GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:57
Tarih:10.03.2021

İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 252 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerinde söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Söz konusu madde, yap-işlet-devret projesinin ekonomik yönden sürdürülebilir olmadığıyla ilgilidir. Komisyon toplantılarında da dile getirildiği gibi 2'nci maddenin kanun teklifi metninden çıkarılması yönünde önergeler verilmiş ama AKP oylarıyla bu önergelerin hepsi reddedilmiştir.

Uzunca bir süredir başta sağlık ve ulaşım olmak üzere pek çok hizmet yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilmiştir. Bu model kapsamında yapılan şehir hastaneleri, köprüler, yollar, havalimanları, gar gibi hizmetlerin kamuya ciddi bir yük getirdiği, kamuoyu tarafından da bilinmektedir. Bu maddeyle, 15 Mart 2020 tarihinden sonra ihalesi gerçekleştirilen ama finansal açıdan yaşanan zorluklar neticesinde yapımına başlanamayan projelerle ilgili şirketlere kefil olunması planlanmaktadır. Bu şirketlerin hangisi olduğu da kamuoyuna açıklanmamaktadır. Yap-işlet-devret projesi adı altında Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, yolcu teminatlı olarak ihale edilmiş, 29 Ekim 2016'da hizmete açılan gar için, ihale kapsamında, on dört yıl boyunca 1,5 dolar+KDV'den 106 milyon yolcu garantisi verilmiştir.

Yine, araç geçiş garantisi verilen köprüler, yollar var olup kamu kaynakları buralara aktarılmakta; şirketlerin kârlarına kâr katarak zengini daha çok zengin, fakiri daha çok fakir yapmak için iktidar âdeta yarışmaktadır.

Kamuoyunun merak ettiği konu şu, eğer iktidar buna açıklık getirirse sorunu anlamış oluruz: Ticaret yapan, elit bir şirkete neden gelir, kâr garantisi veriliyor? Ticari işletmeciliğin ruhuna ve yapısına aykırı bu durum. Yoksa bu, sadece yandaş birkaç şirketin isteği için midir? Şirketlerin gelirleri nerelere akıyor? İnsanın aklına bu soru işaretleri gelir.

Bu işletmelere bir de para tahsilatında verilen müthiş kıyaklar vardır. Bir örnek vereceğim, gerisini kamuoyu düşünsün ve sayın vekiller, bu konuda bir karara varsınlar. Ankara'dan Urfa'ya otoban 920 kilometre kadardır. Bu otobanda geçiş ücreti 35-40 lira arasıdır. Gişelerden geçerken ücretini ödemediğinizde on beş gün sonra faize girer, yıllık banka faizleri oranında bir faiz uygulanır; bu, doğrudan tahsil edilir veya başka bir şekilde tahsilat yapılır. İşleyiş normal. Hani birkaç ay önce Cumhurbaşkanının açılışını yaptığı yap-işlet-devret kapsamında yapılan Ankara-Niğde Otobanı'nın ise her şeyi farklı. Otoban 275 kilometre, alınan ücret ise 145 lira. Karayollarının otobanında 920 kilometreye 35-40 lira alınırken, yap-işlet-devret modeliyle yapılan 275 kilometreye 145 lira alınıyor; bu da yetmiyor on beş gün içinde otoyol ücreti ödemediğiniz takdirde bu ücret 4 kat oluyor, bir de kendi katı 5; toplam 725 lira 15 gün içinde. Bu 725 lirayı da, acele bir tebligat geliyor, onu da ödemediğiniz zaman hemen avukatlar devreye girer ve avukat ücretiyle beraber artık hesabını siz yapın. İşte, yap-işlet-devret modeli bu, sayın milletvekili arkadaşlarım.

Bu maddeyle haksız kazancın sürekli hâle getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu, bir örnek idi; böyle köprülerin, yolların, hastanelerın var olduğunu hepimiz biliyoruz. Örneğin Kuzey Marmara Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Aydın-Denizli Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Gebze Orhangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Şehir hastaneleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Taşçıer.

İMAM TAŞÇIER (Devamla) - Bu listeye daha çok ekleme yapılabilir ama hepsinin uygulaması biraz önce size anlattığım gibi yap-işlet-devret modeliyle yapılan Ankara-Niğde Otoyolunun uygulamasıdır ve haksız kazanç elde edilmektedir.

Teşekkür ediyorum, saygılar.(HDP sıralarından alkışlar)