GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:57
Tarih:10.03.2021

CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunu söylemek istiyorum: Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Şerife Bacı'nın memleketi Kastamonu Milletvekili olarak tüm emekçi kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı tüm sorunların ve krizlerin emekçi kadınların örgütlü mücadelesiyle çözüleceğine inancımı bu vesileyle bir kez daha tekrar etmek istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, önümüzde bir kanun teklifi var. 12 maddeden oluşan kanun teklifinin görüşmelerinde en çok üzerinde durduğumuz konu bu 2'nci madde. Nedir bu 2'nci madde? Bu 2'nci maddeyle birlikte, kişiye özel, şahsa özel, firmaya özel ve belli bir zaman dilimini kapsayan bir kanun teklifi gelmiş karşımıza. Neyle ilgili bu kanun teklifi? Yap-işlet-devretle ilgili bu kanun teklifi. Komisyonda Ulaştırma Bakan Yardımcısına, ilk imza sahibi milletvekiline, Komisyon Başkanımıza sorduğumuz soruların cevaplarını alamadık. Şimdi, buradan, olay örgüsünü şöyle bir tekrarlamak istiyorum: Cinayet işlenmiş, maktul yerde yatıyor, kefen bulunamamış; bu kanunla birlikte kefen biçilmiş ve maktul defnedilecek. Defnedilirken bir şey unutulmuş, onu da bu kanunla birlikte tamamlıyorsunuz. Muhtemelen olay şöyle olmuş: Önce herkesin geçmek zorunda olduğu bir yol, bir köprü ya da bir tünel tespit edilmiş, herkesin geçmek zorunda olmasa bile para ödeyebileceği bir proje çizilmiş, sonra bu projeye uygun bir yandaş firma bulunmuş, sonra (21/b)'yle yani pazarlık usulüyle yani davetiyeyle, hiçbir rekabet ortamı olmaksızın o firma davet edilmiş, ihale verilmiş. İhale verildikten sonra firma demiş ki: "Ya, ben bunu yapacağım ama cebimde param yok." Demişler ki: "Olsun, önemli değil, sen kredi bulursun." Firma yurtdışına kredi bulmaya gitmiş. Yurt dışından artık hangi kuruluşsa, artık hangi tefeciyse bakmış sözleşmeye, demiş ki: "Ya, ben sana kredi vereceğim ama bu projenin kefili Karayolları Genel Müdürlüğü. Karayolları Genel Müdürlüğünün attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmiyor, gelirleri giderlerinden az. Sen başka bir kefil bul." Firma gelmiş, demiş ki: "Ya, ben kredi çekeceğim, paramla yapmak istemiyorum çünkü bu ülke riskli bir ülke, her an ne olacağı belli olmayan bir ülke; ben bunu dış kaynakla yapacağım, kredi bulacağım ama bana bir kefil lazım." Proje 1 milyarın altında olduğu için hazineden kefillik alınamamış. Ulaştırma Bakanlığı demiş ki: "O zaman biz kefil olalım." Karşımıza da böyle bir madde gelmiş. Israrla sorduk Komisyonda -Ulaştırma Bakan Yardımcısı burada, ilk imza sahibi Plan ve Bütçe Komisyon üyesi Sayın Milletvekili burada- demişiz ki, ısrarla sormuşuz, "15 Mart 2020'den sonra, bugüne kadar yap-işlet-devret kapsamında ya da kamu-özel iş birliği kapsamında Ulaştırma Bakanlığının yaptığı ihaleler nelerdir?" demişiz. Cevap alamamışız. "Bu ihaleleri hangi firmalar yaptı?" demişiz. Cevap alamamışız. "Kaç tanesinin uygulama sözleşmesi imzalanmadı?" demişiz. Ses yok. "Hangi firmaların yurt dışından finansmana ihtiyacı var?" demişiz. Cevap verilmemiş. "Bu firmalar, yurt dışından hangi kuruluşlardan ve hangi şartlardan ve hangi garantileri sunarak krediyi çekecekler?" demişiz. Kimseden ses seda yok. Cevap vermiyorlar çünkü sebebi belli. Son bir yıl içerisinde, son on iki ay içerisinde yap-işlet-devret kapsamında yapılan, (21/b)'yle yapılan 12 tane ihalenin sadece 4 tanesini Elektronik Kamu Alımları Platformu'nda yayınlamış bir iktidardan bahsediyoruz. O 4 tanesi de yandaş 5'li çeteye gitmiş.

