GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2792) esas numaralı 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/116) münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:62
Tarih:23.03.2021

ÇETİN ARIK (Kayseri) - Profesör Doktor Cemil Taşcıoğlu, Doktor Yavuz Kalaycı, hemşire Tuğba Kuşdemir, hemşire Dilek Akçabelen, hemşire Şenay Şahin, Doktor Seyit Ahmet Okur, ambulans şoförü Hasan Onur, hizmetli Abbas Nurdoğan, sağlık memuru Oğuzhan Özkan ve daha adını sayamadığım, insanlara şifa dağıtmak isterken kendi hayatlarını kaybeden ve sayıları 400'ü bulan kahraman sağlık çalışanlarımızın aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Yüce Rabb'imden onlar için rahmet diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, dünyayı sarsan Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden kahraman sağlık çalışanlarımıza analarının ak sütü gibi helal olan şehitlik unvanının verilmesi için hazırladığım kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Öncelikle, 42 milyon kadını yok sayarak katilleri sevindiren Cumhurbaşkanı kararını kınıyorum.

Sayın milletvekilleri, sağlık çalışanları bu süreçte kendi canlarını bir an olsun düşünmeden 1 canı hayatta tutabilmek için insanüstü gayretle çalıştı. Büyük ustanın dediği gibi: "Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin hâlde." İşte, sağlık çalışanlarının yaptığı tam da budur. Sağlık çalışanları virüse yakalanınca ölebileceklerini bile bile çalışıyorlar, bir santim geri adım atmıyorlar hem de ölürlerse cenaze törenlerinin bile yapılamayacağını bile bile, hem de en yakınlarının veda dahi edemediği kötü bir ölüm şeklinin olduğunu bile bile, tıpkı Profesör Doktor Cemil Taşcıoğlu Hocamız gibi. (CHP sıralarından alkışlar)

Hastasını tedavi ederken virüse yakalanan hocamız yoğun bakıma girerken dahi öğrencilerine "Tüm deneysel ilaçları üzerimde deneyebilirsiniz." diyordu tıpkı otuz dört haftalık hamileyken virüse yakalanan Dilek Akçabelen hemşire gibi; tıpkı 2015'te kanseri yenen ama virüse yenik düşen, geride 2 yetim bırakan Tuğba Kuşdemir hemşire gibi; tıpkı anasını, babasını ve kardeşini Covid-19'dan kaybeden, kendisi de coronaya yakalanınca "Kızlarım çok küçük, sahip çıkarsınız değil mi?" diye minik yavrularını Türk milletine emanet eden Doktor Yavuz Kalaycı gibi. Sayın milletvekilleri, geliniz, Doktor Yavuz Kalaycı'nın minik evlatlarına sahip çıkalım. Doktor Kalaycı'nın ahı üzerimizde kalmasın. Gelin, lebalep kongreler yapıp sağlık çalışanlarının yükünü bir kat daha artırmayalım, onların haklarını teslim edelim.

Sayın milletvekilleri, görülmeyen bir düşmana karşı savaş var. O hâlde savaş sırasında yaşamını yitirenlerin şehit kabul edilmesi gerekmez mi? Ha merminin üzerine koşan vatan evlatları, ha gözle görülmeyen virüsün üzerine koşan vatan evlatları, her ikisi de aynı, her ikisi de vatanı ve milleti için canları pahasına en ön cephede mücadele ediyor. Doktor eşini kaybeden emekli hemşire Muhteber Ertuğrul "Uğur geri gelmeyecek, biliyorum ama diğer sağlık çalışanları için destek istiyorum. Bize sadece başsağlığı telefonları geliyor, 'Minnettarız, görev şehidi.' deniliyor. Bir süre sonra kalabalık etrafımızdan çekiliyor ve siz başbaşa kalıyorsunuz acılarınızla. Yasal haklarımız neyi gerektiriyorsa bize haklarımızı verin. Hiçbir şey olmasa bile çocuklarımız 'Benim babam şehit.' deme onurunu taşısın." diyor. Gelin, bu sese kulak verin sayın milletvekilleri.

Sayın milletvekilleri, geliniz, virüse karşı çalışırken can veren sağlık çalışanlarının şehit sayılmasını, yakınlarının da şehit yakınlarına tanınan haklardan yararlanmasını sağlayalım. Çünkü onlar bir hayatı kurtarabilmek için arkalarında gözü yaşlı eş ve çocuk bıraktı çünkü 30'lu yaşlarda yitirilen bir sağlık çalışanının geride kalan ailesine güvence bırakması imkânsız. Gelin, sağlık çalışanlarını coronayla savaştıkları en sıcak günlerinde onurlandıralım. Sadece şehitlik değil özlük haklarında da iyileştirme yapalım. Eğer ki sadece siyasi kaygılarla kanun teklifimize "Hayır." diyecekseniz siz getirin, biz "Evet." diyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÇETİN ARIK (Devamla) - Şimdi samimiyet zamanı, haydi görelim.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)