| Konu: | Irak Türkmenlerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 30.03.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Irak Türkmenlerinin sorunları hakkında konuşmak üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, Altınköprü Türkmen soykırımının 30'uncu yıl dönümünde, kurşuna dizilerek idam edilmiş 100'ü aşkın soydaşımızı ve Tükmeneli mücadelesinde şehit düşmüş, 16 Ocak 1980 yılında idam edilen Türkmen liderler Necdet Koçak, Abdullah Abdurrahman, Adil Şerif başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum.
"Irak derler,
Kerkük'e Irak derler.
Gözden yakın görünür,
Gönülden ırak derler.
...
Sitem bu, şikâyet bu,
Bir acı hikâyet bu.
Men derim bir yudum su,
Onlar, ateş verek derler."
Irak'ta yüzyıllardan beri varlık gösteren Türkmen toplumu, köklü geçmişine, zengin tarihî ve kültürel mirasa, günümüzde bile hâlâ canlılığını koruyan gelenek, görenek, folklor ve halk müziği kültürüne rağmen bilinçli veya bilinçsiz biçimde göz ardı edilmekte, varlıkları yok sayılmak istenmektedir. Irak'ta yıllardan beri ağır baskı ve zulüm altında inleyen Türkmenler, maruz kaldıkları soykırımlara, asimilasyona ve olumsuz şartlara rağmen millî kimliklerini, dillerini ve kültürlerini sürdürmüşlerdir. Türkmenler, 4 milyona yakın nüfusuyla, nüfus potansiyeli bakımından ülkenin 3'üncü asli unsuru durumundadır. Tek istekleri kendi topraklarında insanca yaşamak olan Türkmenler, kuzeyden ve güneyden iki ayrı tehlikenin ortasında yaşama mücadelesi vermekte ve millî varlıklarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Irak'ın toprak bütünlüğünden yana tavır sergileyen Türkmen toplumu, çoğulcu parlamenter, insan haklarına saygılı, siyasi, idari ve kültürel haklarına kavuşma özlemi içindedir. Yanı başımızda bulunan, bundan yüz sene önce bir Mardin, bir Gaziantep, bir Şanlıurfa gibi Anadolu'nun birer şehri olan Musul, Erbil, Kerkük'te yaşayan Türkler, bin yıldan fazla süre Türkiye'yle aynı kaderi paylaşmış olmalarına karşın Türkiye'de dahi yeterince ve doğru biçimde bilinmiyor. Türkülerini her gün dinlediğimiz bu soydaşlarımızın yıllardır çektikleri çileleri, yaşadıkları acıları, zulümleri de fazlaca bildiğimiz söylenemez. Misakımillî sınırları içinde olmasına rağmen ana vatanından ayrı düşen topraklarda yaşayan soydaşlarımız, gerek İngiliz mandası durumundaki Irak Krallığı gerekse Baas rejimi, General Kasım ve Saddam Hüseyin dönemlerinde, 1930'larda, 1959'da, 1970'lerde, 1980'lerde, en son 1991'de katliama maruz kaldılar. Önceki Türkmen liderler kapalı Baas rejimi altında ya seslerini duyuramadılar ya da kısa sürede idam edildiler.
1995'te kurulan Irak Türkmen Cephesi, Türkmenlerin merkezi ve kalesi durumundadır. Kuruluşundan bu yana, Türkmenlerin siyasal yaşamdaki dağınıklığını önlemek, Türkmenlere yönelik baskı ve zulümlere karşı durmak ve Türkmenleri temsil etmek amacını taşımıştır. Türkmenlerin varlığını ve gücünü artırması aynı zamanda Türkiye'nin orada daha etkin olmasının bir yoludur. Güçlü bir Kıbrıs, güçlü bir Azerbaycan gibi o bölgede güçlü bir Türkmeneli Türkiye'nin üniter yapısı açısından da geleceği açısından da elzemdir. Hepimizin gözleri önünde Barzani tarafından 2017 yılında gerçekleştirilen gayrimeşru referandum, DAEŞ ve son olarak PKK'nın bölgedeki hesapları açısından Türkmenler hep risk altında ve tehlike olarak görüldü. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Irak Türkmen Cephesi karşı duruşunu ve kararlı tavrını net bir şekilde sergiledi. İşte bu mücadelede Erşat Salihi Türkmenlerin sorunlarını tüm dünyaya ve kamuoyuna duyurdu.
Erşat Salihi kimdir? Saddam döneminde on yıl hapis cezası aldı, yedi yıl Ebu Gureyb Cezaevinde yattı, kardeşi Rüştü Salihi idam edildi, ailesi bedeller ödedi, sürgün yedi. 2011 yılında Irak Türkmen Cephesinin başına geçen Erşat Salihi'ye evinin önünde, araç konvoyunda saldırılar düzenlendi; suikasta uğradı. Türk kimliğini öne çıkararak Türkmenler arası mezhepsel ayrışmayı bitirdi. Şimdi ne oldu? Dün Erşat Salihi birilerinin perde arkasında zorlamasıyla istifa ettirildi. Açıkça söylüyorum, bu karar Türkiye'ye aittir ve alınan karar yanlıştır. Nasıl ki Denktaş'a zamanında sahip çıkılmamıştır, bugün de Erşat Salihi'ye sırt dönülmüştür. Irak'taki Türkmenlerin sesi Erşat Salihi gibi liderler kolay yetişmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Gelinen bu aşamada, zaten zor şartlar altında olan Türkmenlerin kendi içlerinde birliği, beraberliği tehlike altındadır. İhvancı bir zihniyetin cephenin başına dayatılması Şii kökenli Türkmenleri rahatsız edecektir.
Sözlerime Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun Kerkük Destanı dizeleriyle başlamıştım, yine onun dizeleriyle bitireyim:
"Yaklaş mene Türkiye'm
Sen gel desen, gelemim.
Gelmeye niyetlensem,
Buna ne gerek derler!
...
Tarihtir adil hakem,
Sen kadar men de Türk'em.
Sen tek hür Türkiye'm,
Mense esir Kerkük'em." (İYİ Parti sıralarından alkışlar)