| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 10.03.2021 |
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 252 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuzun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuya girmeden, şu anda burada çalışmalarımıza katkı sağlayan değerli kadın milletvekillerimizin, çalışan kadın personelimizin ve tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyor, hepsine sonsuz saygılarımı sunuyorum.
AK PARTİ iktidarının ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama kalitesini yerle bir eden torba kanun uygulamasının yeni bir örneğiyle karşı karşıyayız. Öyle ki bu kanun teklifinin başlığı dahi yok. "Bazı Kanunlar" başlığı altında Genel Kurulumuza getirilen teklifle, birbiriyle alakası olmayan tam 7 ayrı kanunda düzenleme yapılmak isteniyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1'inci maddeyle 14/1/1943 tarihli ve 4373 sayılı Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu'na geçici bir madde eklenmektedir. Adana Seyhan Nehri civarında mülk ve arazi sahibi olan hemşehrilerimin sorunlarının giderilmesi amacıyla getirilen bu 1'inci maddeye İYİ PARTİ olarak olumlu baktığımızı belirtmek isterim. Kısaca, bu maddeye göre, 1949, 1950 ve 1951 yıllarında Seyhan Nehri'nin seddelerinin yapımı sırasında tahliye edilen vatandaşlarımızın mülkiyet sorununun giderilmesi maksadıyla Devlet Su İşleri tarafından tahsis edilen arazilerin mülkiyetinin kullanıcılara verilmesi için rayiç bedel üzerinden doğrudan satışını yapmaya arazi maliki idarenin yetkili kılınması öngörülüyor.
Tarih kronolojisine göre, 1930 yılından 1956 yılında inşaatı bitirilerek hizmete giren Seyhan Barajı yapılmadan önceki yıllarda Adana yıllarca sel ve taşkınlarla karşı karşıya kalmış, en son ve şiddetlisi 1949 yılında yaşanmış, Adanalı hemşehrilerimiz maddi zararlara uğramıştır. 1950-1951 yıllarında Seyhan Nehri taşkınlarını önlemek amacıyla nehrin sağ ve sol üst seddelerinin inşaatına başlanmış olup bu inşaat esnasında Seyhan ilçemiz sınırları içerisinde olan Hadırlı Köyü şahıslara tahsisli yani tapular şahıslara tahsis edilmiş, Yalmanlı, Karayusuflu, Dervişli, Salmanbeyli ile Karataş ilçemiz sınırları içerisinde bulunan Damlapınar köyleri Devlet Su İşlerinin tasarrufunda olan köylerimizdir. Yüreğir ilçemiz sınırları içerisindeki Gümüşyazı, Mürseloğlu ve Kumrulu köylerimiz ise hazine arazisine tahsisli görülmektedir. Kefeli ve Çöplü de Tarsus ilçemiz sınırları içerisinde kalmakta. Bu köylerimizde kamulaştırma yapılırken evlerin kamulaştırılması yapılmış olmasına rağmen arsaları kamulaştırılmamıştır. Konunun muhatabı olan vatandaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde muhtarlarımızın ve köy ihtiyar heyetlerinin kesinlikle kurulacak komisyonlarda yer almalarını talep ettiklerini gördük. Neden böyle diyorlar? Çünkü süreç içinde sözleşmeli satışlar yapılmış, çok sayıda mülk el değiştirmiş. Bu el değiştirmelerin çoğu muhtarlar aracılığıyla yapılmış, onun için komisyonlarda muhtarların da olmasını talep ediyorlar.
Değerli arkadaşlarım, vatandaşlarımızın üzerinde durduğu ikinci konu rayiç bedel konusu. Burada bu konuya çok dikkat edilmesi gerektiği inancındayım. Mağduriyet yaşanmaması adına, belirlenecek olan rayiç bedelin, her ne kadar büyükşehir belediye sınırları içerisinde mahalleye dönüşmüş olsalar da bu yerleşim yerlerinde yaşayanların ortalama gelir seviyelerine uygun olarak değer tespiti belirlenmeli, satışlar buna göre yapılmalı. Hatta aslında doğru olan da bedelsiz olarak bunlara devirlerinin yapılması daha uygun olur görüşündeyim. Bu insanlarımızın çoğu, geçim sıkıntısı çeken, dar gelirli, geçimlerini çiftçilik yaparak kazanan insanlarımız. AK PARTİ iktidarları döneminde, yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretim yapamaz durumda olan çiftçilerimiz, haciz kıskacı ve bankalarla başları dertteyken kesinlikle mağdur edilmeyecekleri şekilde bu konu çözümlenmelidir. Bazı hak sahiplerinin yerlerinde olmamasından dolayı buralara başka kişilerin yerleştiği de konuşulmaktadır. Bu nedenle satış sürecinden önce hak sahipleri belirlenirken bu konuya da dikkat etmek gerektiği inancını taşıyorum. İşte tüm bu nedenlerden dolayı devlet babalığını yapmalı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) - ...ve hakkaniyet içerisinde işlemlerini adil bir şekilde sonuçlandırmalıdır. Bizler de iktidarıyla, muhalefetiyle tüm Adana milletvekilleri olarak bu konunun takipçisi olacağımızı ve vatandaşlarımız mağdur edilmeden bu hak sahipliklerinin yerine getirileceğinin takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Mart 1921'de kabul edilen İstiklal Marşı'mızın kabulünün 100'üncü yılını yaşıyoruz. İstiklal Marşı'mızın yazarı Sayın Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle, minnetle anıyorum.
Yine, bu gece Miraç Kandili. Türk milletinin ve İslam âleminin Miraç Kandili'ni kutluyorum.
Milletimize ve siz değerli arkadaşlarıma sağlıklı günler diliyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)