| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 04.03.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubu olarak vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz aldım, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, günümüzde yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi tarımsal alanda da bazı değişimler yaşanmaktadır. Tarım, insanların zorunlu ihtiyaçlarının ham maddesi, ana kaynağı olması sebebiyle bu alanda meydana gelecek değişimler oldukça önem arz etmektedir.
Coronavirüs salgını dünya genelinde tarım dış ticaretine ilişkin önemli kararların alınmasına neden olmuştur. Sınırların kapatılması, uçuşların yasaklanması, belirsizlikler, gıda ihtiyacının ülke içinde karşılanmasının önemini artırırken, tarımsal üretimde kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın önemi, salgın döneminde daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
2020 yılı hasat sezonuna ilişkin veriler incelendiğinde, onlara baktığımızda pandeminin etkisi ve iklime bağlı olarak bazı ürünlerde üretimin azalması, artan talep, ülkelerin ve bireylerin ihtiyacından fazla ürün alması, kısıtlamalar gibi birçok nedenle gıda fiyatlarının son altı yılın en yüksek seviyelerine geldiğini görmekteyiz. Birçok ülke, coronavirüs salgını nedeniyle bazı tarım ürünleri ihracatına yasak getirdi. Özellikle hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda ithalatçı olan Türkiye, bundan oldukça olumsuz etkilendi. İhracat yasaklarından dolayı bu ürünlerin üretiminde kendine yeterli olmayan ve ithalat yapmak zorunda olan Türkiye, bitkisel yağda ve yem sektöründe sıkıntı yaşamaktadır. Yıllardır tarımda yapılan hataların faturasını yine tüketici ödüyor, ülke olarak hepimiz ödüyoruz. Türkiye olarak ithalat politikasından vazgeçerek üretimi artırmak zorundayız. Tarımda, planlanan bir üretim politikasıyla dışa bağımlılıktan kurtulmak tek çaredir.
Değerli milletvekilleri, İYİ PARTİ olarak sahadayız. Türkiye'nin her yöresinde vatandaşlarımızla, esnafımızla, üreticilerimizle bir araya geliyoruz, onların sorun ve taleplerini dinliyoruz. Gittiğimiz her yerde üreticiler kan ağlıyor, girdi fiyatlarının yüksekliğinden şikâyet ediyor, ürününün para etmediğini söylüyor, hacizleri bizlere hatırlatıyor.
Değerli arkadaşlar, üreticilerimiz, tarımsal destekler yetmediği için, mazot gibi ithal girdilerin fiyatının yüksekliği nedeniyle banka kredilerine yöneliyorlar. Resmî veriler, çiftçinin hem borçlarının hem de ödeyemediği borç miktarının arttığını gösteriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna göre, Kasım 2020 itibarıyla çiftçilerin bankalara olan toplam borcu 125 milyar lirayı, takibe düşen kredi miktarı ise 5 milyar lirayı buldu. Tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılması gerekir. Üretimde devamlılığın sağlanması için maliyetlerin azaltılması gerekir.
Bir başka husus daha var arz etmek istediğim: Tarımsal üretim planlaması olmadığından ve desteklerin yetersiz olmasından dolayı çiftçi üretimden vazgeçiyor. Çiftçilerin üretim alanından çekilmesi, kentlerimizde yeni sosyolojik sorunlara yol açarken, tüketicilerin daha pahalı ürün tüketmesine de neden olmaktadır.
Değerli arkadaşlar, iktidarın bir reform söylemi var: "Her alanda reform." Aslında baktığımızda, kulağa da hoş geliyor ama unutmayın ki reformlar, esas olarak her şeyin iyiye gittiği durumlarda ekonomiyi daha da şahlandıracak, mesafeyi kısaltacak bir yapıda önümüze gelmelidir. Eğer reformları krizin en kötü dönemini yaşadığımız bu günlerde hayata geçirmeyi hem de sloganvari söylemlerle gündeme getiriyorsanız bu, samimi bir yaklaşım değildir. İktidar "Reform yaptık; uçuyoruz, büyüyoruz." diyor ama üreticimiz "Traktörüm hacizlendi. Ürünümü satamıyorum." diyor.
Dün İYİ PARTİ grup toplantımızda Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener ifade etti; dardaki vatandaşımızın pazarlardan patates toplamak zorunda kaldığı Türkiye'de, çiftçimiz depolardaki patatesini satamıyor. Bakın, depolar ağzına kadar patates dolu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Çok özür dilerim.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) - Sadece Niğde'de depolarda çürümeye yüz tutan 450 bin ton patates var, ülke genelinde ise yaklaşık 700 bin ton patates çürümeyi bekliyor; bir ay daha depolarda kalırsa hepsi ya çürüyecek ya da çillenecek. Patates üreticisi iki aydır "Ürünümüz çürüyor." diye bağırıyor ama oralı olan yok. İktidardaki arkadaşlara sesleniyorum: Lütfen üreticinin sesine kulak verin.
Değerli arkadaşlar, tarım sektörü stratejik bir sektördür. Tarımsal ürünlerde dış ticaretin durması hâlinde ülkemizin hububat ve temel gıda ürünlerindeki ihtiyaç, yeterlilik, hasat, arz ve stok durumunun tespit edilerek bir yol haritası oluşturulmak üzere, tarımsal ürünlerdeki fiyat artışının önüne geçilerek vatandaşlarımızın temel gıda ürünlerine erişimini kolaylaştırmak için tedbirlerin alınması amacıyla vermiş olduğumuz bu araştırma önergemize hepinizin desteğini bekliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)