| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 30.03.2021 |
CHP GRUBU ADINA NESLİHAN HANCIOĞLU (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Meclis araştırması önergesi üzerine söz aldım, Genel Kurulu ve bizleri izleyen yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Araştırma önergemizin konusu rant uğruna katledilmek istenen Çarşamba Ovamızdır. Bu değerli ovamızın tam kalbine kanunsuzca, hukuksuzca ve vicdansızca bir biyokütle enerji santrali kurulmuştur. Bu santral kurulurken her şey oldubittiye getirilmiştir. Bu oldubittilerin en somut ve en güncel örneği ise tarımsal sit alanı statüsündeki bir ovanın ortasına enerji santrali kurulurken bu santral için "ÇED raporu gerekli değildir." diye bir karar alınmasıdır. İşte bu karar şimdi yargıda. Düşünebiliyor musunuz, santral günde 1.500 ton yer altı suyu kullanacak, yakma işleminden artakalan sıvı atıklar dereye deşarj edilecek, ovanın suyu, toprağı, havası kirlenecek ama burası için ÇED gerekli olmayacak. Bunu asla kabul etmiyoruz, zaten bilim de kabul etmedi. "ÇED raporu gerekli değildir." kararının iptali istemiyle açılan davada görevlendirilen bilirkişi heyeti ÇED raporunun bu tesis için zorunluluk olduğuna hükmettiler. Şimdi bu bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemenin vereceği kararı bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28 bin çiftçi ailesini barındıran, tarımsal sit alanı statüsündeki bir ovadan ve o ovayı katletmekte olan bir santralden söz ediyoruz. Bu santral günde 1.500 ton yer altı suyu kullanıyor ve atık suyunu -proje tanıtım dosyasında olmamasına rağmen taahhütlerini yerine getirmeyip- Abdal Deresi'ne boşaltıyor; ovada halk sağlığı bakımından, su kaynakları bakımından, tarımsal açıdan son derece olumsuz ve geri dönüşü imkânsız etkiler oluşturmaya başladı.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, iklim değişikliği beraberinde kuraklığı getiriyor.
Bakın, elimdeki bu harita Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün SPI metoduyla hazırladığı yıllık meteorolojik kuraklık haritası. Olağanüstü kuraklık olan bölgeler siyah gösterilmiş. Burada gördüğünüz gibi Çarşamba Ovası simsiyah. İşte bu kuraklık, Çarşamba Ovamızın yer altı su kaynaklarının ne kadar olumsuz yönde etkilendiğini göstermekte. Birkaç yıl öncesine kadar bu ovamızda sulama yapmak için 3-5 metrede sondaj yapan çiftçilerimiz, bugün artık 10-15 metre derinlikte su bulabildiklerini söylüyorlar. 5 metreden çıkarılan su ile 15 metreden çıkarılan suyun maliyeti arasında dağlar kadar fark var. Yani Çarşamba Ovası'nda tarımsal sulamada kullanılan enerjinin mali yükü daha bugünden can yakmaya başladı. Elektrikle Samsun'da birilerinin cebi doldurulurken çiftçimizin cebi boşaltılıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görülen o ki bir ovanın katledilmesi karşılığında birileri zengin edilmek istenmiş, bürokrasisinden yerel yönetimine kadar herkes bu suça, bu günaha ortak edilmiştir. Ova zehirlendikten, su kaynakları kuruduktan, dereler kirlendikten sonra ne olacak? Çarşamba Ovamızın, ekmeğimizin, aşımızın, suyumuzun, toprağımızın yok edilişini biz evlatlarımıza nasıl izah edeceğiz? Santral sahipleri yılda 28 milyon dolar kazanacak ama bunun karşılığında ovadaki tarım bitecek, suyumuz kirlenecek. Şu anda Türkiye'nin enerji üretim kapasitesinin yarısı atıl durumda. Bir ovanın ortasında günde 630 ton orman ürünü ya da lastik, çöp yakarak üretilecek bir elektriğe ülkemizin ihtiyacı yok. Meclis araştırma önergemizi işte bu saiklerle verdik. Milletin Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulsun, Çarşamba Ovası'nın maruz kaldığı kirlenme ve tarımsal niteliğini kaybetme riski bütün boyutlarıyla incelensin, alınması gereken önlemler belirlensin istiyoruz.
Takdiri yüce milletimize ve Meclisimizin değerlendirmesine bırakıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)