| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 10.03.2021 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Miraç Kandili'miz hepimiz için kutlu olsun. Barış, huzur, mutluluk, kardeşlik ve aydınlanma getirmesi dilek, temenni ve dualarıyla hepinizin kandilini kutluyorum.
Türkiye'nin gerçek gündemi, bu 8'inci maddede yer alan şeyler olmamalıydı. On yıl daha Cumhurbaşkanlığının yetkilendirilmesi vesaire bunlar çok yersiz, zamansız ve uzun vadeyi, geleceği öngörmeyen şeylerdi. Bakın, değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; bugün Allah'ın lütfu, işte, 10 Mart 2020'de Dünya Bankası bir şey yayınlıyor kamu-özel iş birliği kapsamında yapılan yerlerle ilgili. Aynı gün yine 10 Martta Uluslararası Ticaret Örgütü, Ticaret Odası bir şey yayınlıyor, diyor ki: "Kamu-özel iş birliğiyle yapılmış olan yatırımlarla ilgili 'clause' -İngilizcesi, ticari terminolojide- anlaşmaya taraf olan ülkenin gerektiğinde gümrük tarifeleri ve diğer ödünlerini uygulamama hakkı doğar ve bunun uygulanması gerekiyor." Aynı Ticaret Örgütü diyor ki: "Sebepsiz zenginleşme, sözleşmenin sonlandırılması, geçici olarak askıya alınması ve zararın azaltılması konusunda tedbirler alınır." Ve burada "Mücbir sebep" diye, İngilizcesini yine söylemek istiyorum "Act of God" "Allah'ın işi" diyor ama siz burada kul işi karıştırıyorsunuz, bunun Allah'la falan alakası yok. Birilerinin menfaati için Türkiye'yi heder ediyorsunuz.
Beka sorunu sizsiniz değerli arkadaşlar. Neden? Bu sene için 2020'de garanti ödemelerine ödenen para, meblağ; döviz kurundan sonra 18 milyar lira, gelecek sene için 31 milyar lira, 2022 projeksiyonu 37 milyar lira, 2023 40 milyar lira. Projeksiyon bu şekilde giderse Türkiye'nin 2023'teki bütçe açığı, 500 milyar TL olacak. Siz ne yapıyorsunuz? Bu kamu-özel iş birliği için tüm dünya Mersin'e giderken siz tersine gidiyorsunuz. "Eller gider Ay'a, biz kaldık yaya." mantığıyla gidiyorsunuz ve bakın, kamu-özel iş birliğiyle ilgili mevzuatın 59'uncu maddesi diyor ki: Mücbir sebep. Mücbir sebepler arasında salgın hastalık var. Siz bununla ilgili hiçbir tedbir almıyorsunuz ve bugün getirmiş olduğunuz 2'nci maddeyle, ne acelesi varsa, Türkiye'nin gerçek gündemi açlıkken, işsizlikken, esnafın perişanlığıyken, aşıları temin edilememişken siz birkaç müteahhidi daha zengin etmek için, birkaç yandaşı daha zengin etmek için acelesi olmayan, feshedilmesi gereken, sözleşmeleri ve ihaleleri yapılmış olsa da feshetme hakkınız bulunan o yükümlülükleri iptal etme şansınız varken ve tüm kamu-özel iş birliğiyle yapılmış olan yatırımlarda gereken yaptırımları uygulama şansı varken Türkiye'nin, tam tersine 20-30 milyar TL daha zarar etmesine sebep oluyorsunuz. Beka sorunu, gerçek anlamda burada sizsiniz.
Beka için hiçbir şey yapmadığınız gibi yaptığınız farklı bir şey var. Bakın, bu köprüler. Bir tanesi yüzde 99,6 hata yapılan köprü, havalimanı. Bu hataların üzerine bir şey daha ekliyorsunuz. Ne kadar acıdır ki Kuzey Marmara Otoyolu ve üçüncü köprüden geçen ambulanslara, itfaiye araçlarına ceza yazıyorsunuz, icraya veriyorsunuz. Kütahya'dan kalkan 2 tane ambulans, coronalı hasta taşıyor Başakşehir Hastanesine ve ambulans şoförlerine olaydan bir ay sonra icra takibi geliyor. Ya, burada, devletin haklarını korumak için, halkın haklarını korumak için varız değil mi sayın milletvekilleri? Ve burada bir ambulansın geçişi için dahi siz ücret talep ediyorsunuz ve bunu sözleşmeye koymuyorsunuz. Siz kimin bekası için buradasınız, biz kimin bekası için buradayız?
Hepinize teşekkür ediyorum.
Tekrar, kandiliniz kutlu olsun. (CHP sıralarından alkışlar)