| Konu: | Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 06.04.2021 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü nedeniyle öncelikle katledilen meslektaşlarımızdan başta Tahir Elçi olmak üzere yaşamlarına hunharca son verilen bütün meslektaşlarımı rahmetle anıyorum.
Ayrıca -hak savunuculuğu için, mesleklerini icra ettikleri için- şu anda cezaevlerindeki yüzlerce meslektaşımın da yine Avukatlar Günü'nü kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi bu Mecliste birkaç gün önce oy çokluğuyla reddedildi. Bu Mecliste, şu anda görüşülmekte olan bu kanun teklifi, usulüne uygun bir şekilde, tüzük hükümlerine göre, iktidar partisinin sıralarının boş olduğu bir esnada muhalefetin itirazıyla reddedildi. Peki, ne yapıldı daha sonra? Değerli arkadaşlar, daha sonra Meclis İçtüzüğü'nün 13'üncü maddesinin etrafında dolanılarak, Meclis Başkanı Meclise apar topar gelerek kürsüde bunun aksine ve bunun aksi yönünde çalışma yürüttü ve yine kanuna aykırı bir şekilde, bu Meclisin anayasası olan İç Tüzük'e aykırı bir şekilde bu kanun teklifi şu anda yine huzurda görüşülmekte.
Değerli arkadaşlar, Meclis İçtüzüğü 76'ncı maddeye göre birçok milletvekili arkadaşımız bunları dile getirdi. Bu kanun teklifi ancak bir yıldan sonra görüşülebilir çünkü İç Tüzük 76'ncı madde amil bir hükümdür. Bu nedenle, şu anda Meclisin İç Tüzük'ü çiğnenmektedir değerli arkadaşlar.
Bakın, bu Meclisin iradesine el konulmuştur, iradesine müdahale edilmiştir; aynı zamanda bu uygulamayla -Anayasa'nın 7'nci maddesi yani- yasama yetkisine de müdahale edilmiştir. Bu, çok net bir şekilde müdahaledir ve bu, iradeye yapılan ciddi bir müdahaledir. Yani bu işin içinde değerli arkadaşlar bir parmak vardır.
Bakın, parmakla ilgili yaşanmış bir olayı ben sizinle paylaşmak istiyorum. Bir dönem köylüler, köydeki mevcut olan mahsullerini şehirlere getirirken tartıya koyarlar ve tartıda tartıldıktan sonra karşılığında paralarını tahsil etmektedirler. Getirip tartıya konulduğu sırada tartıcı tartar ve muhasebeciye bağırır: "5 kilo parmağım içinde." Bu ne demek biliyor musunuz? "Parmağım içinde" şu demek: 5 kilonun karşılığını köylü almaya giderken muhasebede karşılığı olan 500 liranın 400 lirası köylüye, 100 lirası ise parmağı içinde olan tartıcıya veriliyordu. Yani mevcut olan bu teklifin yeniden getirilip burada görüşülmesinde birilerinin çıkarı var, birilerinin parmağı var değerli arkadaşlar. Bu nedenle, sizlere seslenmek istiyorum: Mevcut olan bu parmağı kabul etmeyin çünkü bu, iradeye yapılan ciddi bir müdahaledir; aynı zamanda Anayasa'nın çiğnenmesidir.
Değerli arkadaşlar, bu, aynı zamanda bir irade gasbıdır. Peki, bu irade gasbına biz yabancı mıyız? Asla, tanıdığımız bir mesele. Niye? Çünkü bakın, 31 Martta belediyeleri kazandık ve 65 tane belediyeyi biz aldık, orada yenildiniz; ne yaptınız peki? Bu 65 tane belediyeden 48 tanesine kayyum atadınız yani iradeyi gasbettiniz. Siz bu işe çok alışkınsınız. Bakın, 6 tanesine ise önce "Seçime girebilir." dediniz, sonra da geldiniz, mazbatalarına el koydunuz. Yani bu iş size çok tanıdık geliyor değerli arkadaşlar.
Bakın, burada bu kanun teklifiyle Anayasa'nın 1'den fazla maddesi ihlal edilmektedir. Bakın, bu ihlal edilen maddelerin başında, değerli arkadaşlar, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi yer almaktadır. Anayasa'nın 90'ıncı maddesi ne demek? Bakın, Halkların Demokratik Partisinin Eş Genel Başkanları başta olmak üzere, bütün siyasetçileri, şu anda 10 bine yakın siyasetçi cezaevinde. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına ve Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre uymak zorunda olduğunuz bu hükümlere şu anda uymuyorsunuz ve derhâl serbest bırakılması gereken, başta Selahattin Demirtaş olmak üzere, arkadaşlarımız şu anda cezaevlerinde rehin tutulmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Bu nedenle, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi bu uygulamayla ihlal edilmektedir. Anayasa'nın 7'nci maddesi... Yine, Meclisin iradesine ciddi bir şekilde el konulmuş durumdadır. Bakın, "cezada şahsilik" ilkesi var, "masumiyet" ilkesi var; bunların hepsi -birer şekilde olmamakla beraber- onlarca defa çiğnenmektedir. Dolayısıyla, bu Meclisin iradesine el konulmuş durumdadır, bu bir darbedir; biz bunu kabul etmiyoruz. Buradan bu kanunun geçmemesi gerekiyor, geçerse de kesinlikle Anayasa Mahkemesinden geri dönecektir, buna da hakkınız yoktur. Çünkü bu kanun 3'üncü defa iptal edilecektir, bunu bu şekilde belirtmek istiyorum. Bir de siz, bu kanunla birlikte suskun bir toplum yaratmak istiyorsunuz.
Bakın, itiraz eden, karşı koyan, hak talebinde bulanan Kürtler bu kanundan dolayı kamu hizmetinde yer almayacak, muhalifler yer almayacak. Bakın, iktidarın hukuksuzluklarına karşı koyan kişiler bu kanundan dolayı kamu hizmetinde yer almayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Değişim isteyen, karşı koyan hiçbir fert bu kanundan dolayı kamu hizmetinde yer alamayacak.
Bakın, siz üniversitelerin durumlarını biliyorsunuz. Üniversitelerde herhangi bir konuda, başta Kürt sorunu olmak üzere, mevcut olan, Türkiye'de kangrene dönüşmüş olan sorunlarla ilgili Allah'ın bir kulundan çıt çıkmıyor. Nedeni nedir biliyor musunuz? Sizin bu şekilde getirmiş olduğunuz faşist nitelikteki bu kanuni düzenlemelerdir. Bu nedenden dolayı Türkiye'deki mevcut olan sorunlar çözülmüyor. Bu nedenle bu kanun teklifinin derhâl geri çekilmesi gerekiyor, geri çekilmezse de bizim ortak olacağımız iktidarda biz kesinlikle geri çekeceğiz ve daha demokratik bir yasayla bu ülkeyi yöneteceğiz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)