Şimdi, bu kanun teklifinin gerekçesine bakıyorum, bu maddenin gerekçesine bakıyorum. Bu maddenin gerekçesinde şöyle bir şey diyor: "İçinde bulunulan küresel koşullar, salgın için alınan tedbirler ve küresel finans piyasalarının içinde bulunduğu durum sebebiyle, yap-işlet-devret projesini yapacak olan firmanın finansman ihtiyacını karşılamak için..."

Şimdi, buradan -el insaf, arkadaşlar- sormak lazım: Küresel koşullar nedeniyle, salgın nedeniyle, içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar nedeniyle finansmana yani paraya ulaşamayan tek firma bu yap-işlet-devret projesini yapacak firma mıdır? Bu ülkede 2 milyona yakın esnaf bir yıldır kredi bulamıyor, çektiği krediyi ödeyemiyorken, bu ülkede on binlerce öğrenci KYK borçlarını ödeyemiyorken çiftçi boğazına kadar, gırtlağına kadar borca batmışken, küçük işletmeler kepenk kapatmış, binlerce işçi işten çıkartılmışken bir tek paraya ihtiyacı olan -iktisadi terimle- finansmana ihtiyacı olan yap-işlet-devret projesini yapacak firma. Yani bu, aklımızla alay etmekten başka bir şey değil.

Israrla burada şunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: "Kardeşim, koşullar ne olursa olsun, dünya batsın çıksın, ekonomik kriz hangi boyutlara ulaşırsa ulaşsın, enflasyon ne olursa olsun, işsizlik hangi rakamlara ulaşırsa ulaşsın yandaş yol yapacak, yandaş köprü yapacak, yandaş otoyol yapacak, yandaş havaalanı yapacak, yandaş hastane yapacak; ey vatandaş sen de, 400 çeşit vergi ödeyen vatandaş sen de geçsen de geçmesen de, yatsan da yatmasan da, uçsan da kaçsan da buraya para ödeyeceksin." Dahası, bitmemiş "Eğer bu firmanın alacağı rakam geçiş garantileriyle, hasta garantileriyle dolmazsa ben de hazineden sana para aktaracağım." demişsiniz. Daha, yetmemiş, demişsiniz ki: "Kardeşim, sen ihaleyi yaparken cebine de dokunma, biz senin çektiğin ya da çekeceğin bütün kredilere kefil oluruz." Bu şartlarda, 83 milyonluk Türkiye'de, bu ihaleyi sokaktan geçen herkes yapar arkadaşlar, sokaktan geçen herkes yapar bu ihaleyi. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, sadece önümüzdeki üç yılda bu yap-işlet-devret projeleri için sağlık alanında 60 milyar lira yani eski parayla 60 katrilyon lira ödeyeceğiz. Ulaştırma alanında, önümüzdeki üç yılda 49 milyar lira para ödeyeceğiz. Zaten bu salgın koşullarında, bu yap-işlet-devret projeleri kapsamında yapılan örneğin İstanbul Havalimanı'nın işletmecisine siz iki yıl kira ödemesini erteleyiverdiniz; kiralarını ertelediniz, borçlarını ertelediniz ama alacaklarını ertelemediniz. Şimdi de üstüne, tutmuşsunuz, yeni yap-işlet-devret projeleriyle kefilliğinizi Hazine ve Maliye Bakanlığından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına alıyorsunuz. Şimdi soru şu: Hazine ve Maliye Bakanlığı bu projeleri kefil olmaya değer görmedi mi? Neden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı devreye giriyor? Buradaki sırrı elbette ki çözeceğiz, çözeceğiz ama olan bu ülkeye olacak. Bu ülkedeki işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun, enflasyonun, hayat pahalılığının en büyük sebebi işte bu yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliğiyle yapılan ve vatandaşın vergilerini yandaşların kasasına aktarmaya yarayan bir servet aktarım mekanizması olan bu projelerdir değerli arkadaşlar. Biz ısrarla bu kürsülerden sizi yıllardır uyarıyoruz. "Yapmayın, etmeyin; bu ülkenin servetini, bu ülkenin kaynağını bu şekilde harcamayın." diyoruz ama buna rağmen bizi dinlemiyorsunuz, yapmaya devam ediyorsunuz.

Son söz olarak şunu söyleyeceğim: Burada ne söylersek söyleyelim siz bu projeleri yapmaya devam edeceksiniz, ellerinizi kaldırıp indireceksiniz ama Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında halkın malı halkın olacak; Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında yap-işlet-devretle yapılan bütün projeler, otoyollar, köprüler, hastaneler, hepsi kamulaştırılacak, yeniden halkın malı olacak; hiçbirimiz yatmadığımız hastaneye, geçmediğimiz yola, köprüye, uçmadığımız havaalanına para ödemek zorunda kalmayacağız.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)