikte böyle oluyor mu? Olmuyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonunda kamu-özel iş birliği ve iktidar döneminizin modası yap-işlet-devret projelerine ilişkin ödenen garanti tutarlarına yönelik soruya "Efendim, Van'daki adam buradaki şeyi niye ödüyor? Ondan sonra diyorsunuz ki: 'Bunlar niye pahalı?' Ya, benim bu vatandaşa ücretsiz yol hizmetim var, zorla buraya kimseyi davet etmiyorum. Burayı kullanan, kendi menfaatini düşünerek buradaki zamandan, akaryakıttan sağladığı tasarruf karşılığında bu parayı veriyor." diye yanıt verebilmiştir. Yani, sarayın atadığı Bakanın 5 Kasım 2018'de Komisyonda verdiği yanıt, âdeta 2002 yılından beri toplanan vergilerin vatandaşa dönmediğinin açık itirafıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, konut hakkı sosyal bir devlet olarak Anayasa'mızda güvence altına alınmış temel bir haktır. Peki, bizim devletimiz bu anayasal yükümlülüğünü yerine getirmiş midir? Getirdi ise bu finansal kurumlara vatandaşımız neden mecbur kalmıştır? KOMBASSAN, YİMPAŞ, JetPA örnekleri hâlâ hafızalarımızdaysa demek ki burada da sınıfı geçememişiz. (CHP sıralarından alkışlar) Şirketler daha fazla kazanç için insanları araç olarak gördüğü sürece insanımız pazardaki metaya indirgenmekte ve finansal tehditlere maruz kalmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu finansal düzenlemelerin temel amacı piyasalara güven vermeye çalışmaktır, bunu anlıyoruz ancak ekonomide güven için öncelikle tam bağımsız bir yargıya ihtiyaç vardır. (CHP sıralarından alkışlar) Sarayın talimatlarıyla hareket eden bürokratlardan bir farkı kalmayan yargıyla hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın, piyasalara güven veremezsiniz.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)