| Konu: | Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 03.03.2021 |
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz aldım, selamlarımı sunarım.
Yeterlilik belge ve izin şartı aranmadan, kontrolsüz şekilde, başıboş büyüyen bu sistemde riskler ve dolayısıyla mağdurlar artınca düzenleme ihtiyacı ancak hissedilmiştir. Bu sebeple, teklifin Meclis gündemine getirilmesinde çok geç kalınmış olduğunu söylemem gerekir.
Tasarrufa dayalı faizsiz finans sistemi, vaktinde düzenleme yapılmadığı için, konut sahibi olmak isteyen, bu hayali kuran dar gelirli aileler için büyük sıkıntılara yol açmıştır. Aynı zamanda, bu sistemde faaliyet gösteren iyi niyetli kurumsal firmalar da zarar görmüştür. Şunu da belirtmekte fayda görüyoruz: Yeni mağduriyetlerin önü kesilmek istenirken kaynağı şaibeli sermayelerin sistemde etkin konuma gelmesi ihtimalinin önü açıktır ve bu durum bizce risk olarak görülmektedir. Teklif henüz kanunlaşmadan bütün riskler ortadan kaldırılmalıdır, tasarruf finansman şirketlerinin mağdur ettiği kimselerin sorunları kalıcı olarak çözülmelidir.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın bu bölümü Kanal İstanbul'la ilgili olacaktır. Geçen hafta Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Kongresi'nde, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaparak "Kanal İstanbul Projemizin etüt kapsamında yer alan tüm teknik çalışmalar tamamlandı, diğer adımlar için de gerekli çalışmaları başlatıyoruz. Onlara rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız, inadına yapacağız ve Kanal İstanbul'la İstanbul nasıl güzelleşecek, İstanbul nasıl başka bir şehir olacak, bunu da görecekler." demiştir. Öyle anlaşılıyor ki bu konuşmayı, kongresine katıldığı Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sıfatıyla yaptı, şayet Cumhurbaşkanı olarak yapmış olsaydı "İnadına yapacağız." demezdi diye düşünüyorum. Çünkü Cumhurbaşkanı devletin başıdır, Anayasa'nın verdiği görevleri yerine getirmek için tarafsızlıkla davranacağına dair yemin etmiştir. Elbette, farklı düşünceler, karşı fikirler olduğunda onlara tahammül göstermesi beklenen ve arzu edilen bir durumdur. Çok sayıda bilim insanı "Kanal İstanbul" denilen projeye karşı olduklarını sebepleriyle açıklamışlardır, açıklamaya da devam ediyorlar. Ev sahibi konumunda olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi de karşı çıkıyor; gerekçelerini bilimsel toplantılar yaparak açıklıyor, kamuoyu anketleri yaptırıyor, İstanbul'da yaşayanların yüzde 67'sinin karşı olduğunu tespit ediyor. Ben de karşı olmanın ötesinde, bu çalışmanın henüz proje sıfatını bile kazanamadığını düşünmekteyim. Niçin karşı olduğumun gerekçelerini defalarca açıkladım, açıklamaya da devam edeceğim. Bu çalışmanın proje olabilmesi için uygulanabilir olduğunun bilim çevrelerince kabul edilmesi şarttır. Böyle bir ihtiyacın olmadığı, yapılmaması yönündeki mutabakatın daha geniş olduğu görülmektedir. Ayrıca, çelişkilerle dolu ÇED raporunda, Kanal İstanbul resmî internet sayfasında, 7 üniversite ve 55 kuruluş adına açıklama yetkisine sahip olduğunu söyleyen Çankırı Üniversitesi sitesinde ve bakanların açıklamalarında uyum olmadığı gibi, bilimsel yönden kabul edilebilecek makul hiçbir bilgi de yoktur. ÇED raporundaki hesapların birçoğu yanlıştır. Bizler bu konudaki fikirlerimizi ifade ederken bir fayda sağlayacağını umuyoruz. Bu sebeple, Cumhurbaşkanının Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sıfatıyla da olsa "İnadına yapacağız." demesini yadırganacak bir durum olarak değerlendiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, devlet yönetimiyle ilgili Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk'ün "Siyasetname" adlı eserinin 18'inci fasıl 107'nci sayfasında yer alan bir tavsiyesiyle sözlerimi bitirmek istiyorum: "Devletin başındaki kişinin önemli bir olay karşısında ihtiyarlar, bilginler ve dostlarla meşveret etmesi vacip oluyor. Herkesin ve bilhassa ihtisas sahiplerinin o konuda bildiklerini söyleyerek görüşlerini açıklamaları, her âlimin zıt da olsa fikrini ortaya koyması doğrunun ortaya çıkması için gereklidir. Meşveret yapmadan icraatta bulunan liderler bencil ve zayıf görüşlüdür."
Bu tavsiyenin dikkate alınmasını umuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)